Kayadan, toplumsal değerler, eğitim, laiklik, insan hakları ve Türkiye’nin demokrasi anlayışına dair çok önemli açıklamalarda bulunarak, halkın ve özellikle gençlerin sorumluluklarına dikkat çekti. Türk milletinin Atatürk’ün izinde ilerlemesi gerektiğini vurgulayan Kayadan, Cumhuriyet’in kurucu değerlerinin her koşulda korunması gerektiğini savundu.
"Bilgin Olmadıkça Erdemin Faydasızdır"
Kayadan, programın başında erdemli bir toplum için bilginin temel bir gereklilik olduğuna değindi. “Bilgin olmadıkça erdemin faydası olmaz,” diyen Kayadan, özellikle eğitimin önemine vurgu yaparak, “Hangi alanda olursa olsun, adaletin, hukukun ve hakların savunulması için öncelikle bilgiye sahip olmak gerekir. Bu değerleri yaşayarak topluma aktarmak, toplumun gerçek anlamda ilerlemesini sağlar,” şeklinde konuştu.
Bu güçlü açıklamalar, Kayadan’ın toplumun her kesimi için bilgiye dayalı bir toplum yapısının gerekliliğini savunduğunu gösterdi. Kayadan, Atatürkçü düşüncenin yalnızca bir tarihsel miras olmadığını, aynı zamanda günümüz toplumuna da yol gösteren bir rehber olduğunu belirtti. "Mustafa Kemal’in askerleriyiz" diyerek, Cumhuriyet’in temel ilkelerini korumanın her bireyin görevi olduğunu dile getirdi.
Askeri Disiplin ve Laik Değerler Üzerine Sert Eleştiriler
Kayadan, son dönemde Türkiye’de askeri disiplin ve laik değerler üzerine yaşanan gelişmelere dikkat çekerek, bir subayın tarikatlarla ilişkisini örnek verdi. “Bir Tuğamiral, üniforması üzerinde cübbe takarak, tarikat toplantılarına katıldı ve makam arabasıyla gitmekte bir sakınca görmedi. Bu, devletin laik yapısına, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet'e ciddi bir tehdit oluşturuyor. Hem de en temel değerlerden biri olan laiklik ve hukukun üstünlüğüne aykırı bir durum” dedi.
Kayadan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, bu ülkenin bağımsız ve laik subaylarından oluşması gerektiğini hatırlatarak, devletin imkanlarıyla tarikatlara biat etmenin kabul edilemez olduğunu ifade etti. Özellikle bu tür durumların cezalandırılmaması ve aksine kişilerin ödüllendirilmesi, Kayadan’a göre, ülkenin temellerine zarar veriyor. “Laik Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Gazi Mustafa Kemal, bugün ülkenin kurucu değerlerine saldıran, Atatürk'ün mirasına zarar veren bir zihniyetle karşı karşıya kalıyor. Diyanet İşleri Başkanı'nın hutbelerinde kılıç kaldırması, bize neyi hatırlatıyor? Bu kabul edilemez bir durum” dedi.
İnsan Hakları ve Seçim Dürüstlüğü Üzerine Kapsamlı Değerlendirmeler
Kayadan, programda yalnızca askeri ve dini meselelerle sınırlı kalmayarak, Türkiye’nin insan hakları durumu ve seçimlerin şeffaflığına da değindi. Türkiye’nin, dünya genelinde insan hakları endekslerinde daha üst sıralarda yer alması gerektiğine dikkat çekerken, seçimlerin şeffaflığıyla ilgili endişelerini dile getirdi. “Seçim dürüstlüğü konusunda hala ciddi eksiklikler bulunuyor. İnsan hakları, sadece ulusal beyanlarda değil, her alanda etkin bir biçimde savunulmalı. Demokrasi, her bireyin eşit haklara sahip olduğu bir sistemdir ve bunun sağlanabilmesi için şeffaf seçimler ve etkin denetimler gerekir” diye konuştu.
Kayadan, bu eksikliklerin giderilmesi için toplumsal bir seferberlik gerektiğini belirterek, “Eğer biz, tüm bu değerleri gerçek anlamda yaşatmak istiyorsak, bunun için her bireyin üzerine düşeni yapması şarttır. Bunu yapmadığımız takdirde, sadece kağıt üzerinde var olan bir demokrasiden bahsedebiliriz, fakat gerçekte sağlıklı bir toplum inşa edemeyiz” diyerek Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu değerlendirdi.
Öğretmenler Günü’nde Eğitim Reformuna Çağrı
Kayadan, 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne de değindi. Öğretmenlerin, toplumun aydınlık geleceği için kritik bir öneme sahip olduğuna dikkat çeken Kayadan, “Halkı uyandırmanın görevi öğretmenlerdedir. Mutsuz bir toplumda mutlu öğretmenler olamaz. Türkiye’deki ağır ekonomik ve toplumsal koşulların farkındayız ve eğitimin kalitesizliği giderek derinleşiyor. Bu, çocuklarımızın geleceği için büyük bir tehlike oluşturuyor” dedi.
Kayadan, Türkiye'deki eğitim sisteminin nitelikli öğretmenler ve kaliteli eğitim fakülteleri ile desteklenmesi gerektiğini savundu. “Eğitimde köklü bir reforma ihtiyaç var. Yeniden itibarımızı istiyoruz, eğitimdeki çürümüş yapıları düzeltmek zorundayız. Çünkü eğitimsiz bir toplum, gelecekte büyük felaketlere yol açabilir” ifadelerini kullandı.
"Atatürk'ün Askerleriyiz!"
İsa Kayadan, sözlerini Cumhuriyet’e ve Atatürk’e olan bağlılığını yineleyerek sonlandırdı: “Demokratik, laik, hukuk devletine olan inancımız ve itibarımız sonsuzdur. Atatürk bizim başöğretmenimizdir ve biz sonuna kadar O'nun askerleriyiz. Atatürk’ün mirasına sahip çıkacak, laik ve demokratik Cumhuriyet’i koruyacağız.”
Kayadan, Atatürkçü düşüncenin sadece geçmişin bir hatırlatıcısı değil, aynı zamanda geleceğe dair bir yol haritası olduğuna dikkat çekerek, Türkiye’nin temel değerlerinin korunması gerektiğini yineledi. Bu güçlü açıklamalar, izleyenlere Türkiye’nin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmasının yolunun, Atatürk’ün çizdiği yoldan geçtiğini hatırlatırken, aynı zamanda toplumsal sorumlulukların yerine getirilmesi gerektiğini bir kez daha vurguladı.