Geçtiğimiz cumartesi günü Adana'da yaşanan ve 'süper hücre'; olarak adlandırılan yoğun yağmur, şehri adeta felç etti. Şiddetli yağmur, çok uzun sürmese de büyük hasara yol açtı; yollar kapandı, araçlar sular altında kaldı ve şehirde hayat durma noktasına geldi. Evleri, iş yerlerini ve hatta alışveriş merkezlerini bile su bastı. İnsanların can güvenliği tehdit altında kalırken, ekonomik kayıplar da ciddi boyutlara ulaştı. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde Adana sokaklarında kayıklarla dolaşan insanlar, sulara kapılmış buzdolapları ve devrilmiş ağaçlar dikkat çekti. Adanalılar her zamanki esprili
tutumlarını koruyarak bu durum karşısında gülse de, aslında ağlanacak halimize güldüğümüz bir gerçekti.
Yaşanan bu olay, şehrin altyapısının yetersizliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle yağmur suyu drenaj sistemlerinin zayıf kalması ve bakımsız altyapı, Adana'nın her yağmurda büyük çapta zarar görmesine neden oluyor. Peki, böylesine aşırı yağışlara karşı Adana neden hazırlıksız? Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, yerel seçimler öncesinde Adana'nın sorunlarına çözüm bulacaklarını ve şehir için adana adana çalışacaklarını vaat etmişti. Bunun için özel şarkılar dahi besteletilmiş, kampanyalarda altyapı çalışmalarına dikkat çekilmişti. Ancak aradan geçen 6 aylık zamanda tam da henüz pazartesi yayınlanan yazımızda belirttiğimiz gibi Adana'nın altyapısı ile ilgili gözle görülür bir iyileştirme gerçekleşmedi. Yıllardır, şehrin altyapı sorunlarına yönelik ciddi bir adım atılmadığı aşikâr. Adana’nın yine bir yağmura teslim olduğunu görmek, hem yönetimsel eksiklikleri hem de kentsel planlamadaki yetersizlikleri ortaya koydu.
Bir şehrin sağlıklı bir şekilde gelişmesi, doğal afetlere karşı dayanıklılığının artırılmasıyla mümkündür. Özellikle yağışlar, sel baskınları gibi öngörülebilir afetlere karşı alınacak önlemler, altyapı çalışmalarının temel bir parçası olmalı ama ne yazık ki, Adana'da bu konuda uzun yıllardır atılması gereken adımlar göz ardı edildi.
Dünyada birçok gelişmiş şehir, aşırı yağışlara karşı kapsamlı önlemler almakta ve altyapı yatırımlarını bu doğrultuda planlamaktadır. Örneğin, Japonya'nın başkenti Tokyo'da, su baskınlarına karşı yerin altına devasa bir su tahliye sistemi inşa edilmiştir. Bu sistem sayesinde yağmur suları, şehir içinde birikmeden özel kanallar aracılığıyla tahliye edilmektedir. Ayrıca Hollanda, su seviyesinin altında kalan coğrafi yapısına rağmen, gelişmiş su yönetimi sistemleri ve barajlarla sel baskınlarına karşı büyük başarılar elde etmiştir. Amsterdam’da, sokaklara yerleştirilen geniş drenaj kanalları sayesinde yağmur suları hızla toplanmakta ve su baskınlarının önüne geçilmektedir. Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da ise, yağmur suyu yönetim planı kapsamında şehrin sokaklarına özel eğimli yollar inşa edilmiştir. Bu yollar, suyun hızlı bir şekilde tahliye edilmesini sağlayarak şehrin sel baskınlarından korunmasına yardımcı olmaktadır. Londra’da Thames Barajı, su baskınlarına karşı şehrin korunmasını sağlayan en önemli altyapı projelerinden biridir. Bu çalışmalarda öncelik doğa olaylarına karşı savunma amacını taşısa da çalışmalar aynı zamanda şehirlerin yaşam kalitesini artıran projeler olması bakımından da önemlidir. Adana’nın da bu tür gelişmiş altyapı sistemlerine ihtiyacı olduğu açıktır. Yağışlar kaçınılmaz olsa da zararlarını en aza indirmek mümkündür. Bu noktada Adana’nın başta Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve diğer belediye başkanları olmak üzere, şehir yönetimlerinin bu örneklerden ilham alması gerekiyor. Adana’da her yağmurda karşılaşılan manzara, şehirdeki altyapı eksikliklerinin açık bir göstergesidir. Bu durumu düzeltmek için öncelikle su yönetim sistemlerinin baştan sona yenilenmesi gerekmektedir. Altyapı projelerine uzun vadeli bakılmalı ve şehirdeki mevcut drenaj sistemleri güçlendirilmelidir.
Ayrıca sel riski yüksek bölgelerde, suyun birikmesini önleyecek havzalar ve kanallar inşa edilmelidir. İleri teknoloji kullanılarak yağmur suyu tahliye sistemleri genişletilmeli ve tıkanıklıklar düzenli olarak kontrol edilmelidir.
Adana, geçmişte de sel baskınlarıyla karşı karşıya kalmış bir şehirdir. Bu nedenle, şehir yönetiminin bu konuyu sadece acil durumlar için değil, uzun vadeli planlamalar dahilinde ele alması gerekmektedir. Sadece kriz anlarında müdahale etmek, çözüm değildir. Gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi, doğal afetlere karşı dayanıklı altyapı projeleri geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. Adana Büyükşehir Belediyesi yönetimi bu sorunları çözme konusunda daha proaktif olmalı ve gelecekte benzer olayların tekrar yaşanmaması için kalıcı çözümler üretmelidir. Adana halkı, bu felaketleri sadece esprili bir şekilde karşılamak yerine, taleplerini daha yüksek sesle dile getirmeli ve yönetimden somut adımlar beklemelidir. Modern şehircilik anlayışına sahip olmak, sadece binalar dikmekle değil, altyapı sorunlarına kalıcı çözümler üretmekle mümkündür Her doğa olayına teslim olmak Adana’nın makus talihi olmaktan çıkmalıdır. Bunu başarabilecek iradeyi ortaya koymak da en başta sehrin belediye başkanlarının üzerine düşen büyük bir sorumluluktur. Ey! Seçilmek için binbir vaatte bulunup halkın oylarıyla bir makama gelen Başkanlar; Adanalının hakkı hepinizin üzerinde. Bu kente, bu kentin insanına borcunuzu ödeyin. Hemen!