Konutta Çanlar Çalıyor

Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) ağustos ayı konut verilerini açıkladı. Türkiye genelindi ipotekli konut satışları, bir önceki yılın aynı dönemine göre 26,1 azaldı. 2023 yılı satışları toplamda yüzde 15,5 azaldı. Bu maliyetlerin çok hızlı artmasından, fiyatların aşırı yükselmesindendir.

TOKİ’den yapılan bir diğer açıklama Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanı Mehmet Özhaseki’den geldi. “ Ev ve işyeri alanlar ödemelerini peşin yaparlar ise yüzde 25 indirimden faydalanacak.

Bunlar nedir? Ekonominin iyi gitmediğinin resmidir. Bütçede para yok, elinde parası olan gelip bize versin indirim kazansın deniliyor. Diğer taraftan konut satışlarının durağan olmasının nedeni, konut kredi faizlerinin aşırı yükselmesi ve kredi limitlerinin düşürülmesidir. Sektörün canlanması için bir an önce hazine arazilerinin imara açılması ve ilk konut sahibi olacaklara ucuz satılması gerekir. Bu konuda çalışmalar olduğunu duyuyoruz, bu işin bir an önce yaşama geçilmesi depremzedeler içinde iyi olacaktır.

Ekonomi yorumcuları Avrupalı güvenmiyor, sermaye gelmiyor derken; Seçilmiş bir Milletvekilinin içerde duruyor olmasını, olumsuzluk olarak gördüklerinin altını çiziyor. Sermaye gelmeye çekiniyor, cezasını bütün vatandaş çekiyor. Bu bağlamda Turizmde de Rusların, Türkiye’yi pahalı bulduğu, Dubai ve Mısır’ı tercih ettikleri, bu nedenle döviz girişinin az olduğu belirtiliyor. Diğer taraftan iç tüketim nedeniyle üretim arttı denilse de, üretimin artması için sanayici ve çifçinin üretimi arttırması ve ihracata dayalı büyümenin olması gerekiyor.

ÇARŞI PAZARDA DURUM NE?

Arka sokaklardan ya da semt pazarından geçtiniz mi hiç? Bilmediğiniz, tanımadığınız, aynı yaşam kavgası veren; tümü sağır, dilsiz ve kör olmayan insanların birçoğunun yüzü asık. Uzayıp giden tentelerin altında meyveler, sebzeler… Kiminin elindeki toralar dolu, kiminin boş. Başka ülkeleri bilmem ama görünen o ki bu insanlar mutsuz ve öfkeli. Bir pazarcıya bakıyorum, bir de pazarı dolduranlara, dişleri kenetli, asık suratlı insanlar. Her şey değişiyor, nasıl desem, iki ağaç arasından karşıya geçiyorum. Hali vakti giyimi kuşamı yerinde olan biri karşımda “ Fakirlik yok kardeşim, AVM’ler dolu. Marina dolu.  Yakıt pahala diyorsunuz, benzincilerde kuyruk var, çarşıda lüks restoranlar dolu, vatandaş hala gezilere gidebilir” dedi.  Toplumda yüzde 5 böyle olunca, emekli, asgari ücretli, işçi kardeşim iyi düşünmelisin…

Son sözü büyük üstad Nazım Hikmet’e bırakıyorum.

Günde kaç milyon insan ölür yeryüzünde

                                       doğar kaç milyon

Kaçı yaşadım diyebilirdi,

                     kaçı yaşadım diyebilecek,

Kaçı günde üç öğün yemek yiyebildi

                       Kaçı yiyebilecek…

13 Ağustos 1961