Her yeni Başlangıçta Âdettendir “hoş geldin” lafı ile karşılaşırsınız.
İş hayatında özellikle bu kelime mesai arkadaşların arasında ileride doğacak takım çalışmasının bir ürünü olarak karşımıza çıkar. Gerçi ben çok iş yeri değiştirmediğim için bu kelime ender olarak bana kullanılmış kelimedir. Dedim ya, her “hoş geldin” yeni bir başlangıcın ilk adımıdır. Şöyle geriye bir baktığınızda aslında çok şeyler geçtiğini görürsünüz hayatınızda. İyisi, kötüsü ile geçen günlerin ardından bir bakmışsın sonuna gelmişsin hayatın… sahip olduğun zamanın zevkine varmayı adet etmek gerek diye düşünenlerdenim. Bu yazı yeni bir medya gurubunda ilk çıkan yazım olduğu için sizin duymadığınız benim çok karşılaştığım takım arkadaşlarımın “hoş geldin” söylemine bir cevaptır. Evet 15 yıllık köşe yazılarımın çıktığı gazeteler sadece iki medya gurubu oldu, bu üçüncü… hal böyle olunca, heyecan olduğu kesin. Benim yazım şeklimi bilen bilir, nasıl bir şeyler yazacan diyenlere örnek mi derseniz, kısa bir vakit ayırıp önceki yazılarım bakmanız gerek. Daha öncede yazdık, çizdik arsızın, hırsızın ipliğini pazara çıkarmayı seven bir karakter yapısına sahip bir köşe yazarıyım. Neden hep köşe yazarı? lafını kullanıyor diye soranlar olabilir, bazı meslektaşlar bizi gazeteci görmediği için bu laf onlara. Gelelim asıl meseleye, bu yazıda ana maddeleri yazmaya cam dedim! Sadece bir kelime ile yola çıktık binlerce kelimeyi depoya attık, günü geldiğinde kullanmak dileği ile şantaj yapmadan fikirlerimizi ortaya dökmektir gayemiz. Gerçi sadece senin istediğinle olmayan olaylar oluyor hayatta bazen, onlar nedir? derseniz mesela, düşünceni her kurumda özgürce ifade edemezsin! neden basit, her işletmenin kendine göre hassasiyetleri vardır. Demokrasi dediğiniz kavram birilerin düşüncesine göre değişir, eğer senin düşüncene göre davranıp ona göre yaşamaya izin verilirse demokrasinin bir önemi olur.
Şimdi bir kelimeden binlerce kelime ürettik! Bu ilk yazımızda akıllarda çok soru işaretleri bırakmadan bitirelim yazımızı.
Hoş geldin diyenlere, Hoş bulduk…