Günler geçiyor, azalır mı, hafifler mi diye bekliyoruz ama bittiği biteceği yok. Sporda kavga ve şiddet kaldığı yerden hem de tüm hızıyla devam ediyor yeşil sahalarımızda. Sporun, oyunun konuşulmadığı, yalnızca hakem hatalarının gündem olduğu bir futbol ülkesi haline geldik. Basın açıklamaları, iftiralar, küfürleri, sahaya atılan şişeleri bir yere kadar anladık anlamasına ama maç bitiminde bir futbol kulübü başkanı ve yanındaki yarmaların sahaya inip hakemi yumruklaması, tekmelemesi ile cümle aleme rezil olduk deyim yerindeyse.
Bir hakem düşünün, hem de FİFA kokartlı, Türkiye’nin başkentinde, Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçının bitiş düdüğünün ardından herhangi biri tarafından değil, Ankaragücü başkanı tarafından yumruklandı. Zaten aldığı yumruk darbesiyle kendinden geçen hakeme bir de başkan yanlıları tekmeler savurdu, hem de kafa bölgesine. Yani adam öldürmeye birinci dereceden teşebbüs, orada araya girenler olmasa linç devam eder, belki de hayatını kaybedebilirdi. İşin tuhaf tarafı,hala bir grup taraftar saldırganlara destek veriyor,alkışlıyor.Rezillikte son nokta…
Şimdi, bu olayın ardından ilk açıklamalar’’ Böyle olsun istemedim, amacım vurmak değildi, bir anlık öfkeydi.’’ şeklinde olacaktır her zamanki gibi. Ama bu kez hiç inandırıcı olmayacağı fikrindeyim,çünkü spor kamuoyu bu bile bile lades durumunu gayet iyi analiz etmiş olsa gerek.İki büyük kulübün başkanı lig başladığından bu yana her hafta hakemlerle oyun hamuru gibi oynuyor,her hafta hakemler idam sehpasına çıkarılıyor ve aforoz ediliyor.Bir kulüp başkanının biraz daha ileri giderek,’’ Onlara nefes aldırmayın, nerede görürseniz tepki gösterin, AVM’de bile görseniz tepki gösterin.’’ diyebildiği bir ülkede hakemlere fiili saldırı çok bile gecikmiş.Bu aymazlığın perde arkasında elbette Futbol Federasyonun payı büyük,parti kurucusu ve iki dönem millet vekilliği yaptı diye bir spor adamına Fair Play ödülü verilmez, o ödül şımartır, sonra yumruğa dönüşür.
2010 yılında bir 2.lig müsabakasında yanlış hatırlamıyorsam Mersin İY koçu 6 yerinden bıçaklandı sahada, hem de saldırgan protokol kısmından indi sahaya.2013’te Fenerbahçeli bir taraftar öldürüldü, Beşiktaş futbolcusu Manuel Fernandes maç esnasında fiili saldırıya uğradı, daha da beteri, Fenerbahçe kulübünün otobüsü kurşunlandı, ortada fail hala yok. Hakem Volkan Bayarslan’a saha içinde arkadan yumruk atıldı, saldırgan hemen salıverildi, hatta paşalar gibi karşılanıp ağırlandı memleketinde. Sahaya atlayıp hakem ve rakip futbolculara doğru hücum eden bir holiganı durduran Joseph’e kırmızı kart verildi, Joseph daha fazla dayanamadı, ülkeyi terk etti.
İşte spor ceza hukukunda gediğimiz nokta. Şimdilik ‘’nasıl olsa unutulur’’ boyutundayız. Birkaç gün sonra kaldığı yerden devam, nefes aldırmayın. Bu işin sorumlusu ne yalnızca Federasyon ne de hakem camiasıdır. Çünkü bu zümreler de onları seçenlerin aynasıdır. Aynada gördüğümüz kendi yansımamızdır.