Düşmanlık denince illa aklınıza silah gelmesin. En tehlikeli düşman dost gibi görünüp arkandan vurandır. Ülke tarihinde başka şehir var mı bu kadar örselenen bilemem… önce TRT gitti, sonra ardı arkası kesilmeyen bir dolu değerimiz Adana’dan gitti. Malum en büyük değer diye gördüğümüz havaalanı Mersin’e kaydırıldı. Diğerlerin ide sayalım da balık hafızalılar hatırlasın. Devlet demir yolları atölyeleri gitti, Tarım Borsası Konya’ya, Tapu Dairesi daha önce Hatay’a gitmişti. Yani şöyle adlandırmak yanlış olmaz, batan geminin malları bunlar.
İnsan aklına gelmiyor değil, nedir Adana’ya bu düşmanlık?
Gitti gidiyor nokta com’u geçti Adana maşallah!... Bu kadar giden var, fakat hala hükümet hatırı sayılır oy alarak birinci parti oluyor bu kentte, oda tartışılacak başka konu. Sanırım “celladına âşık olan idam mahkûmu” gibi Adana!...
Şimdi neden yazıldı bu yazı diye düşünenler için, yenimi aklın başına geldi diyenler olabilir. Haklısınız biz ya kaçarken ya da s…ken aklı başına gelen bir millet olduk. 2032 İtalya ve Türkiye ortak Avrupa futbol şampiyonası düzenleyecek… Buraya kadar her şey güzel, ya sonrası, ülkenin 6. büyük kenti Adana bu düzenlenecek maçlar içinde hangi şehirlerde oynanacaklar arasında yok. Şimdi diyeceğim ki, hangi denyo bu kararı verdi! Sonrası malum, kalem oynatsan soluğu mahkemede alıyoruz. Gerçi tepkinin olmadığı bir kentte havalında gider her şeyin gider, arkasından bakar durursun. Sonrası malum, kent sadece kavgası ve uyuşturucu konuları ile ülkeyi meşgul eder durur.
Bu şehrin 15 milletvekili var! Neden bu kadar tepkisizler? Konu malum bizim son referandumla yetkimiz kalmadı ki derler. Cukkalar cebe inerken böyle demiyorsunuz ama… neyse o başka konu, benim değinmek istediğim bu kent bu kadar tepkisizimi? Senin her şeyin elinden alınıyor sen onları ödüllendiriyorsun seçim zamanı, bunu neyle açıklayacağımızı temsil eden bir kelime bulamadım.
Hep diyoruz ya,
“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” diye, onu sadece kelimede tutarsanız samimiyetsizlikten öteye giden bir kavram olarak hoş seda olarak kalır akıllarda. Ne zaman biz bu kadar bana ne ci toplum olduk, bu neyin sıkılmışlığı bu neyin tembelliği? Bir kişi çıkıyor şöyle karar verdim, böyle karar verdim deyip tüm kurumları pas ediyor biz sessiz sedası bekleyip duruyoruz! Bu kaderse olmaz böyle kader! Bakın tarih 1215’de, 808 yıl önce İngiliz kralı her fırsatta vergi koyuyormuş halka, halkın artık bunu kaldıracak gücü kalmamış, halktan biri çıkmış, “Yaptığın sadece vergi koymak dur, bunu artık kanuna bağlayım” dediğinde dünya beş dakika duruyor. Karşındaki kralda olsa özgürlüğünü haykır belki beş dakika daha fazla yaşarsın ama, çocuklarına bırakacağın bir şerefin olur. Adana için ne yazsam azdır fakat Adana benim ne yazacak? O önemli… Katılacak mı bu dediklerime?
Yeter artık, bu kentin üzerinde tepindiğiniz giden geri gelmez derler ama, gelecek bizim ve o gelecekte biz bu kent için her şeyi geri getireceğiz elbet bir gün.