Meme kanseri, HPV virüsü, teknoloji bağımlılığı, siber zorbalık, akran zorbalığı ve çocuk ihmal ve istismarı gibi başlıkların ele alındığı seminerlerde, uzman konuşmacılar katılımcılara derinlemesine bilgi verdi.
Seminerin ilk bölümünde Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Fatma Akdoğan, meme kanseri konusunda katılımcılara bilgilendirici bir konuşma yaptı. Dr. Akdoğan, “Meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biridir. Her yıl, erken tanı ile bu hastalıkla mücadelede önemli adımlar atılmaktadır. Ancak erken teşhis, bizim elimizde,” diyerek, erken tanının önemini vurguladı. Dr. Akdoğan, “Kendinize düzenli muayene yaparak, mamografi gibi tarama yöntemlerini ihmal etmeyin. Unutmayın, sağlıklı yaşam alışkanlıkları ve düzenli kontroller, kanserle savaşta en büyük silahınızdır,” şeklinde konuştu.
Seminerin bir diğer önemli konuşmacısı, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Hale Erbaş oldu. Dr. Erbaş, HPV virüsü hakkında katılımcılara bilgi vererek, “HPV, cinsel yolla bulaşan en yaygın virüslerden biridir. Çoğu insan hayatlarının bir döneminde bu virüsü kapar, fakat çoğu zaman belirtisiz seyreder ve kendiliğinden geçer,” dedi. Bununla birlikte, bazı HPV türlerinin rahim ağzı kanseri dahil olmak üzere daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğine dikkat çekti.
2024-2025 Bölge Komite Başkanı Füsun Nurikadıoğlu, teknoloji bağımlılığı, siber zorbalık ve akran zorbalığı konularında katılımcılara hitap etti. Nurikadıoğlu, “Hepimizin bildiği gibi, teknoloji bağımlılığı salgın gibi yayılıyor. Özellikle çocuklar ve gençler üzerinde çok ciddi etkileri var. 30 yıldır gençlerle çalışıyorum ve bu konuda toplumda hâlâ büyük bir farkındalık eksikliği var,” diyerek durumu özetledi. Nurikadıoğlu, teknoloji ile ilişkimizin hayatımızda nasıl köklü değişiklikler yarattığını vurgulayarak, “Bağımlılık, bireyin kontrolünü kaybetmesi demektir. Bu durum, ilişkilerimizi ve günlük yaşantımızı olumsuz etkiliyor. Teknolojiye değil, hayata bağlanmalıyız,” şeklinde konuştu.
Kadın çalışanlara teknoloji bağımlılığının belirtilerini ve bu bağımlılığın nasıl aşılabileceğine dair pratik öneriler sunan Nurikadıoğlu, “Dijital detoks yapmayı deneyin. Günlük yaşamınıza teknoloji olmadan bir saat ekleyin. Bu süre zarfında dışarıda yürüyüş yapabilir veya sevdiğiniz bir kitap okuyabilirsiniz. Bu, hem zihninizi dinlendirir hem de sosyal ilişkilerinizi güçlendirir,” dedi.
Seminerde siber zorbalık ve akran zorbalığına da değinen Nurikadıoğlu, bu tür davranışların, özellikle gençler arasında giderek arttığını ve bunun önüne geçilmesi gerektiğini belirtti. “Siber zorbalık, sanal ortamda kurbanı hedef alarak yapılan bir saldırıdır. Akran zorbalığı ise, bireylerin sosyal çevresinde maruz kaldığı bir taciz türüdür. Bu konular üzerine daha fazla konuşmalı ve bilinçlenmeliyiz,” diyerek dinleyicilere çağrıda bulundu. Nurikadıoğlu, bu tür olaylarla karşılaşanların mutlaka destek alması gerektiğini de vurguladı: “Sosyal hizmet uzmanları veya psikologlar ile görüşmek, yaşananları daha sağlıklı bir şekilde atlatmanıza yardımcı olabilir.”
Anatolia Rotary Kulübü Başkanı ve Dönem Başkanı Av. Ender Kıvanç Kunt ise, çocuk ihmal ve istismarı üzerine verdiği seminerde katılımcılara, “Çocuk, geleceğimizin teminatıdır. Onların haklarını korumak, hepimizin sorumluluğudur,” dedi. Kunt, Türkiye'de her üç çocuktan birinin istismar mağduru olduğunu vurguladı. “Bu rakam, sadece ülkemizde değil, dünya genelinde de ciddi bir sorundur. Çocuk hakları kanunlarına değinerek, hepimizin bu konuda daha fazla farkındalık göstermesi gerektiğini anlattım. Çocuk istismarının her türlüsüyle mücadele etmek için duyarlı olmalıyız,” ifadelerini kullandı.
Kunt, seminerde ayrıca çocukların temel hakları üzerine bilgiler vererek, “Çocuk hakları, her bireyin en temel gereksinimlerini karşılamak için oluşturulmuş uluslararası standartlardır. Çocuklar, sevilmek, korunmak ve eğitim alma hakkına sahiptir. Bu hakları korumak bizim elimizde,” dedi. Eğitimlerin, katılımcılarda bir farkındalık yaratmayı ve çocukların yaşamlarını iyileştirmek için harekete geçmelerini sağlamayı amaçladığını vurguladı.
Bu seminerler, kadın çalışanların hem kişisel hem de toplumsal anlamda bilinçlenmesine katkı sağlarken, önemli sosyal sorunlara dikkat çekmeyi başardı. Katılımcılar, seminerlerin ardından duydukları bilgilere ilişkin düşüncelerini paylaşarak, toplumda fark yaratma konusunda kararlı olduklarını ifade ettiler. "Bu tür eğitimler çok önemli. Bilgi sahibi oldukça, daha fazla kişiye ulaşabileceğimizi ve onların hayatlarına dokunabileceğimizi düşünüyorum," diyen katılımcılar, bu tür organizasyonların devam etmesi gerektiğini vurguladılar.
Farkındalık yaratmak amacıyla gerçekleştirilen bu eğitimler, toplumda olumlu bir değişim için ilk adımların atılmasına vesile olmayı hedefliyor. Kadın çalışanlar, edindikleri bilgilerle sadece kendi yaşamlarını değil, çevrelerindeki çocukların ve gençlerin hayatlarını da daha iyi hale getirmek için harekete geçmeyi planlıyor.
