Kime sorsanız size bir hayat hikayesi anlatır.
Neden bu kadar çok hayat hikayesi olur insanların bu Ülkede?
Neden basit, yaşadığınız hayat size zorluk olarak dönerse, sizi yönetenlerin vicdanına kalmışsınız demektir. Ülke yönetimi vicdanla mı yönetilir derseniz! bizim gibi “şahsım hükümeti” anlayışı ile yönetilen toplumlarda hep hesap gariban halka çıkar. Gerçi halkta hesap sorma yeteneğini sadece birilerin 1600 yıldır hala Din içinde bilgilenmeyip birilerin sizi kandırmasına izin veriyorsanız bazı şeyleri “müstehak” olduğunu düşünmek çokta zalim düşünce olmaz.
Konu malum,
Ülkede en büyük sorun her araştırmada birinciliği kimseye kaptırmayan yoksulluk, yani Ekonomi. Kim bu ülkeyi dosta düşmana minnet ettirdi?
Bilirimde söyleyemem durumunda gidip geliyor olay, birazda kıç korkusu vardır. Her sabah işe yürüyerek giden bir ferdim, bazıları niye azap çekiyorsun dediğinde henüz gazetecilik parasıyla araba sahibi olamadım diyorum. Niye sen işini bilmiyor musun, ya da kıç yalamayı! işte sorun orada diyorum. Yağmurlu bir pazartesi sabahı yolumun üzerinde yaşı ben deyim 65 siz deyin 70 yaşında bir amca elindeki mendili bana uzatarak bir mendil alır mısınız diyor!…
Alırım amcam alırım diyerek para uzattığımda gözünden düşen iki damlaya kurban olurum senin demeye varmadan parayı da almadan kaçar gibi uzaklaştı benden. Kim bilir ne yaşıyor iç denizinde, kim bilir, belki hali vakti yerinde idi daha önce, belki çocukları gelmez, gitmez, bakmaz hale getirmiş babalarını. Öyle ya, herkesin hayat hikayesi bu ülkede acı üzerine kurulu.
Nenem rahmetli “oy oğlum kim seni üzdüyse Allah ona on katını versin” derdi. aslında kimler bizi üzüyor biliyoruz da lanet olası sosyal medya hemen sizi ele veriyor sonrası gelsin göz altılar mesnetsiz suçlamaları ile cumhurbaşkanımıza hakaret davası açılıp yer misin, yemez misin hesabı cezalar. Bunun adı bir insanlık suçu aslında o amcaya yaşatılan neyse, bunu yaşatanların bu ülkeye hesap vermesi gerek. Geç onları “Fırat’ın kıyısında bir kurt kuzuyu kapsa” o benim sorunum hikayelerini.
Biz vaz geçtik kuzu meselesinden halkına yaşayacak kadar bir ekonomi ver, kendi aileni zengin etmekten yorulmadınmı? birazda halkınız için çalışsanız bu halk yetmişinden sonra kimseye yalavararak mendil satmaz.
köprüden kendini atmaya kadının hikayesini bilirimsiniz? yok, yok çok eski değil daha dün okudum içim ağrıdı, çocuklarına mama alamadığı için (kocasıda cezaevinde imiş) intihara kalkan kadının evine gidildiğinde çocukların gerçekten açlıktan ağladığını, yada bir örnek daha herkesin hikayesinden bahsettik ya, kadın beş çocuğu kitleyip kağıt toplamaya gitmişti ya, geldiğinde yanan evde bütün çocukların öldüğünde ruhsuz bana toplumu olma yolunda freni patlayan kamyon gibi iniş aşağı giden toplum bireylerin kadına ve kocasının cezaevi söylemi yapması vicdanları yaralamadı mı? siz siz olun yaşı berkemale ermiş bir amca görürseniz bir mendil alın kim bilir neler yaşamış ki, o yağmur altında elini uzatarak sizden yardım istiyor!…