Beypolat’ın Adana Vefası...

Telefonun ucundaki ses;

-Abdulkadir Bey’le mi görüşüyorum?

-Evet, benim efendim buyurun,

-Ben Mersin’de yaşıyorum, ismim Halit Beypolat iş insanıyım,

-Çok sevindim, buyurun efendim,

-Tanık Gazetesinde makalenizi şimdi okudum, çok beğendim, sizde benim gibi pozitif düşünen, pozitif yaşayan akıllı bir insansınız...

-Çok teşekkür ederim, var olun, estağfurullah...

-Ben 1961 yılında Adana Ticaret Lisesinden mezun oldum, Mersin’de ticaret yapıyorum,

-Tebrik ederim, çok güzel...

-Bir gün Adana ya gelip mezun olduğum, okulumu gezip ziyaret etmek istiyorum…

-Şeref verirsiniz, buyurun, gelin, yardımcı olabileceğim konu olursa baş tacısınız...

...

Aradan 20 ya da 25 gün geçti. 16. kitap fuarının beşinci gününde, telefonla yeniden aradı Halitbey yola çıktığını Adana’ya gelmekte olduğunu söyledi. Ortak olarak belirlediğimiz noktaya tam saatinde özel şoförün kullandığı araçla geldi. Enerjik biçimde hemen kapıyı açıp indi, görüştük, tokalaştık, muhteşem bir kişi olduğunu hemen anladım... Mersin’in yetiştirdiği seçkin, akıllı harika bir iş insanıydı... Tam bir beyefendi olduğunu daha ilk görüşte anladım, bilgece güleç yüzlü, tatlı dilli. Sözleri ağzından bal tadında akıyordu...

...

Öyle kibar, saygılı, nazik, beyefendi bir tarzı vardı ki, on binlerce insanın hayatına dokunan medya mensubu olarak yüz üzerinden yüz olan notumu hemen verdim; Arkadaşlarım zaten ömrümce daima büyük yaşlı olan kişilerdi, yaşlıları dinlemek, sohbet etmek en büyük mutluluğumdu... Halit Bey de hemen onlardan birisi oluverdi... Tertemiz, şık, güzel giyimli, saçları bakımlı, kibar konuşma şekli, bilgece gülümseyen yüzüyle her sözünden ders aldığım, hayranlık duyduğum, inanılmaz sevdiğim bir insandı karşımdaki, hayat sahnesindeki rolünü, sıfır hata yüzde yüz başarıyla oynayan, güngörmüş, sefa sürmüş, çok saygıdeğer arkadaşım oluverdi...

...

Özel şoförü Mustafa’nın kullandığı makam otomobiline beni de aldılar. Birlikte Adana Ticaret Lisesine

“1961 mezunu olan öğrenciniz, Halit Beypolat bey sizi unutmadı, şu anda ziyaretinize geldi. İşte karşınızda” deyince, görevliler birden çok heyecanlandı. Hemen koluna girip, yukarı kattaki müdür beyin makamına çıktık, Halit Beypolat amca ile birlikte, bizi çok güzel ağırladılar... Müdür bey ayakta karşıladı. Saygı ve hürmetle Halit amcanın elini sıktı. Onun Mersin’den getirdiği cezeryeleri, görevli hemen tabaklarla müdür bey ve odada bulunanlara sundu... Odada ses çıkmıyordu. Herkes Halit Amcayı dinlemeye yoğunlaşmıştı, bende onun ağzından çıkacak her sözü dikkatli takip ettim... Sohbet uzadıkça uzadı. Halit amca o günlere gençliğine geri dönmüştü. Güzel günler yad edildi. Okulun döneminki taş yapılı binasından, öğretmenlerinden, okul müdürlerinden söz etti. Halit Amca gençleştikçe gençleşmişti. Adana Ticaret Lisesinin 1982 doğumlu olan şu andaki 1961 de mezun olan öğrencisi olan misafirin söylediklerini, adeta nefes almada dinleyip hafızasına kayıt etti.

...

Tam bir iş insanı, gerçekten de uzman bir profesyonel olan Halit Amca, hem kendinin, hem de müdür beyin, sohbete ayırdığı zamanını öyle çok dikkatle ve öyle tutumlu kullandı ki, konuşması ve sohbeti bitmesine kendisi karar verdi; hepimiz sözünün üstüne söz söylenmeyecek bilge olan Halit amca müsaade istedi, müdür bey okul bahçesine kadar bizi yolcu etti. Ama esas final şuydu; Halit Amcanın söylediği son sözler gözlerimi yaşarttı çok duygulandırdı şöyle dedi; Müdür Bey, benim Huzurkent civarında tarım makineleri imal eden fabrikam var. Çocuklarım orada dünya ülkelerine üretim yapıyorlar... Buradan mezun olan, iş arayanlar olursa telefonum size bıraktım, çalışkan, dürüstlüğüne inandığınız kişiler olursa çekinmeden beni arasınlar kapım onlara sonuna kadar açık onlara iş vermeye hazırım.

...

Hay kurban olduğum Halit amcam, eli öpülesi bilge iş insanı. Bu ne güzel bir ifade, bu ne güzel bir teklif, bu ne güzel bir vefa duygusudur. 1961yılında mezun olduğu, Adana Ticaret Lisesini aradan yıllar geçmesine karşın asla unutamamış, Mersin de ticaret yapıp paralar kazanmış, çocuklar büyütüp onlara fabrika kurmuş, aradan bunca yıl geçmesine rağmen, mezun olduğu okula ziyarete gelip, aynı okuldan mezun olacaklara, iş arayanlara vefa duygusu nedeniyle fabrikasının kapısını açıp çalışmak isteyenlere iş vermek için davet ediyordu. Türkiye’mizin bu türlü erdemli ve bilge iş insanlara ne kadar çok ihtiyacı vardı çok sevindim, inanılmaz mutlu oldum...

...

Birden kendimi Türk Filmlerindeki fabrikatör rolünü başarıyla oynayan, Hulusi Kentmen le karşı karşıya olduğumu düşündüm, çok duygulandım ama aradaki fark şuydu ki; Halit Amca rol yapmıyordu. Gerçeğin ta kendisiydi, gözü gönlü bol, ülkemiz için üreten, ülkemizin insanlarına iş imkânı sunan, üstelik bunu 1961 yılında mezun olduğu Adana Ticaret Lisesini yıllar sonra ziyaret ettiği anda yapan muhteşem insandı. Bu sahneler sadece filmlerde değil, demek ki, gerçek hayatta da olabiliyormuş. Halit Beypolat baba sen çok yaşa, Allah sana sağlıklı huzurlu uzun ömürler versin, güzel ülkeme güzel işler yapmaya, çalışan gençlere iş kapıları açmaya devam et, ne güzel bir iş insanısın, varlığınla tanışma mutluluğum ömür boyu bana yeter var ol baba...