Özellikle BPA (Bisfenol A), ftalatlar ve PVC (polivinil klorür) gibi yaygın olarak kullanılan kimyasalların, hormon sistemini bozarak kanser hücrelerinin büyümesine neden olabileceği belirtiliyor.
Araştırmaya göre, bu tehlikeli bileşiklerin, özellikle genç kadınlarda giderek artan meme kanseri vakalarına katkı sağladığı öne sürülüyor. Plastik ambalajlar, kişisel bakım ürünleri, gıda kapları ve temizlik malzemeleri gibi günlük hayatımızda sıkça kullandığımız ürünlerde bu kimyasalların bulunduğu ifade ediliyor.
BPA, özellikle plastiklerin üretiminde yaygın olarak kullanılırken, ftalatlar ise genellikle esnekliği artıran kimyasallar olarak plastiklerde bulunuyor. Araştırmada, bu kimyasalların vücutta endokrin bozucu etkiler yaratarak, kanser riskini artırabileceği uyarısında bulunuluyor. Uzmanlar, bu kimyasallara maruziyetin, meme kanseri gibi hormon duyarlı kanser türlerinin gelişiminde önemli bir etken olabileceğini belirtiyor.
Annesi meme kanserini atlatan Muazzez Koç, “Bu tür araştırmaları gördükçe daha bilinçli olmamız gerektiğini düşünüyorum. Annem hastalık sürecinde plastik ürünleri tamamen hayatından çıkardı ve mümkün olduğunca doğal malzemeler kullanmaya yöneldi. Bu küçük bir değişiklik gibi görünse de, onun tedavi sürecini desteklediğine inanıyorum,” dedi.
Bilim insanları, genetik faktörlerin yanı sıra çevresel faktörlerin de kanser gelişiminde önemli rol oynadığını vurguluyor. Özellikle bu kimyasallara uzun süreli maruz kalmanın, genç yaşlarda kanser riskini artırabileceğine dikkat çekiliyor.
Araştırma, plastik ürünlerin kullanımının gözden geçirilmesi ve daha güvenli alternatiflerin tercih edilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Uzmanlar, toplumda bu kimyasallara karşı farkındalık oluşturulmasının ve plastik kullanımının azaltılmasının, kanserle mücadelede önemli bir adım olacağına inanıyor. Ayrıca, tüketicilerin bu kimyasallardan korunmak için plastikten kaçınarak, daha doğal malzemelerle üretilen ürünleri tercih etmeleri gerektiği tavsiye ediliyor.