Malatya’da 4,4 Büyüklüğünde Deprem Malatya’da 4,4 Büyüklüğünde Deprem

Çukurova Havzası, Akdeniz iklimi nedeniyle yılın büyük bir bölümünde yağış almazken, son yıllarda bu durum daha da kötüleşti. İklim değişikliğinin etkisiyle yağışların azalması ve sıcaklıkların artması, bölgedeki su kaynaklarının yenilenmesini zorlaştırıyor. Özellikle son iki yılda yaşanan kuraklık, barajlarda ve yer altı sularında ciddi azalmalar meydana getirdi.
Adana Tarım platformu sözcüsü İncefikir, “Tarım sektöründe kuraklığın anlamı, diğer sektörlerden daha farklıdır. Çünkü bitkiler için yıl içerisinde yağan toplam yağıştan çok, büyüme dönemlerinde bitki kök bölgesinde var olan su daha önemlidir. Dolayısı ile bitkilerin çıkış ve gelişme döneminde ihtiyaç duydukları suyun toprakta bulunamaması, tarımsal kuraklık olarak adlandırılmaktadır” dedi.
İncefikir, “Bölge, Türkiye'nin en önemli tarım alanlarından biri olarak bilinmektedir. Pamuk, buğday, mısır ve narenciye gibi ürünlerin yoğun olarak yetiştirildiği Çukurova'da, tarımsal sulama için büyük miktarlarda su kullanılmaktadır. Ancak, mevcut su kaynaklarının yetersizliği, çiftçileri zor durumda bırakmakta ve üretimde ciddi kayıplara yol açmaktadır. Sulama için yer altı sularının aşırı kullanımı, su tabanının düşmesine ve tuzlu suyun içeri sızmasına neden olarak, toprağın verimliliğini de olumsuz etkiliyor” diye konuştu. 
Tarımsal kuraklığın olumsuz etkilerini azaltmanın en doğru yolunun doğru planlamalar olduğuna değinen İncefikir, “Ülkemizin, küresel ısınmanın muhtemel etkileri açısından, risk grubu ülkeler arasında yer aldığı, gelecekte özellikle Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerimizin iklim değişikliğinden daha çok etkileneceği tahmin edilmektedir. Tarımsal kuraklığın olumsuz etkilerini azaltmak, kuraklık olmadan önceki dönemlerde alınacak tedbirler ve kuraklığın yaşandığı dönemlerde yapılacak doğru planlamalarla mümkündür” ifadelerini kullandı. 
İncefikir, “Yağış özellikleri bakımından yağışlı günler sayısının bilinmesi kuraklık ihtimalleri bakımından önem taşır. Türkiye'nin büyük bir kısmında yağışlı günler sayısı azdır ve bölgelere göre ortalama 60 ile 175 gün arasında değişmektedir. En yüksek değerler ülkenin kuzeyinde Karadeniz kıyıları boyunca uzanan şerit üzerinde olup, bu kuşak içinde yağışlı günlerin sayısı yer yer 138 ve 141’e kadar ulaşmaktadır. Diğer taraftan Akdeniz Bölgesinde yağışların yılın belli bir dönemine ait olması nedeniyle yağış miktarının ve yağışlı gün sayısının toplamı fazla değildir. Türkiye’nin yarı kurak bölgelerini oluşturan İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yağışlı günler sayısı 100’ün altına düşer” şeklinde konuştu.

Muhabir: CEMRE BAYRAK