Yüreklerinizdeki acıları, hüzünleri, kinleri, bütün kalbimle hissediyor, tertemiz aşklar adına karanlık sevdalara bir kibrit çakıp fırlatıyorum...
“Uğur böcekleri konduruyorum yüreklere,
Uğur böcekleri konuyor yüreğime,
Gökyüzü uğur böceği tarlası,
Güneşi çıplak ellerimle tutuyorum.
“Yangınları acemice tutmadan önce görmeliydin beni
İbriklerinden şarap akan gözlerine yenilmeden
Ağaç konuşan evlerin mezarlıklarında kesilmeden muhabbetler
Kirli gülüşler sıska halatlara geçirilmeden
Mesafelere vapurun son yolcusu adımını atmadan görmeliydin beni.
Karış karış bildiğim bu çığlıklardan kaçıncı geçişim?
Nehirlerini, ovalarını, tepelerini adım gibi ezberlediğim
Bu çığlık! Bu amansız, zamansız… Ecel kadar eski
Atamadığım kulaçlarımı açmadan görmeliydin beni.
Umuda saldıran tenekeler büyümeden
Yaklaşmadan geceye dokunacak kadar
Şairlerimle korkularım kaynaşmadan görmeliydin beni
Mevsimsiz bakamıyorum aydınlığa
Yalandan kanat çırpsa da hislerim
Kucağımdaki gülüşlerin perdesini çekmeden
Sabahlara sarılan sis gibi
Günleri yırtarak karanlığa düşmeden
Gökkuşağını bütün renkleriyle sevmeden görmeliydin beni
Kinle aşk arasında tente kalbim
Yakıp yıktığın bir sevdaya hükmetmek marifet mi?
Boynumdaki şehirleri bütün cilvesine rağmen hediye ettim sana
Bu şehirler ki hangi nehirde iffet bırakır
Hangi yağmurun saçlarında ıslanır
Öptüğüm tüm şiirler kana bulanır
Harflerimden bir damla Tanrı düşmeden görmeliydin beni
Ki
Tarih boyunca tek Tanrılı dinler kana boyamış dünyayı
İhtimallerin alacakaranlığına sarılmadan görmeliydin beni
Alevden bir çerçevede ebedileşmeden
Dağılmadan ipliği kopan bir kolye gibi
Denizlerim kefenlenmeden görmeliydin…”
Ey sevgili! Bundan sonra yüreğin bir çocuğun mezarı olacak, ömrünce mutluluğun tebessüm eden gözlerini göremeyeceksin. Senin ve senin gibi sevginin değerini bilmeyenlerin hazin sonudur bu! İhanete uğrayanların, aldatılanların, ölümüne sevdiği halde zerre sevilmeyenlerin haklı isyanlarıdır bayrağım.
Yüreklerinizdeki acıları, hüzünleri, kinleri, bütün kalbimle hissediyor, tertemiz aşklar adına karanlık sevdalara bir kibrit çakıp fırlatıyorum...
“Uğur böcekleri konduruyorum yüreklere,
Uğur böcekleri konuyor yüreğime,
Gökyüzü uğur böceği tarlası,
Güneşi çıplak ellerimle tutuyorum.
Güneş yanıyor avuçlarımda,
kızıl kızıl olmuş, sararmış bir gonca sanki... “
Beyhude değil bu yangının, benim gibisin sen de!