Metropol TV ekranlarında yayınlanan İsmet Tanlı’nın hazırlayıp sunduğu ‘Kuş Bakışı’ programına katılan Biçer, “Adana’da tarım, sanayi, kültür, spor tıpkı gelişmiş bir ülkenin gelişmiş bir kenti gibi her şey vardı. Bizler o altın yıllarda çocukluğumuzu, gençliğimizi yaşadık. Şimdi Adanalı çok üzgün” ifadelerini kullandı.
Adana’nın 1990’lı yıllardan itibaren gerilemeye başladığını vurgulayan Adana Kent Konseyi Başkanı Haşmet Biçer, “Geriye doğru bir bakın, hangi ailenin bir ferdi Çukobirlik’te çalışmıyordu, Sümerbank’ta çalışmıyordu. Şimdi o kurumların birinin adını söylesin çocuklar, hiçbirisi yok. Onlar gitti de onun yerine modern teknolojilerle, modern tarıma dayalı sanayilerle yerine geçen bir şey var mı, yok. Adana biraz önce söylediğim kurum ve kuruluşlarıyla cazibe merkeziydi. Doğudan, Güneydoğu’dan, Orta Anadolu’dan kardeşlerimiz, yurttaşlarımız geliyordu. Emek sürecine katılıyorlardı. Adana’nın değer üretmesinde onların muazzam katkıları vardı. Bir süre sonra onlar burada kaldılar hemşerimiz oldular. Adana’da tarım, sanayi, kültür, spor gibi tıpkı gelişmiş bir ülkenin gelişmiş bir kenti gibi her şey vardı. Bizler o altın yıllarda çocukluğumuzu, gençliğimizi yaşadık. Şimdi Adanalı çok üzgün, Türkiye de üzgün çünkü Türkiye Adanalıyı seviyor” dedi.
ADANALI DÜNYA’DAKİ GELİŞMELERİ ÖZÜMSEMEDİ
Dünyadaki gelişmelerin Adana’da pek özümsenmediğini söyleyen Biçer, “Dünyadaki o bilimsel teknolojik gelişmeler, diğer sosyal gelişmeler, politik gelişmeler Adana’da pek özümsenemedi. Fakat bu noktada asıl gerileme son 25 yılda oldu. Özellikle 90’nın sonları 2000’li yıllardan sonra artık hepimizin sızlandığı bugünkü Adana noktasına geldik. Mesela o yıllarda 1995’lerde Adana, Türkiye’de tarımsal üretim gelirinde birinci fakat elimde 2020 verisi var. Şu an Adana yüzde 4 ile 4. Sıraya düşmüş. Konya, Antalya, Mersin bizi geçmiş. Adana dünyada en önemli topraklara sahip olmasına rağmen; 100- 150 yıldan bu yana tarıma dayalı sanayiyi kendi bünyesinde taşımasına rağmen gerildi. Bu denli gerilemenin nedenini, buna neden olanlara sormamız gerekiyor. Biz bunu soruyoruz. Adanalıların bunu iyi incelemesi iyi irdelemesi gerekiyor” diye konuştu.
ADANA İLE YEREL BASININ GERİLEMESİ PARALEL
Adana’nın sorunlarını Adana’nın evlatlarının dile getirebileceğini ve yerel basının bilinçli bir şekilde geriye atıldığını dile getiren Biçer, “Adana’nın gerilemesi kesinlikle yerel basının gerilmesiyle paralel gitti. Kendi öz evlatları Adana’nın sorunlarını dile getirmezse kim dile getirecek? Bence bu bilinçli yapıldı. Biraz önce söylediğim 20 küsür yıldan bu yana her alanda tarımda, sanayide, enerji politikaları Adana’yı bitirdi aslında. Adana’da sadece bu nüfus kaybı, yatırım kaybı değil, Adana’nın o anlı şanlı zenginliği de kayboldu. Gelir dağılımına bakıldığında bölgenin zenginin benzer bölgelere kıyasla daha zengin, yoksulun ise daha yoksul olduğu anlaşılıyor.” İfadelerini kullandı.
KENT KONSEYİ BİR KAMUSAL ALANDIR
Kent konseylerinin bir hemşeriler meclisi olduğunu ifade eden Biçer, “Kent konseyi bir kamusal alandır, yani bütüncül alandır. Kamu dediğimiz zaman, kamu yararı dediğimiz zaman, kamuoyu dediğimiz zaman bu devletle ilintilemez bizzat halkın kendisi. Halkın bir araya geldiği alan bir kamusal alandır. Yani biz Adana Kent Konseyi’ni Adana’da bütün hemşehrilerimizin sürece katılabileceği kamusal alan yapmak istiyoruz. Ve o kamusal alanda herkesin yararlanacağı bir kamu yararı geliştirmek istiyoruz ve herkesin bilgileneceği özgürce açık bir kamu oluşturmak istiyoruz” diye belirtti.
ADANALI ÖZGÜRCE FİKRİNİ SÖYLEYEBİLMELİ
Adanalı vatandaşların, Adana hakkındaki fikirlerini söyleyebilmesi gerektiğini savunan Biçer, “Muhakkak kentlerde iki meclis olması gerek. Biri devletin, siyasetin meclisi ki o zaten belediye meclisleri. Bir de kent konseylerini daha da dönüştürerek hemşeriler meclisi oluşması gerekiyor. Çünkü burada yaşamın tüm yönlerine katılım ilkesine dayalı olarak örgütlü olan insanlarında buraya gelip fikirlerini söylemesi lazım. Örgütsüz olan insanların da çalışma gruplarıyla gelip fikirlerin söylemesi lazım. Çalışma gruplarımız var meclislerimiz var. Yani Adanalı hemşerilerimizi dağda, bayırda, köyde, fabrikada nerede olurlarsa olsunlar kent yaşamına ilişkin kent konseylerine katılıp fikirlerini söyleyebilirler. Ortaya raporlarını, yazılarını koyabilirler. Çalışma gruplarında biz bütün Adanalıyı özendirerek raporlar ortaya koymasını istiyoruz. Çünkü biz, başta ben olmak üzere yönetim kurulunda olan arkadaşlarımız da, oradaki süreci yürüten o kardeşlerimizin ortaya rapor koyduğunda değerlendiren bir yapı olmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
Tv programının devamını https://www.youtube.com/watch?v=n1NqmZlEL3o&t=2056s izleyebilirsiniz...