İnsanın iyi bir evde yaşamak arzusu, yemesi içmesi ve benzerleri bir araçtır, amaç değildir. İnsan, yaşamanın manasını ve amacı olana ulaşmak için fiziksel varlığını devam ettirmek mecburiyetindedir. Bu sebepten de bu araçlara mutlaka sahip olmak ister. Ancak, bunlara sahip olmak isterken buna o denli dalar ki, araç olduklarını unutur; onlar 'meşru' amaç olur gözünde. Paylaşımın adaletsiz olduğu ve diğer kesimlerin bu materyaller e sahiplikleri açısından aralarında uçurumlar belirdiği yerde, daha fazla çatışmalar olur; işin içine kavga, öç alma, intikam duygusu, yakım/ yıkım da görülebilir. Elbette, sosyal yapı ve artan insan nüfusu da tüm bu kaos ortamını kamçılayan ve tetikleyen ana sebeplere dönüşür, Kanaatimce...