Üretimdeki en büyük payı, 66 TWh ile hidroelektrik kaynaklar aldı. Bu, toplam üretimin %22,9’una denk geliyor ve yenilenebilir kaynakların önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
Ancak, ikinci sırada ithal kömürden elde edilen 61,1 TWh (%21,1), üçüncü sırada ise doğalgazdan üretilen 51,3 TWh (%17,7) bulunuyor. Ayrıca yerli kömürden üretilen 39,2 TWh’lik (%13,5) elektrik de fosil yakıtların enerji arzındaki payını artırıyor.
Yenilenebilir enerji kaynakları arasında hidroelektrik dışındaki güneş, rüzgar ve biyokütlenin toplam üretime katkısı, henüz fosil yakıtlarla rekabet edebilecek seviyede değil.
Enerji uzmanları, Türkiye’nin fosil yakıtlara bağımlılığını azaltması gerektiğini belirtiyor. "Yenilenebilir enerji kaynaklarının payını artırmak hem çevresel sürdürülebilirlik hem de enerji güvenliği açısından kritik öneme sahip," diyen uzmanlar, özellikle güneş ve rüzgar enerjisine yapılacak yatırımların hızlandırılmasını öneriyor.
Bu veriler, Türkiye’nin enerji üretiminde daha temiz ve sürdürülebilir çözümlere yönelmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Fosil yakıtların çevresel maliyeti ve ithal kömüre bağımlılık, uzun vadeli stratejilerle çözülmesi gereken sorunlar arasında yer alıyor.