TMMOB Adana İl Koordinasyon Sekreteri Ahmet Uncu tarafından, Mimarlar Odası Adana Şubesinde yapılan açıklamada, bir yıl önce Gezi Davasında verilen cezaların siyasi cezalar olduğu, hukuk sınırları içerisinde olmadığı belirtildi.
Uncu; aralarında TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Mücella Yapıcı, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi eski başkanı Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odasının Hukuk Müşaviri Can Atalay’ın da bulunduğu arkadaşlarının 1 yıldır, Osman Kavala’nın ise 5 buçuk yıldır Gezi Direnişini örgütledikleri gerekçesiyle cezaevinde tutulduklarını söyledi.
Hukuk, adalet ve insan haklarının göz ardı edildiği yargı sürecinin, Siyasi iktidarın hukuk ve adalet anlayışının çarpıklığının somut göstergelerinden biri olarak tarihe geçtiğini ifade eden Uncu; Gezi Davası’nda verilen mahkumiyet kararlarının, siyaseten verilmiş kararlar olduğunu söyledi.
Gezi Davasının, ülkemizdeki diğer pek çok örnekte görüldüğü gibi hukuki değil, siyasi bir dava olduğunu ifade eden Uncu, sözlerine şöyle devam etti:
“Siyasi iktidar hukuku; adaleti sağlamanın, haksızlıkları gidermenin bir aracı olarak değil, toplumsal muhalefeti cezalandırmanın bir aracı olarak kullanmaktadır.
Ancak tüm bunlara rağmen; ülkemizin en görkemli halk hareketlerinden biri olan Gezi Direnişini, toplum vicdanında ve bilincinde lekelemeyi başaramamışlardır. Gezi Davasında verilen cezaların siyasi cezalar olduğu, hukuk sınırları içerisinde olmadığı tüm toplumun bildiği ve kabul ettiği bir gerçektir.
Hiçbir iftira, hiçbir senaryo, hiçbir karar arkadaşlarımızın masumiyetine ve haklılığına leke düşürmeyi başaramamıştır.
Halka ait olan her şeyi korumak ve kamu yararını savunmak mühendis, mimar ve şehir plancılarının vazgeçilmez temel görevleri arasındadır. İstanbul’un en önemli kamusal alanlarından biri olan Gezi Parkı’nı korumak, Gezi’nin park olarak kalması için mücadele etmek mesleki etik ilkelerimizin bir gereğiydi. 2013 Haziran’ında, sadece kamusal alanlarımızı değil; iktidarın baskı politikalarını, temel hak ve özgürlüklerin askıya alınmasını, ülkemizin geleceğinin karanlığa gömülmesini de gündemimize alarak mücadele ettik.
Arkadaşlarımız, halkın çıkarlarını savundukları için, Taksim Meydanı’na ve Gezi Parkı’na sahip çıktıkları için, iktidarın rant projelerine karşı çıktıkları için, mesleki sorumluluklarının gereğini yerine getirdikleri için cezaevindeler.
Gezi Direnişi nasıl ki bu ülkenin yüz akı ve onurlu tarihinin bir parçasıysa, Gezi Davası’nda tutuklanan arkadaşlarımız da bizim yüz akımız ve onurlu tarihimizin bir parçasıdır.
Gezi Direnişinin arkasında durduğumuz gibi, Gezi Davasında yargılanan ve ceza alan arkadaşlarımızın da yanında durmaya devam ediyoruz.
Arkadaşlarımıza desteğimizi, dayanışmamızı 365 gündür devam eden Adalet Nöbetleriyle sürdürüyoruz.
Tutuklu arkadaşlarımıza verilen ve hiç azalmadan devam eden toplumsal destek onların mücadelelerindeki haklılığın göstergesidir.
Hukuksuz tutuklama kararlarının 1. Yıl Dönümünde bir kez daha kararlılıkla belirtiyoruz: TMMOB ve bağlı Odaları olarak, mesleki ve teknik bilgimizi halkın yararına kullanmaya devam edeceğiz, arkadaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağız ve bu ülkenin en görkemli halk hareketi olan Gezi’ye sahip çıkmayı kararlılıkla sürdüreceğiz.”