Adana Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Zeydan Karalar’ın geçtiğimiz günlerde özellikle Taş Medreseliler olarak adlandırılan ülkücü camianın önde gelen isimlerine yönelik kurduğu cümle çok tartışıldı. Her kesimden insan kendi inandıkları ölçüsünde bazı yorumlarda bulundu.
Önce cümleyi hatırlayalım; “Taş medresede yetişenler bizim kardeşimiz olamaz” dedi Karalar. Sonra tabi yaptığı gafı (!) anladı. “Kesin arkadaşlar. Yayınlamayın bunu” dedi ama iş işten çoktan geçmişti.
Bu sözlerin bilinçsiz bir şekilde Zeydan Bey’in ağzından çıktığına ihtimal vermiyorum ben. Evet! Başkanın geçmiş dönemlerde bu konularda hayli vukuatı var. Bunların hepsini teker teker yazsak tabir yerindeyse 'Buradan köye yol olur' ama tam da 31 Mart Yerel Seçimleri öncesinde böyle bir gafa imza atmayacak kadar siyaseti bildiğini sanıyorum Zeydan Bey’in.
Eğer gerçekten bu bir gaf ise o zaman hedef sadece ülkücüler değildir. Zira 68 kuşağından çok iyi tanıdığı Taş Medreseliler’e laf atacak kadar kini diriyse Karalar’ın geçmişten kalan hesabı görme arzusu devam ediyor diye de düşünebiliriz.
Dikkat ederseniz Karalar milliyetçiler ve/veya faşistler falan demiyor. Hedef kitlesi belli. Taş Medreseliler. Taş Medreseliler Türk-İslam ülküsünü savunan ve bu uğurda bedel ödeyen insanlar. Yani İlay-ı Kelimetullah ülküsüne sıkı sıkıya bağlı, dini, vatanı ve bayrağı için serden geçmeye hazır ve ömrü boyunca da bu ideali uğruna işkence görmüş, hapse atılmış insanlar.
Yani İslami anlamda bir duruşu, vakarı olan ve dini yeryüzüne hakim kılmak için çabalayan bunun için de Türklüğü bayraklaştıran insanlar.
Bir takım insanlar Allah’ın sopası olmadığını ve Zeydan Bey’in bu cümleyi bilinçsizce söylediğini iddia edebilir. Ben onlar gibi düşünmüyorum.
Karalar aday listeleri kesinleşmeden önce DEM Partililer ile türlü pazarlıklara girdi ve kent uzlaşısı adı altında birçok taviz verdi. Buna rağmen DEM’liler; "Daha fazla ne koparabiliriz?"in derdine düştüler. Yüreğir Belediye Başkanlığı için DEM’in adayı gösterilmişti bile hatırlayacaksınız. Sonra pazarlık bir anda bozulur gibi oldu. DEM kendi adaylarını çıkardı.
Her ne kadar çarşıda pazarda seçim çalışması yaptıklarına çok rast gelmesek de DEM Parti yetkilileri seçimde kendi adaylarına oy istemeyi sürdürüyorlar.
Geçtiğimiz seçimlerde Hüseyin Sözlü’ye kızan bazı MHP’liler Zeydan Karalar’a destek vermişti. Bu seçimde onların desteğini alamayacağını ve küskün MHP’lilerin desteğinin Ayyüce Türkeş tarafına gittiğini düşünen Karalar aslında hem kendi partisinden küstürdüğü insanlara hem de DEM Parti’nin tabanına yönelik siyasi bir hamle yaptı.
Seçim yarışını kaybedeceğini anlayan Zeydan Bey Taş Medreselilere yönelik sözleriyle kendisinden uzaklaşan Türk ve Kürt solunu yeniden yanına çekmek istedi. Çünkü son anketlerde durumun kendisi aleyhine sürdüğünü fark etti. Böylece zaten çok da fazla oy beklemediği Türk-İslam ülküsünü savunan insanları karşısına alırken başta küskün sonra kararsız olan CHP ve DEM partinin tabanına da şirin gözükme çabasını sürdürdü.
O açıklamadan sonra farklı açıklamalar hatta ziyaretler yaptı Zeydan Bey ama bunların tamamı; 'dostlar alış-verişte görsün" minvalinden şeylerdi.
Son tahlilde Zeydan Bey burada ülkücüleri tamamen kaybetti belki ama CHP ve DEM tabanından büyük destek aldı.
Bu seçimin sonuçlarını ne kadar etkiler hep birlikte Pazar günü göreceğiz zaten ama 5 yılı çeşitli vukuatlarla dolu Zeydan Karalar’ın bir 5 yıl daha Başkan seçilmesi halinde gazeteciler yine yoğun mesai yapacaklar ancak yine maalesef hizmetlerle ilgili değil tartışmalar ve bağırış çağırışmalarla ilgili olacak bu mesai de…
Bu şehrin kaybedecek bir 5 yılı daha yok. O yüzden sandığa giderken vatandaşların Adana’yı önceleyerek ve yetkiyi ehline vererek bu makus talihi yenecek şekilde tercihte bulunacaklarına inanıyorum.
Zor bir seçim dönemi oldu. Seçimler de zor geçecektir. Sonuç ne olursa olsun hepimiz buna saygı duymak zorundayız. İnşallah hem ülkemiz için hem şehrimiz için, hem tüm vatandaşlarımız için hem de seçilen Başkanlar için hayırlı olur.