Yazmak, sadece bir iç dökme; Dökmeseydim, içim zehirlenecekti. Kelimeler, içimizdekilerin gözle görünen hâlidir. Mektup dahi yazmayı bilmeyenlerin 'acıları' sonsuzdur bu nedenle. Yazabilirsem, tüm bu dehşetin kelimeler mahşerinde bir bir karşılığını bulursam bir nebze rahatlayacağımı sanıyorum. Kelâmı kelimeye dökmek acılarımı hafifletmeye yetiyor çünkü. Yazdıkça kendime ve tüm yaşananlara farklı bakış açılarından da bakabildiğimi hissediyorum. Kendi bedenini başka 'boyutlarda' gören bir ruh'a dönüşüyorum. Bu acılardan kurtulabilmenin en kısa yolu onu şiirselleştirmek en azından benzer bir şiiri okumaktan geçer kanaatindeyim. Dil şuur hâlidir. Kelimelere devşirilen hele de şiirleşen acıların katlanırlığı bundandır diye düşünüyorum. Adlandırmak ayırt etmek tir, yani aklın meydanında bir eylemdir. Bu sebepten yazanın ve de okuyanların yüreğinde güller açtırır. Yazdıklarımı adlandırabilsem rahatlayacağımı düşünüyorum. Çünkü 'cinnet' hâlinden 'şiir' haline geçerek rahat bir nefes alabileceğimi hissediyorum. İnsan, dile dökemediği şeyin acısına dayanamaz, katlanamaz. Yazdıklarım doğru kelimeleri bulunca acılarım diniyor. Kelimeler ruhun kurtuluşudur. Şâir söyler, yazar ve kurtulur. Edebiyat yazanı da okuyanı da güzelleştirir. Doğru kelimeler 'emniyet kemeridir'. Acıyı bal eylemek dedikleri hâl budur' Kanaatimce...