Postmodern Şiir Örneği “Farandole"

Tozun içinde töz, tözün içine toz vardır?!?

Hangi bulutların göklerinde efrâsiyâb

Çorak teslimiyetlerin hangi kavşağında çemâne

“ben” olabilmen için tanrısamalısın kendini

ayva tüyü,,,  ben(!)

İtiyorum onu kendi sınırlarımdan

Kainatın bilinmezliklerine atılan bir üfürük gibi

Füüüüüü…, füüüü

Hazır olduğunda dön!!!

Kırmızı başlıklı erkek

Farandole harmonisi kaotik keklerin

Bir çek-yat huzuru yuvasız sokak şiirlerine küfür

üfür…üfffff...üfffff… küfür(?!)

İnanırım gözlerine

aşkın eytişimi çok naif

ölümden bile yaşlı

silme(!)

bu postmodern bir şiir kendince iç, oku!

dördüncü duvarı da yıktım (?) !

imgesiz tiyatro yazarım ya da öykü (zzz)

Serendib-cidde

Vuslatın gölgesine yağmur getiren sıcaklar bıraktım.

Yalnızım… çooooook!!!”

Selim Savaş Karakaş

Selim Savaş Karakaş’ın “Farandole” isimli şiirinde postmodern ögeler;

1- Üst kurmaca özelliği: Şiirin sonuna doğru şair şiirin postmodern bir şiir olduğunu şiirseverlere duyuruyor. Okuyucuyla iletişime geçiyor;

“bu postmodern bir şiir kendince iç, oku!

dördüncü duvarı da yıktım (?) !”

Ayrıca postmodern şiirin; çok yönlülük, anlam genişliği kişiden kişiye değişen algılama ve yorumlama olanakları sunduğunu da şair ifade ediyor. Postmodern düşüncede okuyucuya düşünme ve kendince yorumlama penceresi sunulur. Aslında yazılanlar okuyucuya daha çok sorumluluk verme amacı taşır. Şair okuyucuya bu şiiri kendince yorumla kendince anlam yükle derken imgelerin ne olduğunu da araştırmasını istiyor.

“Dördüncü duvarı da yıktım” ifadesi tamamen üst kurmaca anlayışın yansımasıdır. Özellikle tiyatroda dördüncü duvarı yıkmak sahnedeki oyuncunun oyundan kopup seyirciye olayların kurmaca olduğunu anlatması veya sezdirmesi demektir.

2-Postmodernizmde kalıpların yıkılması olması gereken özelliklerden biridir. Şair bazı dize sonlarında alışılmış noktalama işaretlerinden daha farklı işaretler kullanmıştır. Belki de noktalama işaretlerini şekiller üzerinden değerlendirilmesini istemiştir.

3-“Kırmızı başlıklı erkek” dizesi metinlerarası yönteminin parodi bölümüne daha yakın gözükmekte. Alışılagelmiş formların dışına çıkmak postmodernizm için hayati önem taşır. Alışılmış olan “Kırmızı başlıklı kız” olması gerekirken şair burada erkeğe kırmızı başlık giydirerek hem parodi hem de ironi özelliğini kullanmıştır.

4-“ben” olabilmen için tanrısamalısın kendini

ayva tüyü,,,  ben(!)

Bu dizelerde şair postmodernizmin diğer her akımla iletişime geçebilme görüşüyle karşımıza çıkmıştır. İlk dizede varoluşçuluk ve benlik bilinci ki insanın Tanrı ile özdeşleşmesi gerektiği vurgulanmış ve böylece kişinin “Ben” olabilme yolunda ilerlemesi de buna bağlıdır denmiş. İkinci dizede ise “    ayva tüyü,,,  ben(!)” yine ironi yapılmış yani benlik bilinci ile insan yüzündeki “ben” karıştırılmasını vurgulanmış. Veya bana göre Divan edebiyatındaki sevgililerin özelliklerinin anlatılmasına telmih yapılmış. Sevgilinin ayva tüyü ve yüzündeki bene âşık olan maşuklara gönderme yapılmıştır. Aslında her iki durumda da ironinin dibine vurulmuş.

5-    Tozun içinde töz, tözün içine toz vardır ?!?

Hangi bulutların göklerinde efrâsiyâb

Çorak teslimiyetlerin hangi kavşağında çemâne

Toz ve töz kelimeleri, okyanus ve damla kelimelerini çağrıştırıyor bana

Yani bir damla suda tüm okyanus yok mu? Her zerrenin içinde bir cevher, her cevherin içinde bir zerre toz yok mu?

Cevher olabilmek efrâsiyab gibi adını tarihe yazdırmak ve diğer tarafta çorak kelimesi ile yokoluş ve bir yemyeşil ovanın kurutulması ve kurutanların isimlerinin silineceği anlatılmış

6- Şiir edebi sanatlarla bezenmiş, imgeler gerçek ve mecaz anlamın ikisini de kullanılacak şekilde. Aşkın eytişimi, serendib, cidde gibi imgelerde neler anlatılmak istenmiş okuyucunun hayal dünyasına bırakılmış. Varoluşculuk felsefesi aşk ve yalnızlık şiirde hâkim duygular.