2000’li yılların başından bu yana dip yapan öğretmen itibarını tekrar eski günlere döndürmek adına, yeni eğitim-öğretim yılı öncesi birkaç kayda değer adım adıldı atılmasına ; fakat bu konuda daha çok yolumuz var gibi geliyor. Önce seçim öncesi vaat edilen maaşlarda düzenleme yapıldı; ama sonrasında ardı ardına gelen zamlarla bu iyileştirmenin pek kıymeti kalmadı, daha Ocak ayına 5 ay varken. Sonrasında yeni Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in göreve başlamasıyla okul bahçesi ve içerisine de yansıyan bazı reform hareketleri başladı.
Öğrencilerin okul içerisinde telefon kullanımının kısıtlanması, son sınıf lise öğrencilerine açık lise gibi okuldan uzaklaşmasına olanak sağlayan kapıların kapatılması, devamsızlığa göz yumulmaması elbette alkışlanacak cinsten doğru adımlar; fakat okullarda eğitim ve öğretimin mimarları öğretmenlerin de kaybolan itibarlarını, hak ve hukuklarını göz ardı etmemek gerekiyor. Binlerce öğretmenin, emeklilikte gerekli maddi düzenlemeler hala hayata geçirilemediği için emekli olamıyor, dolayısıyla on binlerce öğretmen adayı da hala atanmayı, boş kadro bulmayı ümit ediyor. Emeklilikte yaşa takılanlar düzenlemesi beklenildiği kadar işe yaramış görünmüyor. Uzman ve Baş Öğretmenlik sınavlarındaki yap bozlar ise kaldığı yerden devam ediyor.
Yıllardır kanayan yaralardan bir tanesi ise öğretmen evleri. Biraz araştırma yaparsanız Türkiye’deki öğretmen evlerinin Milli Eğitim Bakanlığına bağlı faaliyet gösteren, öğretmenlerin sosyal gereksinimleri karşılaması amacıyla yapılmış, sohbet içilen, yemekler yenilebilen, çaylar içilebilen bir tesis olduğunu az çok bilirsiniz. Ama yaşadığınız bölgedeki en yakın öğretmen evini mutlaka bir ziyaret etmenizi tavsiye ederim ; çünkü durum, yukarıdaki anlatılanlardan çok çok farklı.
Öncelikle şu kadarını söyleyeyim, MEB personeli dışında kimi ararsanız orada bulabilirsiniz. Öğretmen kimliğiyle gitseniz dahi çoğu zaman size yer yoktur. Aşağı yukarı yoldan geçen herkes ile aynı fiyata yemek yiyorsunuz. Üstelik bunun için maaşınızdan öğretmenevi adı altında aidat kesiliyor. Özel VİP salonlarında halka açık şekilde düğünler, nişanlar ya da yeri geldiğinde parti toplantıları yapılıyor anlı şanlı yemekli. Yani bir nevi Türkiye’de öğretmenevleri halk evi konumunu almış durumda. Orduevleri, polisevleri gibi yerler kendi mensubu personel dışında kimseyi konaklatmazken öğretmenevleri, neden kendi personeline üvey evladıymış gibi hizmet veriyor? Milli Eğitim Bakanlığı’nın, yıllardır görmezden gelinen ve öğretmen camiasını çok inciten bu hassas konu üzerinde tez elden düzenlemeler yapması gerekiyor. Öğretmen evleri öğretmenin olmalı.