Başkan Özdağ, İktidara gelmeleri halinde Zafer Partisi olarak, Adana’yı sanayi ve tarımın en önde gelen merkezlerinden birisi haline getireceklerini, kültürel gücün artırılacağını, Adana’yı bölgede oluşturmayı hedefledikleri yeni sanayi, enerji ve ticaret kordonun başkenti yapacaklarını ifade etti.

ADANA’NIN KENT DOKUSUNA BİR SALDIRIDIR

Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın açılmasıyla Adana Havalimanı’nda yolcu uçuşları son buldu. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Çukurova Havalimanı’nın açılmasının bir rant meselesi olduğunu ve Adana’nın kent dokusuna bir saldırı olduğunu vurgulayan Özdağ şu ifadeleri kullandı;

“Konya, Kayseri, Mersin, Adana, Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa, Osmaniye bütün bu bölgenin yurtdışıyla ticarette de kullanacağı bir havalimanına ihtiyacı vardı ancak; bu havalimanı Adana Havalimanı’na bir seçenek değil. Adana Havalimanı; tarihi kökleri olan, Adana’nın klasik şehir havalimanı niteliğine sahip, Adanalıların memnun olduğu bir havaalanıydı. Bu havaalanının çevresinde, havaalanının konumuna göre bir yapılaşma, kent trafiği oluşmuştu. Gerek otellerin konumu, lokantaların konumu, havaalanına giden yollar; bunların hepsi tarihsel süreklilik içerisinde oluşmuştur. Aynen İstanbul Atatürk Havalimanı gibi. Yani Atatürk Havalimanı’nı merkez olarak alıp İstanbul’da bir şehirleşme gerçekleşmişti.

Şimdi havalimanının bir altyapı sorunu yok, Adanalıların havalimanıyla bir sorunu yok. Bu havalimanını kaldırıp yeni bir havalimanı çıkarıyorsunuz ortaya. Adana’nın kent dokusuna bir saldırıda bulunuyorsunuz. Amaç çok net burada çok ciddi bir rant göreceksiniz. Kısa bir süre sonra Adana Havalimanı’nın sağlam pistleri, yüz milyonlarca dolara yapılan alt yapı tahrip edilecek, bunun üzerine yeni konutlar yapacaklar. Aynı Atatürk Havalimanı’na yaptıkları gibi.

Atatürk Havalimanı’nın etrafında 250’nin üzerinde otel vardı. Oteller, havalimanını merkez olarak almıştı. Bütün altyapı oluşmuştu. Şimdi milyarlarca dolar harcanacak yeni bir atmosfer oluşturulması için. Aynı şeyi Adana’da görüyoruz. Çukurova Uluslararası Havalimanı, bitmek tükenmek bilmeyen rant ihtiyacının sonucu ortaya çıkmıştır. Adana halkı buna haklı olarak çok tepkilidir. Göreceksiniz, önümüzdeki dönemde birileri buraya inşaat yapmak için sulanacak.”

ERKEN SEÇİM OLACAK

Türkiye’nin erken seçime gitmek zorunda kalacağını belirten Özdağ, “Buradan sevgili Adanalılara hitap etmek istiyorum; erken genel seçim olacak bu ülkede. Biz, erken genel seçim istiyoruz ve 2026’da en geç Türkiye erken seçime gitmek zorunda kalacak. İktidar da zorlanacak, muhalefet de zorlanacak. Türkiye’de muhalefetin, muhalefet olduğunu hatırlama zamanı geldi. Ya arkadaşlar siz iktidara ortak değilsiniz size iyi davranıyorlar diye böyle olduğunu zannetmeyin sonra iyi davransalar ne olur, kötü davransalar ne olur. Bakın iyi davranıyorlar yine toplumu köpek yasası üzerinden gereksiz şekilde bölüyorlar. Hayvan Koruma Yasası’ndaki değişiklik; gündem değiştirmek, ekonomik krizi gizlemek, toplumu ayrıştırmak için yapıldı” dedi.

