Adana Tabip Odası ve Çukurova Öğretim Elemanları Derneği, Balcalı Hastanesi fiziki binasının yeterli işleve kavuşturulması ve mağduriyetlerin son bulması ve için Balcalı Hastanesi önünden Atatürk Anıtının bulunduğu Rektörlük bahçesine kadar sessizce yürüdüler. Depremde yaşamını yitiren hekim, sağlık çalışanları ve vatandaşlar için saygı duruşunda bulundular.

UZM. DR. MENTEŞ, “ÇÜ BALCALI SAĞLIKLI BİNASINA KAVUŞMALIDIR”

ÇÜ Balcalı Hastanesinin sağlıklı hizmetini sağlıklı şekilde sürdürmesi gerektiğini ifade eden Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Selahattin Menteş, burada yaptığı konuşmada “6 Şubat günü ülkemiz bir felakete uyandı. Bu felaket 11 ilimizi toplamda 15 milyon insanımızı etkiledi. Resmî rakamlara göre 50 bin yurttaşımızı ve içerisinde 103 hekimimizi maalesef kaybettik. Anıları önünde saygı ile eğiliyorum. Her birimizin acısı çok büyük. Ülkemizin başı sağolsun.

Balcalı Hastanesi

İlk deprem ve ardından gelen diğer depremlerde maalesef Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültemizin hastanesi hasar gördü. Yetkililer hastanenin acilen boşaltılmasına karar verdi. Üniversitemiz yarım asırdan fazladır sadece Çukurova coğrafyasına değil tüm bölge coğrafyasına ve hatta yurtdışına bile hizmet vermektedir. Burada iyi hekimler yetiştirilerek tüm ülkeye hizmet vermeye yıllardır devam etmektedir. Üniversitemizde 2 binin üstünde tıp fakültesi öğrencisi, 7 yüz civarı asistan eğitim almaktadır. Adana sağlık sistemi Balcalı Hastanesi olmadan ayakta kalamaz ve sağlıklı hizmet veremez. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi bu coğrafyanın hem bir markası hem de gururudur. Hastanemiz bir an önce Hocalarımız, öğrencilerimiz, asistanlarımız ve halkımızla buluşturulmalıdır. Aslolan multidisipliner anlayış içerisinde kendi binasına kavuşmasıdır. Bu süre içerisinde de kimse mağdur edilmeden bir çözüm üretilmelidir. Üretilecek çözümlerde paydaşlar yer almalı ve şeffaf biçimde bilgilendirilmelidirler.” dedi.

PROF. DR. HİLAL, “VERİLEN SÖZLER TUTULMALIDIR”

Depremde de pandemide olduğu gibi sağlık çalışanlarının çok çalıştığını ve yıprandığını belirten ÇÜ Öğretim Elemanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Hilal, “Tüm bunlara rağmen deprem sonrası düzgün çalışma ortamı sağlanmasını talep etmek olması da şaşırtıcıdır. Depremden bugüne 4,5 ay, hastanemizin boşaltılmasından sonra ise 4 ay süre geçmiştir. Bu süre içerisinde Balcalı hastanesi eğitim ve sağlık sunumunu çok kısıtlı bir alanda sürdürmeye çalışmaktadır. Yaklaşık 1200 yataklı hastane boşaltılmış 200 yataklı Hemato-Onkoloji binasında hizmet üretmeye çalışmaktadır. Balcalı Hastanesi sadece büyük bir hastane değildir. Akdeniz ve Güneydoğu bölgesinin en köklü referans hastanesidir. Şimdiye kadar binlerce hekim ve uzman hekim yetiştiren 50 yıllık bir bilim kurumudur. Bilim kurumları da bugünden yarına oluşturulacak yerler değildir. Ç.Ü.T.F Balcalı hastanesinde yaklaşık 700 uzmanlık öğrencisi uzman hekim olmak için, 2000 tıp öğrencisi ise hekim olmak için eğitim görmektedir. Herkes bilmelidir ki tıp eğitimi hasta muayene etmeden, usta-çırak ilişkisinde ustasından görmeden, öğrenmeden olmaz. Sayın bakan Fahrettin Koca bunu bildiği için 28 Şubatta yaptığı açıklamada “Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi tüm kadrosu ile Yüreğir Devlet Hastanesinde hizmete devam edecek. Hastalarımızın kıymetli bilim adamlarından almakta olduğu hizmeti devam ettirmek için gerekeni yapıyoruz. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültemizin kadrosu, Balcalı hastanesinin tadilatı bitene kadar hizmetlerine Yüreğir Devlet Hastanesinde devam edecek.” demesine rağmen verdiği söz 4 ay boyunca gerçekleşmedi. Son duyumlara göre Yüreğir Devlet hastanesinin bir kısmının Üniversitemize verileceği söylenmektedir. Bölünmüş bir hizmet olmayacağı gibi tıp eğitiminin de olması mümkün değildir. ‘İyi hekim yetiştirecek nitelikli tıp eğitimi için, Donanımlı iyi uzman hekim yetiştirmek için, Hastalara nitelikli 3. basak sağlık hizmeti sunabilmek için, Bilimsel çalışmalara devam edebilmek için’, Verilen sözün tutularak hastanenin bir bütün olarak devredilmesi, bu yapılmayacaksa eğitimin ve hizmetin Balcalı kampüsü içinde yapmanın koşullarının sağlanması gerekir. Biz biliyoruz ki Pandemi döneminde İstanbul’da 45 günde hastane yapan devlet gücü isterse, burada da hızla Hastanemizin güçlendirilmesi çalışmalarını başlatır, ayrıca 45 günde yeterli donanıma sahip prefabrik hastanenin yapılmasını sağlar. Bunların yapılmaması “nitelikli hekim yetiştirilmesinin istenmemesi” anlamına gelmektedir. Bunu talep etmek, dile getirmek bizim öğrencilerimize, genç meslektaşlarımıza ve halkımıza karşı sorumluluğumuzdur. Tıp Fakültesi öğretim üyeleri olarak sürecin takipçisi olacağımızı belirtiriz.” diye konuştu.