Adana’ya Yakışmıyor!

Dünyanın hangi ülkesinde ya da Avrupa’nın hangi kentinde 10 yılda serinlemek isterken 300 kişi boğularak hayatını kaybediyor. Var mı böyle bir istatistik…

Adana’da son 10 yılda serinlemek isteyen yaklaşık 300 kişi boğularak hayatını kaybediyor ve biz bu çağda bunun önüne geçemiyoruz.

Adana Emniyet Müdürlüğü’nün yaptığı özverili çalışmalara rağmen çocuklar sulama kanallarında boğuluyor. Polis daha ne yapabilir? Mahalle mahalle gezip, kapı kapı dolaşıyorlar, tek tek el ilanı dağıtarak insanları bilinçlendiriyorlar. Kanal boylarında oturan insanları bilgilendiriyorlar. Kanalda yüzen çocukları çıkartıp uyarıyorlar. Her yıl serinlemek için yaklaşık 30 kişinin boğulduğu Adana’da havaların ısınmasıyla birlikte yine tehlikeli serinlik başladı. Özellikle çocuklar serinlemek için sulama kanallarına ve Seyhan Nehrine girmeye başladı. Tehlikeye aldırış etmeyen çocuklar bir de köprüden çok yüksekten nehre atlayarak tehlikeyi iki kadına çıkardı. Herkesin şaşkın bakışı arasında çocuklar köprünün en üst seviyesine çıkıp oradan nehre atlayanlarla karşılaşıyoruz.

İlginçtir! Meraklılar da film seyreder gibi seyrediyor. Kimse bir vatandaş bilinciyle çocukları uyarmıyor. Ve televizyonlarda gazetelerde bir boğulma haberi çıkınca ah vah ediyorlar.

Bu görüntüler Adana’ya yakışmıyor.

Adana Emniyet Müdürlüğü’nün yüzen her çocuğun başına bir polis dikecek hali yok ya! Polis bütün mesaisini kanal boyunda yüzen çocuklara mı ayıracak?

Bu muhtarlar ne yapıyor muhtarlar?

Neden halkı bilinçlendirmek için kendi mahallesinde halkı bilinçlendirmiyor.

Özellikle kanal kenarında mahallesi bulunan muhtarlar neden inisiyatif almıyor.

Bir seçim yaşadık geçti. Muhtar seçilenler seçildi. Hani hizmetiniz?

Hani gece gündüz halkın hizmetinde olacaktınız? Mahallenizden bir çocuk boğuluyor, belediyeden çadır ve çay istiyorsunuz, üç gün ağlıyorsunuz hepsi bu…

Boğulmalara karşı o mahallede neden bir seferberlik başlatmıyorsunuz.

Mahallenizden bir çocuk boğuluyorsa bu anne ve baba kadar bir muhtar olarak sizin de sorumluluğunuzda değil mi?

Gerekirse siz de kanal kenarlarına gidin, azalarınız gitsin, vatandaşları bilinçlendirin, yüzen çocukları kanaldan çıkarsınlar…

Koca Adana’da şu boğulmaların önüne geçilemiyor.

Şöyle düşünün!

Kanal boyunda yürüyorsunuz ve boğulmak üzere olan bir çocuk can havliyle çırpınıyor.

Bir bakıyorsunuz kendi evladınız…

Ne yapardınız?

Başınızı başka bir yöne çevirip gider miydiniz?