ADANA’DA EKONOMİK POTANSİYEL VAR

Adana’nın ciddi bir ekonomik potansiyeli olduğunu ve bunun yanlış politikalar nedeniyle git gide eridiğini söyleyen Özdağ, “Adana’yı neye benzetiyorum biliyor musunuz? Adana, metropol bir şehir, modern bir şehir olması gerekirken kültürü yüksek bir köye benziyor. Adana’nın kültürü çok yüksek. Türkiye’nin ilk modern şehirlerinden bir tanesi. Hatta 1923 Amerika raporunda diyor ki; Türkiye’de şehir olarak İstanbul, Adana, İzmir var. Bakın, Adana’nın medyası küçüldü, televizyonları küçüldü, kültür yaşamı küçüldü. Adana, bunu hak etmiyor. Adana, çok muazzam bir ekonomik potansiyeli temsil ediyor. Adana, tarımda sadece Türkiye’yi değil, bölge ülkelerini besleyebilecek potansiyeli temsil ediyor. Çukurova başlı başına sadece Türkiye için değil, adeta insanlık için büyük bir havza. Şimdi büyük havzada bakıyorsunuz ‘ya ekim yapmayın, su yok’ deniliyor. Arkadaş siz neden sulama sistemleriyle sulama yapmaya devam ediyorsunuz? Neden kapalı sisteme gitmediniz? Adana gibi havanın çok sıcak olduğu, buharlaşmanın çok olduğu bir bölgede, milletin zaten fazla olmayan suyunu böyle yönetmeye ne hakkınız var? İnanılır gibi değil. Adana, Kahire iklim kuşağına kayıyor. Ortalama yıllık 21 derece değil, 27 derece yükselecek. Bakın bu korkunç bir artış hızla önlemler alınmak zorunda” diye konuştu.

“EMEKLİYE YOK, SIĞINMACILARA VAR”

Saha Komiserleri Yemekte Bir Araya Geldi Saha Komiserleri Yemekte Bir Araya Geldi

Türkiye’deki ekonomik krizin çok ağır bir şekilde hissedildiğine, Türk insanının açlık ile mücadele ettiğini belirten Özdağ, “Emeklilerin aldığı maaş 10 bin liraydı. 12 bin 500 liraya çıkarttılar. Emekliye yok, sığınmacılara var. Emekliye zam yapınca enflasyon artıyor, sığınmacıya gelince 11 milyon dolar verince artmıyor var mı ya böyle bir şey.  İnsanı yardım adı altına dünyanın değişik ülkelerine yılda 7 milyar dolar para harcıyorlar. Türkler insan değil mi kardeşim, bu parayı Türk insanına harcayın. Türk insanı açlıkla mücadele ediyor. Türkiye’deki ekonomik kriz o kadar ağır ki; sürekli enflasyon artıyor, ekonomik durgunluk artıyor, şirketler iflas ediyor, insanlar işsiz kalıyor. İşsizlik beraberinde açlığı getiriyor, suçu getiriyor, intiharı getiriyor. Türk çiftçisi sabırlıdır ama onlar bile artık sokağa çıktı. Bu durum bazı şeylerin göstergesi. İktidar artık aklını başına almalı” ifadelerini kullandı.

“TÜRK MİLLETİNE HAKSIZLIKTIR!”

