İmkânsız Olasılıklar

Bugün aylardan sen, günlerden yine sen! İçim dışım, üstüm başım hep sen. Ellerimin dokunuşu kaleme, kâğıda; açtığımda gözlerimi sabaha, sen!  Asırlardır bir toprak gibi çatlamışım, çatlayan topraklar gibi susuz kalmışım sana, yağmurum…

Gülümseyen çam ağaçları gölgesi, turkuaz bir seher yeli gibi üstümden geçti. Bakışların düşlerime yansıyan ay parçası, üzüm şarabı gözlerin. Sanki zamanı ve evreni sen yaratmışsın, kaygısız bir nehir dolaşıyor damarlarımda. Tüm çiçeklerin kokusu göğsünden taşıyor.

Sadece sana sunmak istiyorum hislerimin en narin ipekleri ile ördüğü devasa saltanatımı. Masal bahçelerimin en güzel kadını. Son mesajında beni anlat diyorsun; benim gözümdeki seni…

Seni anlatırken kelime seçmek, derinliği bilinmeyen bir okyanustan inci çıkarmak gibi güç bir iş. Oysa kelimelerin gücüne inanan biriyim.

Ama seni anlatırken kelimeler o kadar cansız ve sönük geliyor bana.

Papatyanın beyazı, gelinciğin kırmızısı, ceylanın herkesi duygulandıran ürkekliği, çeliğin sertliği, yaz güneşinin yakıcılığı, buzulun serinliği, bülbülün ötüşü, rüzgârın o umarsız kaprisi, kavak ağacının endamı, çam fidanının kıvraklığı, bulutların gözyaşları, bir annenin dünyaya meydan okuyan merhameti… hep sende buluşmuş, toplanmış.

İmkânsız olasılıklar bir araya gelerek aşkın vücut bulmuş hali olmuşsun.

Bu Şiir Sana Sevgilim

Her güzelsin sen

Bir değil pek çok insansın

Her sevda bir parça almış senden

Sen hepsini toplamışsın kendinde

 

Lale, Tanrı Dağlarından koparılan kutsalım

Dudaklarında portakal çiçekleri

Bakışlarında yaz akşamlarının mavi serinliği

Özentiler beldesinde kalıplarını yırtan bir deli

Bir şiir,

Bir dokunuş ruhuma, alev alev…

 

Meryem’in hayat iksiri, Karanfil

Badri Rahmi’ye ait en güzel dizeler onun

Bir özleyiş, bir kanatlanış

Masum bir ceylan gibi ürkek

Her kitabın rüyası

Gözleriyle gökyüzünü toplayan

Ve ormanda uyuyan güzel…