31 Mart seçimlerine çok az bir süre kaldı. Ülkenin her yerinde olduğu gibi Adanada’da bir bilinmezlik almış başını gidiyor. Bu güne kadar hiçbir seçimde bu kadar bilinmezlik yaşanmamıştı. Her aday ben kazanacağım diyor.
31 Mart seçimlerine çok az bir süre kaldı. Ülkenin her yerinde olduğu gibi Adanada’da bir bilinmezlik almış başını gidiyor. Bu güne kadar hiçbir seçimde bu kadar bilinmezlik yaşanmamıştı. Her aday ben kazanacağım diyor. Öyle sanıldığı gibi hiçbir şey çantada keklik gözükmüyor. Bu seçim geçmiş dönemlerle kıyaslanmamalıdır. Çünkü kimin eli kimin cebinde, bu şartlarda seçim sonucunu kestirmek mümkün görünmüyor.
Bu seçim süprüzlerin yaşanacağı bir seçim olacaktır. Çalışan koşturan, bire bir halka ulaşarak dirsek teması içerisinde olan kazanacaktır. Yoksa istediğiniz kadar her yeri afişlerle donatın. Bu size hiçbir fayda sağlamaz.Tabi yerine göre afişlerde olacaktır.Ancak caddelerde asılan afişler vatandaşta tepki yaratmamalı
Çevresel açıdan değerlendirecek olursak, siyasi partilerin ve adaylarının afiş yarışı ve bunların maliyeti binlerce insanın ihtiyacını gidermeye vesile olabilir.Vatandaş ekonomik olarak, açlık ve sefalete mahkum şekilde yaşar’ken bunca israfın haklılığını bana kimse anlatamaz. Geçen gün nihayet YSK almış olduğu bir karar’la afişlerin toplanması ile vatandaşlar rahat bir nefes aldı. Yollar ve trafik akışı yeniden tekrar işlevine dönmüş oldu.
Siyaseten adayların kendilerini halka tanıtabilmesi elbette yadırganamaz. Ancak; afiş ve pangartların gelişi güzel caddelerde asılması,öyle bir hal almıştı’ki, insanlar adeta bunalıma girmişti. Afişler nedeniyleTrafikte Kazalar meydana gelebiliyordu. Bu nedenle önlem alınmış olması vatandaş açısından iyi oldu.
Siyasette aday olabilmek ve seçilebilmek, bu ortamda hiçte kolay bir şey değil. İşin mali boyutundan ziyade, manevi boyutu’da vardır. Adaylar son sürat gecesini gündüzüne katmaya çalışıyor. Onlar çalışıyorda, her dönemin adamları sanki boşmu duruyor diyeceksiniz. Gelin biraz buna değinelim:
İşimiz gereği zaman zaman seçim ofislerini ziyaret ediyoruz. Gördüğümüz manzaralar karşısında şaşırmamak mümkün değildir. Geçen yazımızda ZÜBÜKLER’den bahsetmiştim. ZÜBÜKLERLE seçim ofisleri dolmuş taşmış. Aynı simaların tüm seçim bürolarını farklı zamanlarda kolaçan ettiğine şahit olabiliyoruz. Gerçi diyeceksiniz bu normal bir şey…Ancak bana göre normal değildir. İdolojinin olmadığı yerlerde elbette çıkar ve menfaatler konuşulur. Tam buda böyle bir şey olsa gerek…Neyse gelelim biraz’da yarış içerisinde olan adaylar ve mevcut bulundukları konumları biraz irdeleyelim.
Adana Büyükşehir’de hummalı bir yarış devam ediyor. Fatih Mehmet Kocaispir’le Zeydan Karalar arasında ibreler gidip gelir’ken, Ayyüce Türkeş’te olan belirsizlik devam ediyor. Aday gösterilmeyen Eski Büyükşehir belediye başkanı Hüseyin Sözlü’nün tutumu belirleyici olabilirmi? Her an her şey, son dakikada değişebilir.
Seyhan ilçede Akif Kemal Akay son sürat çalışmaya devam eder’ken, ibre kendinden yana görülüyor.Oya Tekin son günlerde biraz zayıf görüntü veriyor. Kabuğundan biraz sıyrılırsa işler farklı olabilir. Seyhan’da belirleyici Dem parti seçmeninin tavrı olacaktır. Diğer taraftan Erdal Hatipoğlu sürpriz yaparsa şaşmam.
Çukurova İlçede ise Soner Çetin Kayıtsız şartsız kazanacağım diyor.Kendisine haksızlık yapıldığını öne sürüyor. Çetin’e sahalarda halkın teveccühü her geçen dahada artıyor. Sürpriz yaparsa şaşmam… Emrah Kozay, Çukurova için yanlış bir seçimdi. Seyhanda olsaydı çok farklı olurdu. Emrah Kozay’ı Çukurova için diretenler. Şunu çok iyi bilsinler, 31 Marttan sonra kendilerinin siyaseten mefta olacaklarının bilinci içerisinde hareket edip, ona göre samimi davranırlarsa belki bir şey olabilir. Ancak şu an Emrah Kozay var gücü ile çaba sarfediyor. Yalnız bu işler, körler sağırlar, birbirini ağırlar misali olursa bir yere varılamaz. Öyle sanıldığı gibi her şey çantada keklik değildir. Diger taraftan Sibel Cingözler veya Bağımsız aday Göktürk Güngör, aradan sıyrılırsa’da şaşırmamak gerekir.
Değerli okurlarım burada adaylarla ilgili yapmaya çalıştığımız değerlendirmelerde asla taraflı bir şekilde ferdi davranmamaya özen gösterdim. Sonuç itibarıyla sahada vatandaştan almış olduğumuz duyum ve sezlenişleri dikkate alarak, değerlendirmeleri bu şekliyle yazmaya çalıştık. Taktir elbette seçmenin olacaktır. Hoşca ve dostça kalın. Haftaya görüşmek dileğiyle…