Nisan gelir gelmez, Adana’nın sokakları bir başka güzel kokmaya başlar. Portakal çiçeklerinin o büyülü kokusu, rüzgârla birlikte kentin her köşesine yayılır ve sanki bir bahar masalı anlatır bize. İşte tam da bu mevsimde, Türkiye’nin ilk ve tek sokak karnavalı olan Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı, Adana’yı bir şenlik alanına çevirir. Bu karnaval, sadece bir etkinlik değil; bir şehrin ruhunu, insanlarının coşkusunu ve dostlukla harmanlanmış bir kültürü yansıtan eşsiz bir deneyimdir.
Her şey 2013’te, Adanalı iş insanı Ali Haydar Bozkurt’un “Nisan’da Adana’da” sloganıyla ortaya attığı bir fikirle başladı. O günden beri, her Nisan’da yüz binler, hatta milyonlar, bu mis kokulu çiçeklerin peşinden Adana’ya akın ediyor. Kortej yürüyüşleri, rengarenk kostümler, sokak gösterileri, konserler ve sergiler… Karnaval, adeta bir bahar panayırı gibi şehri sarıyor. Ama bu sadece bir eğlence değil; Adana’nın sıcakkanlı insanlarının misafirperverliğiyle birleştiğinde, ortaya unutulmaz bir dayanışma çıkıyor.
Bu yıl, 13’üncüsü düzenlenecek olan karnaval, 4-13 Nisan 2025 tarihleri arasında “Dünya Çocukları” temasıyla gerçekleşecek. Çocukların neşesi, hayal gücü ve umudu, bu kez karnavalın kalbinde yer alacak. Sokaklarda yankılanan kahkahalar, renkli kostümlerle dans eden çocuklar ve dünyanın dört bir yanından gelen misafirler… Adana, bu tema ile bir kez daha sınırları aşan bir buluşma noktası olacak. Belki de bu karnavalın en güzel yanı, her yaştan insanı bir araya getirip, hepimize çocukluğumuzun o saf coşkusunu hatırlatması.
Karnavalın bir diğer büyüsü, Adana’nın sokaklarında gizli. Merkez Park’tan Atatürk Parkı’na, Ziyapaşa’dan Uğur Mumcu Meydanı’na kadar uzanan kortejler, şehri adeta bir açık hava tiyatrosuna dönüştürüyor. Klasik arabalar, motosikletler, traktör kasalarında şarkılar söyleyen insanlar… Her biri, bu şenliğin ne kadar özgün ve samimi olduğunu kanıtlıyor. Üstelik bu sadece Adanalıların değil, çevre illerden ve hatta yurtdışından gelenlerin de ortak sevinci. Japonya’nın sakura çiçekleri için düzenlediği festivaller neyse, Adana için de portakal çiçekleri o; bir kimlik, bir aidiyet.
Elbette, karnavalın ekonomiye katkısı da yadsınamaz. Oteller dolup taşıyor, esnafın yüzü gülüyor, sokak lezzetleri bir başka tat kazanıyor. Kebabın dumanı, şalgamın ferahlığı ve portakal çiçeği kokusu birbirine karışıyor. Ama bence asıl zenginlik, insanların yüzündeki gülümsemede saklı. Çünkü bu karnaval, sadece bir turizm etkinliği değil; dostluğu, barışı ve paylaşmayı kutlayan bir insanlık şöleni.
Tabii ki her güzel şey gibi, bu karnavalın da zaman zaman zorlukları oluyor. Pandemi yıllarında evlere taşındı, deprem felaketiyle iptal edildi, güvenlik endişeleriyle kortejler sekteye uğradı. Ama Adana ruhu, her zaman dimdik ayakta kaldı. Çünkü bu şehir, portakal çiçeklerinin inadına açtığı gibi, zorluklara rağmen hep yeniden yeşermeyi biliyor.
Eğer Nisan’da yolunuz Adana’ya düşerse, bir an durup derin bir nefes alın. O kokuyu içinize çekin; portakal çiçeklerinin size anlattığı hikayeyi dinleyin. Belki bir dostluk bulursunuz, belki bir aşk, belki de sadece kendinizi. Çünkü Portakal Çiçeği Karnavalı, sadece Adana’nın değil, hepimizin baharı. Nisan’da Adana’da görüşmek üzere...
Nisan’da Adana’da Bir Bahar Masalı: Portakal Çiçeği Karnavalı
