Yaz depresyonu olur mu demeyin. Depresyonun yazı kışı yok. Her mevsim ya da mevsim geçişlerinde bizi yakalayıveriyor. Peki bu illetin belirtileri neler? Bundan haberiniz var mı? Son zamanlarda sosyal medyada çok fazla karşıma çıkan bir konu olduğu için gazete ve dergilerinde bu konuyu ciddi anlamda ele aldığını gördüğüm için bende sizleri bir uyandırmak istedim bu hafta… Öğrencilerimde zaman zaman karşılaştığım davranışsal tutarsızlığı da görünce bu illetin bizleri de etkileyebildiği kanaatine vardım. Peki yaz depresyonu belirtileri nelerdir? Biliyor musunuz?
Birincisi; Enerji kaybı. Sürekli bir işiniz var ve bitmiyor. Bitirmeye üşeniyorsunuz. Kolunuz kalkmıyor. Yapmak istemiyorsunuz. Kendinizi bu yüzden sürekli yorgun hissediyorsunuz. İkincisi: Aşırı hassasiyet ve sinirlilik durumu. Böyle hissettiğinizde en ufak laftan sözden dahi kendinize alınacak gücenecek bir pay çıkartıyorsunuz. Konunun sizle alakası olmamasına rağmen, o kadar fazla hassasiyet yükü taşıyorsunuz ki duyduğunuz sözler sanki size söylenmişçesine sinirleniyorsunuz. Bir diğer madde ise çok fazla uyuma yada uyku problemleri yaşama. Bu uyku problemi canınızı sıkan ya da sizi düşündüren en ufak şeyde nüksettiği için, pek yaz kış fark etmiyor. Ancak şunu bilin ki bu da depresyona dahil. Bir diğeri yine her depresyonun vazgeçilmez maddesi olan anksiyete yani bir diğer adıyla endişe, kaygı. Her olumsuzlukta yanı başımızda oluşan düşünceler bütünü diyorum ben onlara. Bir diğer madde ise, iştahsızlık dolayısıyla kilo kaybı ya da aşırı kilo artışı. Yemek yeme olayı artık fizyolojik ihtiyaçtan çıkıp psikolojik bir sebebe bağlandığı vakit bunların yaşanması çok normal geliyor. Kendini çaresiz ve sürekli üzgün hissetme hali de yaz depresyonunun başka bir hali. Bu kış versiyonunda da çok fazla karşımıza çıkıyor. En son madde ise sanki hepsinin özetini yaparmışçasına depresif bir ruh hali içinde olma. Bütün bunlara yol açan sebepler genelde yalnızlık hissi; Yazın yapacak keyifli uğraşlardan uzak olmak; Aşırı sıcakların etkisi; Yeme içme alışkanlıklarının değişmesi; Asosyalleşme; Planlanandan daha fazla çıkan ekstra masraflar… Ve bu liste böylece uzayıp gidebilir.
Peki bütün bunlardan kurtulmak için ne yapmalıyız? Öncelikle serin yerlerde vakit geçirmeye özen göstermelisiniz. Beslenmenize sevdiğiniz size mutluluk katan yiyecekleri ekleyin. Soğuk duş alın. Bu mutluluk hormonunu tetikliyormuş. Boş zamanlarınızda eğlenceli şeyler yapmalısınız. Komedi filmi izleyin, resim yapın, müzik aleti çalın, dans etmeye gidin. Dijital hayatınızı biraz olsun azaltın. Cep telefonu, tablet bilgisayar gibi hayatımızın yüzde doksanına hâkim olan ve mavi ışık yayan cihazlardan özellikle akşamları uzak kalmaya çalışın. Kafanızın içindeki olumsuz düşünceyi değiştirin. Olumsuzluğa kapıldığınızda neden böyle hissediyorum? ve bunu değiştirmek ne yapabilirim diye sorun kendinize.
Yaz ayı kendine özel güzellikleriyle havasıyla, suyuyla, meyvesiyle, sebzesiyle, etkinlikleriyle, yapılacak işleriyle, gidilecek görülecek yerleriyle, okunacak kitaplarıyla kendine göre çok güzel bir mevsim. Depresyona girmeden tadını çıkarın.
Sağlıcakla kalın. Haftaya görüşmek üzere…