Çocuklarına kayyum atanan Murat Çakmak konuyla ilgili cukurovametropol.com.tr’ye özel açıklamalarda bulundu. İki çocuk babası olan Çakmak ilk çocuklarında böyle bir durumla karşılaşmadıklarını belirterek, “İlk çocuğumda da biz topuk kanı ve aşı yaptırmamıştık. O zaman başıma böyle bir şey gelmedi. İkinci çocuğum 2,5 aylık neredeyse. Bir hafta önce emniyetten aradılar ifadeye çağırdılar sonra da mahkeme süreci başladı. Sağlık ocağına her ay kontrole götürdüğümüzde biz topuk kanı ve aşı istemediğimize dair imza atmıştık. Çocuğun aylık kontrollerini de yaptırıyorduk.” dedi.

“Önce Aile İçin Şiddet Bürodan Aradılar”

Konuyla ilgili süreci anlatan Çakmak, “Önce eski emniyetten aradılar. Aile şiddet bürodan. İlk başta şok oldum. Çünkü aile içi şiddetten ne olabilir diye. Dediler ki ‘Topuk kanı vermediğiniz için mahkemelik oldunuz. Eşinizle beraber ifade vermeye geleceksiniz’. Sağolsun emniyetteki arkadaşlar yardımcı oldular. Hemen hızlı bir şekilde ifademizi verdik. Akşam Bağlar Karakolu’ndan aradılar. Çocuğa kayyum atandığını söylediler. Dosya hemen nasıl hazırlandı onu da bilmiyorum.” diye konuştu.

Büyükşehir’den Halk Sağlığı İçin Farkındalık Eğitimi Büyükşehir’den Halk Sağlığı İçin Farkındalık Eğitimi

Neden topuk kanı vermedikleriyle ilgili bilgiler de veren Çakmak şunları ifade etti:

“Topuk kanını yaptığım araştırmalar sonucu, sadece Türkiye’de değil, İngilizce bildiğim için, İngilizce makalelerden de okuduğum kadarıyla, topuk kanının zararlarını anlatıyor. Türkiye’de yapılan taramada sadece 6 tane genetik hastalığı teşhis edebiliyor. Geriye kalan 6 bin genetik hastalığı teşhis etmiyor. Geriye kalan 500 tane metabolik hastalığı da yapmıyor. Topuğun daha yeni doğar doğmaz zararlı olduğunu da anlatıyor o makaleler. Almanya’da bununla ilgili emsal bir karar da vardı. Orada gönüllü olması, zorunlu olmaması yazıyordu. Çünkü topuğu deldiğiniz zaman enfeksiyon kapabileceğini ve ailelerinden bundan endişe edebileceği de yer alıyor.”

“Yenidoğan Çetesi Yeni Değil”

Topuk kanı ve aşılar dolayısıyla kaygılarının olduğunun altını çizen Çakmak şöyle konuştu:

“Türkiye’de ‘yenidoğan çetesi’ diye bir şey çıktı. Bunlar yeni değil. Bunlar eskiden beri vardı. Hatta iki gün önce Tiktok’ta özel bir hastaneden bir doktor, kadınların erken sezaryene alınıp çocukların küveze alındığını bildirdi. Tiktoktan canlı yayın açtı. Hatta aile sağlık bir tweet atmıştı onunla ilgili bir soruşturma başlattığıyla ilgili. Bunlar yaşanırken bizim aileler olarak tedirgin olmamız normal değil mi? Daha yeni bir vaka bu yenidoğan çetesi. Bana şunun garantisini verebilecekler mi? Sen benim çocuğumun topuğunu deldin. Ve ileriki zamanda bununla ilgili bir hastalık oldu. Bu hastalıkla ilgili bana garanti verecek miydi? Çünkü ben topuk kanı vermediğim ve aşı yaptırmadığım için imza istediler. Sorumluluğun bende olduğuna dair. Peki ben bunları yaptırdığımda onlar sorumluluk alıyor mu? Hayır. Ben aşı da yaptırsam imza atıyorum sorumluluğun bende olduğuna dair. Topuk kanında da sorumluluğun bende olduğuna dair imza atıyorum.”

“Ben yenidoğan çocuğun topuğunun delinmesini istemiyorum” diye Çakmak, “Bu sadece benim değil, benim okuduğum profesörler, doçentlerin topuk kanı alınmaması gerektiğiyle ilgili yazıları. Ve alternatif olarak da sunuyorlar. İdrardan da alabilirsiniz diyorlar. Zaten 6 taramanın 3’ü Allah muhafaza bir çocukta çıksa bunu karşılamıyorlar. Türk Tabipler Birliği (TBB) aynı Kars’ta olan vakadaki gibi yargıtayı mahkemeye veriyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve TBB bir anlaşma halinde gibi insanlara saldırmaya başlamışlar. Ben topuk kanı aldırmadım diye bana terörist muamelesi yapıyorlar.” şeklinde konuştu.

