Son günlerde siyasette sık kullanılmaya başlanan ZÜBÜK kelimesi gündemini korumaya devam ediyor. Sen neymişsin be ZÜBÜK… Son zamanlarda siyasilerin kullanmış olduğu bu cümle, Rahmetlik Aziz Nesini bir anda aklıma getirdi.
Aziz Nesin 1961 yılında yazmış olduğu ZÜBÜK romanı, Daha sonra ZÜBÜK filmi çekildi. Kemal Sunal gerçekten bu filmde rolünün hakkını vererek, müthiş canlandırmıştı bu karakteri…
Filmi her izlediğimde, inanın seyreder’ken dünü bu günü ve yarını aynı şekilde yaşayacağımızın inanın şahsen garantisini verebilirim. ZÜBÜK Filmi Televizyonlarda yasaklı sanırsınız, yayınlanmaz. İnternette küçük fragmanlarını görebiliriz. Sanki ZÜBÜK kelimesine örtülü bir sansür uygulanıyor gibi…..
ZÜBÜK Adeta Toplumsal bir tiplemeyi tanımlayan ifade gibi görülüyor. Kelime anlamına araştırıp baktığımızda:
ZÜBÜK ; Kendi çıkarları için her yolu mübah sayan kişi……Sözünde durmayan, üçkağıtçı, bencil, egoist, düzenbaz, ahlaksız, kalleş, namussuz, palavracı, dönek gibi yakıştırmaları sıralayabiliriz. Hani Rahmetlik Aşık Mahsunu Şerif bir eserinde seslendirir ya.. FIRILDAK Adam işte bu tiplemer dersek yanılmamış oluruz.
Zübük filmine örtülü bir yasak görünsede, gelin biz birazcıkta olsa yinede anlatmaya çalışalım: Türkiye’nin doğusunda bir ilçede çekilen filimde, çevresinin saflığından yararlanan ZÜBÜK, önce belediye başkanı , sonra milletvekili olan açıkgöz kurnaz Zübükzade İbraam beyin yaşadıklarını anlatan tipik bir film.
Filimde ZÜBÜK ağa, aldığı bir küçük rüşvetle işe başlıyor. Sonra yürü ya kulum misali işine yani kurnazlığına devam ederek makamdan makama atlamasını çok iyi biliyor. Gerçi yaradan, yaratmış olduğu hiçbir kuluna, böyle yürümeyi asla nasip etmez ve söylemez. İnsanın mayası bozuksa yaradan ne yapsın… Eh filimdir ya bu, filimde rüşvet, yalan, dolan, talan, her türlü yozlaşma, adamcılık ne varsa Zübük aga yapıyorda yapıyor… Eleştiri ve var olan gerçekler izleyicilere bir mesaj verebiliyor. Bu tür Zübükler dünde vardı, bu günde var, yarında var olmaya devam edeceklerdir.
Önemli olan bu tür ZÜBÜKLERE o fırsatı vermemek gerekir. Her partide olduğu gibi , kendi inanmış olduğun partinde veya bulunmuş olduğun ortamlarda bu tür insanlar mualesef bulunabiliyor.
Günümüz öyle bir hal almıştır’ki bu zübüler hiç bitmez… Yokluk,Yoksulluk,Yağcılık, Yalakalık,Yalancılık hat safhaya ulaşmışsa, elbette Ahlaksızlık hat safhaya ulaşır. Yalan, Talan,Hırsızlık,Dolandırıcılık normal karşılanır hale gelmişse vay halimize vay halimize…
Kul hakkına inanmayanlardan ne beklenir. Kul hakkına girenin inancından şüphe ederim. Her kim’ki kul hakkını gasp ediyor ve bu çerçeve içerisinde dahi dürüstlükten bahsediyorsa, hak ondan ve hakkını aramayandan’da hesap sorsun. Gerçi bu türler islah olmaz’da, yinede Allah islah eylesin demekten başka ne diyebiliriz. Bu günlük’te köşe yazımız bu kadar olsun. Haydi Hoşca ve dostça kalın. Gelecek yazıda görüşmek dileğiyle….