Gelin Bir Adana Gezintisine Çıkalım

pazar günleri genelde herkes için tatildir. Fakat aslında en güzel o gündür. neden basit, her şeyi daha net ve özünde görürsün. Bir gazeteci için anlamak ve halkın hareketlerini izlemek en güzel olaydır. Bende geçen pazar ailem değilde zamanımı Adana'ya ayıracam diyerek çıktım yola. Adana yürüyerek ancak anlaşılır. hal böyle olunca, şöyle bir bit pazarı semalarına ulaşalım dedim. önce küçük saat civarı gezinti sırasında ne göreceğimi hayal etmiştim. gördüğüm ilk görüntü her köşe başında valilikten alınan izin ile SMA hastaları için olan sesli yardım isteme kayda alınmış teypler ile halktan yardım isteniyor. onun açıklaması belli 2 yaşına kadar müdahele ettin, ettin sonrası sizlere ömür o çocuklar ömürleri boyunca Allahın onlara sunduğu engelli yaşam. Bir devlet çocuğuna 2 Milyon doları bulamıyormu? bu tartışılması gereken başka bir konu. gezinti dedik, küçüksaat civarı ne güzel bir görüntü güvercinlere yem veren insanlarda hala bir vijdan var demek. sonrası inönü parkında aylardır yine aynı görüntü Filistin protestosu var. halbuki Dünya'da 55 Müslüman ülke var ve bunların dışında sadece Güney Afrika İsraili uluslararası lahey adalet divanına şikayet etti! malesef bir tane müslüman ülkenin aklına gelmemiş bu olay!...

Devam edelim Adana gezintisine, çocuğu ile su satan adam gördüm ilk satışını bana satan adamdaki o mutluluğu görmek gerekti, halbuki ben o çocuğun hayrına almıştım o suyu, hani bir söz var," kimine felek, kimine kelek yedirdin yalan Dünya" misali. gezmeye devam edelim söz konusu canım Adana'm kocavezire doğru yol aldığımda en kötü senaryo geldi başıma, orada Türkçe sorduğum bir adrese sen Türkmüsün diyen Suriyeli gördüm evet ben kendi ülkemde yabancıyım dedim!...

e, onlarda haklı oraya sadece Suriyeli sığınmacılar üstünlük sağlamış Türkler neden gelsinlerki? kendi ülkelerinde hiç alışık olmadıkları insan kılıklılar var orada. irkilmemek elde değil. bir an mutulu oldum Kebapçı mesutu gördüm teee, 1921 de kurulmuş, işte Adana'nın marka işletmeleri nasıl geriye itilmiş düşüncesi aldı gitti bende. sonrası zaten Bit pazarı civarı, orası daha ilginç, bundan 40 sene önce sovyetler birliği dağıldığında Adana'da o ülkenin fakirleri ordunun en yüksek makamında olanlar bile üniformalarını satmak için stand açmışlarıdı, şimdi aynı görüntüler beni çok üzdü!... 20 liraya ikinci el ayakkabılar vardı orada! ilginç yanı alıcıları vardı. ülke ne hale gelmiş AKP iktidarında!...

Ruhum daraldı...

biraz bana nefes lazım dedim ve Büyük saat civarına çıktım. öyle ya, bu ülke biizm dediğimiz ülke başkasının kaçacak yeri olmuş ve bizim yaşam alanımızın sınırlı olmasını sağlamış bir ülkeye dönüşmüş. Büyüksaatte bizim tarihimizi görünce nefes aldım  biraz. aldım Fakat hala biz tarihimizin bize neler bıraktığının farkında değiliz. o kadar güzel bir şehirde yaşıyoruz ki, hala neyin ne olduğunun farkında değiliz. Ben bu gün tüm zamanımı Adana sokaklarına ayırdım siyasetin kirli, ve ben olacam yanından uzak fakat gördüğüm sadece memleketin aydınlık yüzü Gazipaşa civarında bile çöpleri görmek mümkün, artık kenar dediğimiz mahallelerde neler oluyor onu görmek sanırım gerçeğe daha çok yaklaşırız diye düşünüyorum. kendinize zaman ayırın ve Adana'nın çeperlerine girin, merak etmeyin pabuçlarınız kirlenmez! ben girdim o kadar mutlu oldumki, hepimizin yaşadığı hayatı gördüm orada. yani kendimi eski yaşamımı gördüm orada çocukluğumu yaşadım orada modernlik dediğiniz sadece bir halisanasyondur. geçmişini bilmeyen geleceğine yön veremez!...