Bu konuda Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile sürekli görüşme halinde olduklarını belirten Tayakısı, “Henüz Türkiye’de görülmedi ancak bir sıçrarsa zaten ekonomik kriz yüzünden perişan olan üreticileri tamamen bitirir. Bu zararlının bölgeye gelmesi çiftçinin ölüm fermanıdır. Bu yüzden şimdiden tüm yetkilileri uyarıyoruz. Tehlike gelmeden önlemlerinizi alın” dedi. 

ÖZSUYUNU EMEREK BESLENİYOR

Turunçgil zararlısının orijininin Asya olduğunu, günümüzde Afrika, Kuzey ve Güney Amerika, Okyanusya ve  Suudi Arabistan’a yayıldığını anlatan Tayakısı, Avrupa kıtasında da Fransa’da tespit edildiğini söyledi.
Tayakısı, “Ülkemize en yakın tespit edildiği noktalar ise İran, İsrail ve Güney Kıbrıs’tır. Zararlının nimf ve erginleri bitki özsuyunu emerek beslenir. Direk olarak bitkiyle beslenmesinin yanısıra turunçgillerde yeşillenme (Greening) olarak bilinen hastalığı, hastalıklı bitkiden alarak sağlıklı bitkiye taşırlar. Bu şekilde neden olduğu zarar diğer zarar tiplerinden çok daha önemlidir. Turunçgil psyllidi bu hastalık etmenlerini turunçgiller arasında taşıyarak vektörlük yapmaktadır. 
Bu hastalık, turunçgil bitkilerinde dallarda geriye doğru ölüm, gelişme geriliği ve sonunda ağacın kuruması dahil olmak üzere ciddi zarara neden olur. Semptomlar ilk olarak ağaçların bir sürgününde veya bölgesinde meydana gelen yaprak beneklenmesi ve kloroz olarak ortaya çıkar. Hastalık etmeni ile bulaşık ağaçlarda meyvelerin boyutu küçük, kalitesiz, ortadan kesildiği zaman orantısız ve tadı acıdır. Bazı meyveler gelişimini tamamlayamaz erken dönemde yere düşer, büyüyen meyvelerin ise renk alması tam anlamıyla gerçekleşmez. Bu hastalık ile ülkemiz Doğu Akdeniz Bölgesi’nde yaygın olan Stubborn veya yediverenleşme hastalığının simptomları benzerdir ve birbiriyle karıştırılabilir.” dedi.

SÖKÜLEREK İMHA EDİLMELİ

Rüşvet Operasyonunda Tutuksuz Yargılanıyorlar Rüşvet Operasyonunda Tutuksuz Yargılanıyorlar

Tüm önlemlere rağmen zararlının ve hastalığın Türkiye’ye girişi gözlendiğinde ilk tespit edildiği bölgede yayılım gerçekleşmeden yoğun ilaçlama programının uygulanması ve hastalıklı bitkilerin sökülerek imha edilmesi gerektiğini vurgulayan Tayakısı şöyle devam etti: “Turunçgil yetiştirilen bölgelerde önemine bakıldığında, yeşillenme hastalığı Amerika ve Afrika’da milyonlarca ağacın kaybına neden olmuştur. Florida’da yapılan bir çalışmada beş yıllık dönemde 1,7 milyar dolarlık bir üretim kaybına sebep olduğu tahmin edilmiştir. Hastalığı turunçgiller arasında taşıyan iki vektörden biri olan turunçgil psyllidi’nin erginleri yaklaşık olarak yaprak biti boyutundadır. Yumurtalarını özellikle genç sürgünlerin uç kısımlarına veya yaprak kulakçıklarına bırakır.  Turunçgil çeşitlerine göre yaklaşık olarak 362 ile 858 adet yumurta bıraktığı gözlemlenmiştir. Zararlı 25°C yaklaşık olarak 17 günde yumurtadan ergin döneme gelmektedir. Erginlerin ömür uzunluğu ortalama olarak 40-48 gün tespit edilmiştir. Ülkemizde varlığı tespit edilmemiş olan turunçgillerde yeşillenme hastalığı ve vektörü turunçgil psyllidi için karantina tedbirlerinin alınıp ülkemize girişlerinin önlenmesi uygulama olarak yapılabilecek en kolay yöntemdir. Zararlı ve hastalık ile bulaşık ülkelerden mümkün olduğunca üretim materyali getirilmemesi, eğer getirilecekse kontroller en üst seviyede tutularak ithalatın yapılması önem arz etmektedir. Ancak bu yöntemin uygulanabilmesi için karantina müdürlüklerinde çalışan personellerin zararlı ve hastalık ile ilgili yeterli bilgiye sahip olması ve bilinçli bir şekilde davranması gerekmektedir.”

Editör: Metropol Gazetesi