İhtiyaç kredisi faizlerinin son bir yılda 50 puandan fazla artarak yıllık bileşik olarak yüzde 80’i aşmış olmasına rağmen vatandaşların borçlanmaya devam etiğini belirten Bulut, her şeyin fiyatının sürekli arttığı bir ortamda vatandaşın kredi kartına taksiti “keyfiyet” için değil “mecburiyet” için kullandığını belirtti.

"VATANDAŞ İHTİYAÇTAN HARCIYOR"

Vatandaşın ihtiyaçtan harcadığının altını çizen Bulut, “Bankaların bireysel kredi ve kredi kartları nedeniyle vatandaşlardan olan alacaklarının bakiyesi 3 trilyon lira sınırını aştı. Bireysel kredi borçları 1 trilyon 660 milyar liraya, kredi kartı borçları ise 1 trilyon 343 milyar liraya yükseldi. Vatandaşın elinde avucunda olmadığı için bankalara borcunu da ödeyemiyor. Saray’ın enflasyonla mücadele sürecinde, parasal sıkılaştırma önlemleri üzerine kurulan ekonomi modeli dar gelirlinin ümüğünü sıkmayı hedefliyor” dedi.

"NAKİT ÇEKİMİ DE SINIRLANDIRILDI"

Temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan vatandaşın derin yoksulluğa itildiğini kaydeden Bulut, şöyle devam etti:

“Enflasyonist ortamda 1 Nisan itibariyle, kamu bankaları sonradan taksitlendirme özelliğini kaldırdı. Taksitlendirme giyim, market, elektronik ve benzeri alışverişlerde yapılamayacak. Diğer sektörlerde faizsiz 4 aya kadar bölünebilecek. Birçok özel banka da iş yerlerine “taksit düzenlemesinin” kaldırıldığını veya 2 ya da 3 taksitle sınırlandırıldığını belirten bilgilendirme mesajları atmaya başladı. Ayrıca kredi kartına nakit avansa yüzde 25 sınırı konulurken taksit sınırı da düşürüldü. 12 ve 9 olarak uygulanan en yüksek taksit sayısı 3'e indirildi.

"VATANDAŞ BUZDOLABI BOZULSA ALAMAYACAK"

Sıradan bir çamaşır makinesinin bile 20 bin lira olduğu asgari ücretin 17 bin lira olduğu bir durumda bulunan ekonomik çözüm bu mudur? Vatandaş buzdolabı, çamaşır makinesi bozulsa alamayacak. Bu ekonomi modeline göre vatandaşları aç bırakırsanız, talep olmaz, enflasyon da düşer. Enflasyonla mücadelenin kurbanı halk ve dar gelirli olmak zorunda mı? Enflasyonla mücadeleye gerçekten başlamak istiyorsanız önce “ülkenin milli gelirinin” çok büyük bir kısmını alan sermayedarlara gidin, kamuya gidin, sonra vatandaştan imkânı ölçüsünde fedakârlık isteyin. Önce tasarrufa kamunun lüks harcamalarından başlayın.”

"SARAYIN GÜCÜ DAR GELİRLİYE YETİYOR"

Enflasyonun faturasının dar gelirliye kesildiğini kaydeden Bulut, “Vatandaş şimdiye kadar borcu borçla kapatıyordu. Vatandaşın o imkân da elinden alındı. 22 yılda kaynakları tüketen Saray’ın gücü sadece dar gelirliye yetiyor” dedi.

Kaynak: HABER MERKEZİ