Bazı sabahlar Adana trafiği çok yoğun oluyor. Kırmızı ışık yanınca da mesaiye yetişmek için gidenler uzun araç kuyrukları oluşturuyor. Işık çevresinde görevli polisler trafiği yönlendiriyor. Bu sabah da yoğun bir trafikle karşılaştık. Belediye otobüsünün içinde bekliyoruz. Önümüzde uzun bir araç kuyruğu var, sıra bize gelirse geçeceğiz ama geçilecek gibi değil…
Tam o sırada içinde bulunduğumuz otobüsün yanında siyah bir otomobil durdu. Önümde oturan orta yaşlı adam fark etmese benim de dikkatimi çekmeyecekti.
Orta yaşlı adam, eliyle işaret ederek yanındaki eşine gösterdi.
“Yanımızdaki şu araçta oturan emniyet müdürü” dedi.
Kadın dikkatini o yöne verince, konuşmaya benim gibi tanık olanlar da siyah otomobile bakmaya başladılar.
Evet, orta yaşlı adam haklıydı.
O yoğun trafikte Adana Emniyet Müdürü Doğan İnci otomobilin içinde bizim gibi kırmızı ışığın yanmasını ve polisin işaretini bekliyordu.
Normalde ‘emniyet müdürü geliyor’ diye trafik polisinin o yolu boşaltması ve ona geçiş üstünlüğü sağlaması gerekirdi ama bunların hiçbiri olmadı.
Çünkü trafik polisi emniyet müdürüne geçiş üstünlüğü sağlasa, bu kez başka yöndeki trafik tamamen tıkanacak ve işe gitmek üzere yola çıkan çoğu insan o trafikte mağdur olacaktı.
Ben bunları düşünürken…
Orta yaşlı adamın eşi, “Ne beyefendi bir insan, bak o da bizim gibi trafikte bekliyor” dedi.
‘Beyefendi’ ne muhteşem bir tanımlama…
Centilmen, iyi, nazik ve güzel davranışları olan erkekler için kullanılan ‘beyefendi’nin Adana Emniyet Müdürü Doğan İnci için kullanılması…
Düşünün!
Adana’nın güvenliğini; duruşuyla, davranışıyla, nezaketiyle, çalışmasıyla, azmiyle, gayretiyle ‘beyefendi’ bir emniyet müdürü sağlıyor.
Bir emniyet müdürünün, yoğun trafikte halkla birlikte otomobilin içinde beklemesi bir kadına bu sözleri söyletiyorsa; o teşkilatta çalışanların Adana’nın huzuru için gece gündüz demeden ne fedakârlıklar yaptığına artık siz karar verin…