Türkiye’de yeni bir gıda ve su güvenliğini sağlayacak yeni bir ekonomik modele ihtiyaç olduğunu ifade eden Özdağ, “Amerika’ya, NATO Zirvesine giderken 5 uçakla gittiler. Böyle israf olmaz. İsveç- Finlandiya heyetleri ortak uçak kiralayıp gittiler. Onlar fakir mi? Hayır, onlar parayı akıllı harcıyorlar. Siz yurtdışından borç para alacaksınız, 100 liraya 140 lira faiz ödeyeceksiniz, ondan sonra Amerika’ya 5 tane uçakla gideceksiniz. Bu Türk milletine haksızlıktır. Bebeğine süt, mama alan anneden vergi alacaksınız, lüks otomobile binenlerden vergi almayacaksınız. Bu Türk milletine haksızlıktır. Geçtiğimiz sene 4 liraya domates satan çiftçiye ‘Bu sene 5 liraya sat’ diyeceksiniz. Bu Türk köylüsüne haksızlıktır. Yeter artık. Çözüm bellidir, erken seçimle beraber yeni bir ekonomik modeli tercih etmektir. ‘Sürdürebilir Planlı Kalkınma’ Türkiye’nin gıda ve su güvenliğini sağlayacak yeni bir ekonomik model. Köy okullarının yeniden açılması, sadece 55 yaş üstü vatandaşların değil gençlerin çiftçiliğe yönlendirecek bir teşvik sistemi, çiftçiye alım garantisinin verilmesi, artık AVM’lerin değil, fabrikaların inşa edildiği bir Türkiye olması lazım. Türkiye, üretip ihracat yaparsa büyüyecek. Üreteceksin, ihraç edeceksin. Tarım Orman Bakanlığını, yıkıp yeniden inşa edeceğiz. Bu Tarım Bakanlığı, tarımı tahrip etti. Hollanda, 125 milyon dolarlık ihracat yapıyor. Yüz ölçümü olarak Konya kadar bir ülke bu kadar ihracat yaparken Türkiye nasıl olur da kendisini besleyemeyecek duruma düşürülür ancak Türkiye’ye komplo kurulursa olur. Bunlar Türkiye’ye komplo kuruyorlar. Yazıktır günahtır” şeklinde konuştu.

SIĞINMACI SORUNU ÇÖZÜLMELİ

Türkiye’de sığınmacı sorununun çözülmediği takdirde hiçbir soruna çözüm bulunamayacağını söyleyen Özdağ, “Bazen seçmenimiz diyor ki ‘Ya siz sadece sığınmacıları anlatıyorsunuz’ Sığınmacılar meselesi çözülmeden diğer meseleler çözülmez. 2040 yılında şu an 7 milyon olan sığınmacı 21 milyon olacak. 21 milyon Suriyeli yaşarsa Adanalılar kendilerine sorsun, çocuklarınızın bir geleceği olur mu? Yoksa Çocuklarınız Adana’dan göç mü etmek zorunda kalacak? Kahramanmaraş, Adana, İstanbul hepsi aynı durumda. Adana’nın bazı bölgelerinde Halep, Şam benzeri manzaralar ile karşılaşmıyor musunuz, karşılaşıyorsunuz. Demek ki yeter artık, sığınmacıların 21 milyon olmasını bekleyemeyiz. Biz Suriyelilere düşman değiliz. Tamam savaştan kaçtılar ama savaş bitti artık. Yardım ettik, helalı hoş olsun ama artık yeter, artık dönme zamanı geldi. Bu durum böyle devam ederse kendi çocuğumuza iş bulamayız, kendi çocuğumuza aş bulamayız. Şimdiden ağır sıkıntılar yaşıyoruz” dedi.

TÜRK GENCİ YURTDIŞINA GİTMEK İSTİYOR

Özdağ, gençlerin hayattan hiçbir beklentilerinin kalmadığını belirterek “Türk milleti çalışmıyormuş, yalan. Yanlış bir sosyal yardım politikasıyla, yanlış eğitim politikasıyla milleti eğitimden koparttılar. Herkes Üniversite okumasın, gençlerimiz meslek lisesine yönelsin, erkenden hayata başlasınlar. Avrupalı bir genç erken yaşta araba, ev sahibi oluyor. Türk gencinin de evi olsun, arabası olsun. Tüm bunlar için çalışabileceği bir işinin olması lazım. Siz gençlere diyorsunuz ki ‘Gel asgari ücret ile çalış, 17 bin lira maaş alıyorsun, yol paran sana ait, yemek paran sana ait’ şimdi çocuk bakıyor; “Ya işe iki vasıta ile gidiyorum, yolda bir de sigara içsem bu paraya nasıl çalışayım ben’ diyor. Üretim olursa iyi bir paraya iyi işler çıkacak. Gençlerimiz hem daha çalışkan olacak hem de gelecekten bir şey bekleyebilecek. Bugün gençlerimizin bir beklentisi kalmadı. Bugün birçok genç yurtdışına göç etmek istiyor. Bakın AK Parti bir araştırma yapmış; gençlerin yüzde 40’ı yurtdışına gitmek istiyor. Gençler, Türkiye’yi terk etmek istiyorlar neden; çünkü bu iktidar gençleri bezdirdi. Suriyeli genç ise Türkiye’de rahatsın, Türk genci isen değilsin” ifadelerini kullandı.

