Küresel ölçekte 1,6 milyon kişinin ölümüne yol açan bu hastalık, COVID-19 pandemisi öncesinde görülen en yüksek ölüm oranlarından birini kaydetti.
Uzmanlar, tüberkülozun yeniden yükselişe geçmesinin, pandeminin sağlık sistemleri üzerinde yarattığı zorluklar ve tedavi süreçlerinde yaşanan aksaklıklarla doğrudan ilişkili olduğunu belirtiyor. Pandemi döneminde sağlık hizmetlerine erişimdeki güçlükler, tüberküloz tedavisindeki gecikmelere ve hastalığın daha geniş alanlara yayılmasına neden oldu. Ayrıca, bazı bölgelerde tedaviye dirençli tüberküloz türlerinin artması, hastalığın kontrol altına alınmasını daha da zorlaştırıyor.
Bir sağlık uzmanı, "Tüberküloz, erken teşhis ve doğru tedaviyle kontrol altına alınabilir. Ancak dünya çapında etkili önlemler alınmazsa, bu hastalık daha fazla can alabilir" diyor.
Tüberkülozun bulaşıcı doğası, özellikle solunum yoluyla havaya karışan damlacıklar yoluyla yayılmasını sağlıyor. Uzmanlar, hastalığın erken teşhis edilmesinin ve tedavi edilmesinin kritik önem taşıdığını vurguluyor.
Düşük gelirli ülkelerde, tüberkülozun yayılmasını engellemek için sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi ve toplumda farkındalık yaratılması gerektiğini belirten bir vatandaş ise, "Eğer doğru kaynaklar sağlanırsa ve tedavi süreçleri aksatılmazsa, tüberkülozla mücadelede ciddi ilerleme kaydedilebilir" şeklinde görüş belirtiyor.
Yine de, DSÖ'nün uzmanları, tüberkülozun tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu hatırlatarak, erken teşhis ve tedavi ile bu hastalığın kontrol altına alınabileceği konusunda umut veriyorlar.