Adana’da Topuk Kanı Aldırmayan Aileler Mahkemelik”

Adana’da topuk kanı aldırmayan ailelerin mahkemelik olduğunu öğrendiğini söyleyen Murat Çakma sözlerine şöyle devam etti:

“ Ben sayısını bilmiyorum ama adliyede böyle bir vaka sayısının çok olduğunu söylediler. Bu Biontech aşı firmasıyla çocuk aşıları aynı şirket. Aynı yerden geliyorlar. Bizim daha önce kendi geleneksel aşılarımız vardı. Biz o aşı fabrikasını kapattık, yerine bunlarla anlaştık. Son dönemde tekrar geleneksel aşıya döndük. Ben zaten Biontech aşısına güvenmiyorum. Almanya’daki iki Türk kaçtılar. Amerika’da yargılanıyorlar, Almanya’da yargılanıyorlar. Ben bu aşılara güvenmiyorum. Aynı şirketten çıkan aşılar. Ben nasıl çocuğuma bu aşıları yaptırayım? Ve benim çocuğum daha iki yaşına gelmeden 25 tane sıvı vücuduna alıyor. Bir miktar cıva nasıl alabiliyor? Biz çocuğun fıtratını nasıl bozabiliyoruz? Bunun diğer hastalıklara karşı önlemi olabilirmiş. Hep ‘bilirli’ konuşuyorlar. İşte ‘6 tarama yapmazsak ileride çocuğunuzda zeka geriliği olabilir’. O zaman bana otizmin sebeplerini açıklasınlar. Ama bugün televizyona çıkan bir profesör ‘Otizmin sebeplerinden biri aşılardır’ diyor. O da profesör. O da laboratuvarda. Televizyon, tablet, telefon daha mı az zararlı çocuğa? Ya da anne sütü? İşte 6 aylıkken ne kadar önemli olduğunu vurguluyorlar. Ülkemizde asgari ücretle geçinen insanlar var. Her aile zengin değil. Fakir olan ailelere neden destek olmuyorlar? İşte hamilelik sürecinde gidip bal, ceviz, balık, fındık gibi işte TBB kapısını çalıp ‘Ya sizin eşiniz hamileymiş. Bu süreçte sizinle beraberiz. Bundan sonra herhangi bir şey olursa bizim ebe arkadaşımız, doktor arkadaşımızla irtibata geçebilirsiniz. İlerleyen zamanda da sizi çocuk gelişimiyle ilgili bilgilendireceğiz. Şu kitapları okuyabilirsiniz’ gibi açıklamalarda neden bulunmuyor? Çoğu ailenin çocuk gelişimiyle ilgili bilgisi yok.”

“Çocuk Mağdur Anne Baba Şüpheli”

Mahkeme süreciyle ilgili de bilgiler veren Çakmak şunları dile getirdi:

“Çocuk mağdur olduğu için anne baba şüpheli. Ailemizden birini vasi olarak atamamızı istediler. Ben de kardeşimi vasi atadım. Mahkeme sürecine kadar çocuk bizde kalıyor ama hakları kardeşimde. Şimdi ilk bir ayda topuk kanı alınması gerekiyor. Benim çocuğum 2,5 aylık oldu. Ben topuk kanı alınmasını istemiyorum. Gönüllülük esastır. Cumhurbaşkanı aşılarda ‘zorunluluk değil gönüllülük’ dedi.

Sadece ben kendi çocuğum için değil bütün herkesin çocuğu için konuşuyorum. Topuk kanı aldırmadım diye çocuğa kayyum atanabiliyorsa yarın öbür gün çocuğa lacivert giydirdiğinde de kayyum atanabilir. Kimse bana burada şunu anlatmasın: bu sağlık. Benim çocuğumun sağlığını benden iyi kimse düşünemez. O 9 aylık süreçte ben ne yaşadığımı biliyorum. Doğumda eşim ne yaşadığını biliyor. Mağdur olan ailelerle ben görüşüyorum. O lohusa sürecinde o kadınlara yapılan baskılar, psikolojik olarak çökmüşler, çoğu anne sütten kesilmiş, mama veriyorlar çocuklarına ve bazı aileler mama bile alamıyor. Mamalar çok pahalı. Bu çocuğun sağlığı düşünülüyorsa bu ailelere nasıl bu kadar basık yapabiliyorsunuz? Bazı konuştuğumuz aileler ‘ikinci üçüncü çocuğu düşünmüyoruz. Biz bu kadar baskıya, psikolojik baskıya gelemiyoruz’ diyorlar. TBB ve DSÖ acaba nüfus planlaması mı yapıyor?”

“Bizi Neden Aydınlatmıyorlar?

Taramalarda öne sürülen hastalıkların diğer yollarla da alınabileceğini iddia eden Çakmak konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bizi neden aydınlatmıyorlar? Neden zorla bizden topuk kanı almak istiyorlar? Eğer zorla topuk kanı alıyorlarsa yarın o zaman benim çocuğumu deneysel olarak da kullanabilirler. Benim ilk çocuğuma yapılmayan ve gözümüzün önünde olan, elhamdülillah sağlıklı bir çocuk. Nasıl ikinciye yapabiliyorsunuz? Ben ilk çocuğumda aldırmadım. Bunların hiçbirini yaşamadım.”

Çakmak bu süreçte 4 avukat tuttuğunu mücadeleyi sürdüreceğini vurgulayarak şunları söyledi:

“Çünkü benim anne baba olarak en doğal hakkım çocuğumu korumak. Çünkü o bana Allah’ın emaneti. Kayyum ne demek? Bizim çocuklarımız belediye mi? Ne diye kayyum atadınız topuk kanı almadık diye. Türkiye’de yaşayan 80 milyonu topuk kanı almayan aileler mi tehlikeye sokuyor? Benim konuştuğum ailelerin geneli gariban. Dilekçe yazacak paraları bile olmayan insanlar. Ama çocuklarının sağlıklı olduğunu, kendi hallerinde olduğunu, o yokluğu hissetmediklerini, eşiyle beraber mutlu olduğunu söyleyen aileler. Ben bu mücadeleyi bunları duyduktan sonra vermeye karar verdim. Suç olan bir ceza yok ki bana ceza verecek. Ama işte o insanların psikolojisi, annelerin sütten kesilmesi ben bunlara üzülüyorum.”

Muhabir: BERİL ANT