ADANALILARDAN DESTEK İSTİYORUZ

Zafer Partisi olarak Adanalılardan destek beklediklerini söyleyen Özdağ, “Biz sığınmacılardan nefret etmiyoruz. Biz, artık vatanlarına dönmelerinin zamanı geldi diyoruz. Gitsinler, zamanı gelince Türkiye’ye turist olarak gelsinler. Biz de turist olarak onları orada ziyaret edelim. Kaldıkları sürede Türkiye’de toplumsal gerilim artıyor, vatandaşın asabı bozuluyor, yapılan haksızlıkları görüyor. 11 seneden beri, siz eczaneye gidiyorsunuz fark ücreti ödüyorsunuz, sığınmacı ödemiyor. Bu ne kadar daha devam edecek? Sigortanız yatmamışsa tedavi olamıyorsunuz, Suriyeli bedava oluyor. Bu ekonomik krizde Türk işini kaybediyor. 13 milyon sığınmacı ülkesine döndüğünde; ev kira fiyatları düşmez mi, düşer. Hayat pahalılığı düşmez mi, düşer. Ekmek fiyatları düşmez mi, düşer. Bakın Adana’da bugünlerde susuz günler yaşıyoruz. Şanlıurfa, Antep, Kilis, Mersin bölgesinde sadece 3,5 milyon Suriyeli var sadece. Zafer Partisi olarak Adanalılardan destek istiyoruz. 13 milyon insanı vatanlarına yollamak için. Ottawa Sözleşmesi ile sınırlardaki mayınları kaldırdılar. Biz yeniden getireceğiz. Ama bunun için sizin desteğinize ihtiyacımız var” diye konuştu.

SIĞINMACILAR KAMPLARA ALINACAK

İktidara geldikleri vakit sığınmacıların güvenli bir şekilde vatanlarına geri gönderileceğini vurgulayan Özdağ, “Sığınmacıların gönüllü gidişi zor gibi görünüyor. Bir kere Türkiye topraklarında yaşan sığınmacıları polis gözaltına alacak. Burada kalan sığınmacılar, kamplara alınacak ve çalıştırılacaklar. Öyle bedavadan yatmak yok kampta. Mesela ağaç dikecekler, tarımsal üretim yapacaklar. Tüm bunların karşılığında ise devlet onların gıda sorununa çözüm bulacak. Kimse, ‘Biz Türkiye’ye gidelim rahat edelim. İstanbul’un sokaklarında kızları dikizleyeceğiz’ diye düşünemeyecek. Birbirilerine Türkiye’den çektikleri videoları atıp ‘Rahatsız’ diye çağıramayacaklar. Birbirlerine dağın başındaki kamptan video atıp ‘Ya bize ağaç diktiriyorlar, sakın gelmeyin’ desinler. Sınıra da mayını döşedin mi zaten kimse yerinde kıpırdamaz. Geçici sığınmacı statüsünde olanlara ise ‘Arkadaşlar bu sene son seneniz; artık sağlık ücretlerinizi, eğitim ücretlerinizi karşılamıyoruz’ diyeceğiz. Bunlar yapılabilir, kim ‘yapılamaz’ diyorsa Türkiye’ye ihanet ediyordur, yabancı güçlere hizmet ediyordur” şeklinde konuştu.

Tnrby

Muhabir: CEMRE BAYRAK