İlk ’Oto Yıkamacı Abla’ Oldu İlk ’Oto Yıkamacı Abla’ Oldu

Mardin’den kilometrelerce yol katederek Sivas’ın Zara ilçesi Beypınar köyüne gelen kömür işçileri kavurucu sıcaklarda kömür üretmeye devam ediyor. Günün ilk ışıklarında mesaiye başlayan işçiler, ormandan topladıkları meşe odunlarını zorlu aşamalardan geçirip yaklaşık 25 günde mangal kömürüne dönüştürüyor. Aileler odun kömürü yaparken öğretmen ve avukatlık gibi mesleklerin hayalini kuran çocuklar hem ailelerine yardım ediyor hem de kömür karası içinde oyunlar oynayarak zaman geçiriyorlar. Tüm zorluklara rağmen çocukların yüzlerindeki gülümsemeler ise görenlerin içini ısıtıyor.

“Büyüyünce avukat olmak istiyorum”

Büyüyünce avukat olmak istediğini söyleyen Gülsüm Çağra, “Kömür yapıyoruz, zor geçiyor. Büyüyünce avukat olmak istiyorum. Çünkü hoşuma gidiyor. Anne ve babama yardım ettikten sonra arkadaşlarımla biraz geziniyorum” diye konuştu.

“Burada annemlere yardım ediyorum”

Annesine yardım ettiğini söyleyen Sultan Sazan, “Burada annemlere yardım ediyorum. Ev işleriyle uğraşıyorum. Annemler de kömür yapıyorlar. Çok zor bir iş. Ben ileride matematik öğretmeni olmak istiyorum. Arkadaşlarımla sohbetler ederek vakit geçiriyorum. Sabah 7.30 gibi uyanıyoruz. Mutluyuz” şeklinde konuştu.

“Kömür kara biz de kara”

Havanın oldukça sıcak olduğunu söyleyen kömür işçisi Ömer Sazan ise, “Odunları kesip buduyoruz. Sonra traktöre yükleyip buraya getiriyoruz. Burada da kömüre çeviriyoruz. Piyasaya satıyoruz. Çok zor bir iş. 35 derece sıcaklıkta ateşle uğraşıyoruz. Kömür kara biz de kara. Ekmek davası. Bu şekilde çocuklarımıza bakıyoruz, geçimimizi sağlıyoruz. Dördüncü ayda başlıyoruz on ikinci aya kadar devam ediyoruz. Havanın sert olması kömürün kalitesini arttırıyor” ifadelerini kullandı.

Gece gündüz nöbet tutuyorlar

Kömür işçisi Abdullah Sazan, ocakların başında nöbet tuttuklarını söyleyerek, “ İlk önce dağdan odunu kesiyorsun. Budadıktan sonra topluyoruz. Topladıktan sonra ocak yapıyoruz. Samanla üzerini kapatıyoruz. Toprakla örttükten sonra üst tarafta bulunan delikten yakıyoruz. İçten içe yanıyor. 25 gün gece gündüz başında bekleyerek emek veriyoruz. Zor bir iş. Güneşin altında çalışıyoruz. Hayat böyle geçiyor. 81 ile gönderiliyor” dedi.

Kaynak: iha