İyilik bulaşıcı mıdır? Peki ya kötülük, o da bulaşıcı mı? İnsan neden kötülük yapmaya gerek duyar ki? Elbette psikolojik bir sürü sebep çıkabilir altında… ama evet her ikisi de bulaşıcı… Geçenlerde bir büyüğüm bana ‘bence iyilik yaptığın kişiye göre değişkenlik gösteren bir şey’ dedi. Örnek olarak da şunu söyledi, ‘birisine sadaka olarak para verdiğini düşün. Para verdiğin kişi ailesine yiyecek bir şeyler götürmek yerine alkol alıp üzerine sarhoş alıp ya ailesine şiddet gösteriyorsa? Bu kötülük olmaz mı?’ Çok düşündüm üzerine. İyiliği ne için yaparız? Çıkar mı bekleriz? İyilik ne demek? Ben iyilik yapıyorum diye dolanan insanlar… iyilik göz boyamak mı? Nedir iyilik? Ben yıllarca şu şekilde yaşadım dostlar, eğer gece uyurken kafamı yastığa koyduğumda bir şeylerden huzursuz değilsem evet o gün vicdanım rahattır. Peki vicdanın rahat hissetmek iyi bir insan olduğunu mu gösterir? Elbette hayır… Eğer yolda hiç tanımadığım bir adam gördüğümde paramı, yiyeceğimi zamanımı veriyorsam bu paylaşmaktır. Paylaşmadığımız için uçurum farkı var insanlar arasında. İyi ya da kötü olduğumuz için değil. Ben bir insanın hayatına dokunmanın çok kolay olduğunu düşünürüm hep. Bir insanın ellerinden tutmak, ona dünyanın yaşanabilecek bir yer olduğunu göstermek bence çok kolay! Ama konuşmak değil bahsettiğim şey dokunmak, değinmek. Benim en nefret ettiğim kelimelerden birisi de ‘dezanavtaj’. Gazetelerde görürüm hep dezavantajlı aile, dezavantajlı mahalle. En sinirlendiğim şey de ‘dezavantajlı mahallelere asfalt döküldü’ ihtiyacımız olan şey asfalt mı gerçekten!? Bunu lütuf olarak mı görüyorsunuz yoksa iyilik mi?