Geçtiğimiz ay Adana Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik ihaleye fesat karıştırma ve rüşvet operasyonlarının ardından bir yazı yazmıştım. O yazının senaryo kısmının ilk maddesini müsaadenizle aynı şekilde buraya almak istiyorum. Böylece okumayanlar okumuş, okuyanlarsa hatırlamış olur.
"1-) Bu işi iktidar kanadından çok çok yukarılardan bir isim organize etti. Her şeyi ayarladı ve tam zamanında düğmeye bastırdı. Öyle ki bu kişinin Zeydan Karalar ile arası zaten her dönem iyiydi. Her geçen gün eli zayıflayan ve belki de ilk kez koltuğunu kaybetme korkusu yaşayan Zeydan Karalar’a böyle bir operasyonla selam çakıldı ve "Sen yoluna devam et" denildi."
Bu yazdıklarıma o gün de inanıyordum. Zaten inanmadığım şeyi yazacak değilim ama bugün yukarıda alıntıladığım o cümleye daha çok inanıyorum.
CHP hadi başka aday bulamadı ve Zeydan Karalar’ı yeniden aday göstermek zorunda kaldı. Bunu CHP adına kabul etmek güç değil. Zaten hiçbir CHP’li seçmenin; "Neden Zeydan Karalar? Başka birisini isteriz" dediğini duymadım. Ayrıca CHP içinde aday gösterilebilecek olan ama korkaklığından meydana çıkamayanları da hatırımızda tutalım.
Peki, "Zeydan Karalar’ın adaylığına Ak Parti nasıl yaklaşıyor?" derseniz. Size bu alıntıladığım cümleyi yeniden okumanızı salık veririm.
Düşünsenize; karşınızda 5 yıl Seyhan’da 5 yıl da Adana Büyükşehir’de belediye başkanlığı yapmış, halkın gözü önünde bir isim var. Tanınan bir isim. Hizmet yaptı, yapmadı meselesine girmiyorum. Diyorum ki rakibinizin çıkarabileceği en güçlü aday. Buna karşın Ak Parti ne yapıyor? Koca bir hiç.
Kulisleri yakından takip eden, fısıltı gazetesine kulak kabartan herkes artık bu aday belirsizliğinden bıktığını söylüyor.
Bir haber geliyor; "Fatih Kocaispir kesin aday" deniliyor. Bir başka haber geliyor; "Kesinlikle aday Halil Nacar" deniliyor. Biraz bekliyorsunuz; "Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu çekişmeden bıktı ve halkın da rıza göstereceği sürpriz bir adayı açıklayacak" cümlesini duyuyorsunuz. Üçüncü guruptakilerin en büyük dayanağı da İstanbul’da, Ankara’da Samsun’da ve diğer birçok kentte partinin önde gelenlerinin değil de vatandaşın istediği isimlerin açıklamış olması.
Şurada seçimlere yaklaşık 70 günlük bir zaman kaldı ve Adana’da seçim kazanmak isteyen iktidarın adayı kim bu yazı yayına hazırlanırken hala bilinmiyordu. Sonra ben, "İktidar Adana’ya şaşı bakıyor" deyince de Ak Partililer bana kızıyor.
Siz bu yazıyı okuduğunuzda büyük bir ihtimal Ak Parti’nin Büyükşehir adayı da kesinleşmiş olacak. Sadece büyükşehir değil ilçeler de açıklanacak. Eğer bunlar halkın benimseyeceği isimler olmazsa hem Ak Parti’ye; "Geçmiş olsun" diyeceğiz, hem de Adana, bir 5 yıl daha iktidarın nimetlerinden yararlanamayacak.
Her dönemin kazananları ise kazanmaya devam edecek. Başlıkta da belirttiğim gibi insanlar şimdiden Karalar’a; "Hayırlı olsun" diyorlar. Öyle ya CHP’lilerin Adana’da en büyük kozu muhalefet belediyesi olmalarından dolayı hükümetin Adana Büyükşehir’e destek vermediğiydi. Salı günü onaylanan metronun ikinci etabı CHP’lilerin bu savının içinin doldurulamadığını gösteriyor ama açıkçası hem seçime birkaç ay kala düzenlenen ve şimdiye kadar büyük bir gelişmenin de yaşanmadığı operasyon hem de metronun ikinci etabının onaylanmış olması Zeydan Karalar’a yeniden yol açmanın ve "Başkanlığın hayırlı olsun" demenin bir başka yoludur.
Elbette biz bilmeyiz. Büyüklerimiz bilir(!).
ÜMİT ÖZDAĞ VE ZAFER PARTİSİ ÜZERİNE
Geçtiğimiz hafta sonu Adana’ya gelen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile 1 saat süren bir canlı yayın yaptık. Ben hem kendi hazırladığım hem de izleyiciler tarafından gönderilen soruları sordum. Ümit Bey de cevapladı.
Programın içeriğini sosyal medyadan bulabilirsiniz. Dilerseniz izleyebilirsiniz.
Ümit Özdağ canlı yayında önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından kendisine karşı kullanılan 'Operasyon Çocuğu' ithamını kendisini İsrail ajanı olmakla suçlayanlar için kullandı. Ayrıca İsrail’in Gazze’de bir soykırım yaptığını söyledi. Kendisini de iyi bir Müslüman olarak tanımladı. İnsanların siyasi ya da dini düşünceleri beni bağlamaz. Çok umursadığım bir mesele de değil ama Özdağ’ın program genelinde konuştuklarını daha önceki açıklamalarıyla düşününce söylemlerinde bazı yumuşamalar olduğunu gördüm.
Mülteciler meselesinde de boykot meselesinde de sanki bir adım geri atmış gibi.
Bütün bunlardan bağımsız olarak (her ne kadar programda bana; "Müsaade et de kimden, nasıl oy isteyeceğimize de biz karar verelim" demiş olsa da) Adana adaylarını pazartesi günü açıklayacağını söylediği halde açıklayamaması büyük bir eksiklikti. Demek ki bu işler bir kişinin birilerinin hoşuna gidecek şekilde konuşmasıyla olmuyor. Bir parti tek başına yönetilmiyor. İsimleri açıklamadığı için ben de iddia edilenleri değerlendirmeyeyim ama adaylık için öyle isimler geçiyor ki açıklandıkları an tartışmaları da beraberinde getirir.
Bütün programdan çıkardığım sonuç şu; Zafer Partisi bu seçimlerden bir tek yerde bile başkan çıkaramaz. Hatta altı ay önceki genel seçimlerde aldığı oyu bu seçimde alamaz. Oransal anlamda yanına yaklaşabilirler ise büyük başarı saysınlar.