Pazartesi sabahına şok bir operasyon ile uyandık. Polis Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamının da olduğu (hani şu hoşkin masalı yer) binada şafak operasyonu gerçekleştirdi.
Operasyonun rüşvet, ihaleye fesat karıştırma, yolsuzluk dosyaları nedeniyle düzenlendiği iddia edildi. 10 kişi göz altına alındı. Bu kişilerin arasında Zeydan Karalar’ın danışmanı ve birilerine göre kara kutusu hanımefendi ile bir şube müdürü var. Aynı zamanda bazı reklam firması sahipleri…
Buraya kadar her şey olması gerektiği gibi. Bizim; “Bu operasyon neden yapıldı?” deme lüksümüz yok. Ortada bir delil olmadan polisin böyle bir operasyonu gerçekleştirmeyeceğini düşünüyorum. Bu dosya üzerinde de uzun zamandır titizlikle çalıştıklarını biliyorum. Hatta bu dosyanın daha da büyüyeceği kanaatindeyim. Hele bir ifadeler alınsın. Göz altına alınanlar itirafçı olsunlar şok olacağınız isimler de göz altına alınabilir. Konu reklam giderleri ise ve orada bir yolsuzluk, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma varsa Zeydan Karalar’ın yakınlarına bile sıçrayabilir. Herkes reklam işinin başında Zeydan Karalar’ın en yakınlarının olduğu iddialarını bilir.
Hem benim zaman zaman yazdığım hem de birçok gazetecinin köşelerinde, radyo-TV programlarında açık açık işaret ettiği şeyin polisin bilgisi dahilinde olmaması imkânsız zaten. Yani operasyon büyüyebilir. Hazırlıklı olmakta fayda var.
Yalnız burada şimdi biraz duralım. Derin bir-kaç nefes alalım ve şu meşhur soruyu soralım; "Bu operasyon kime yaradı?
Malum "Bir olay olduğunda, olayın failini bulmak istiyorsanız olayın sonucunun kime yaradığına bakın. Bu olay kimin işine yarar? Bunu bilirseniz bu işi kimin yaptığını da bilirsiniz" denilir.
Hatırlayın, daha önce de Çukurova ve Seyhan Belediyelerine aynı minvalde operasyonlar düzenlenmişti. Sahi ne oldu onlar? Mevzu Başkanlardan habersiz zimmete geçirilen paralar, rüşvet, yolsuzluk vb. ise o kadar gürültüye gerek var mıydı?
Polisin suçluların tepesine bir sabah ansızın çökmesi elbette kötü bir şey değil ama attığınız taşın da ürküttüğünüz kuşa değmesi lazım değil mi?
Pazartesi günkü operasyonun ardından ne oldu? İki CHP Genel Başkan Yardımcısının, İl Başkanının, tüm milletvekillerinin katılımıyla Zeydan Karalar’a gövde gösterisi yaptırıldı.
Ben, o gün Büyükşehir Belediyesi’nin önündeydim. Büyük bir kalabalık vardı ki park bahçelerden, mezarlıklardan bile belediye personelleri Atatürk Caddesi’ne yığılmıştı. Çukurova ve Seyhan Belediye çalışanlarından da orada olanlar vardı. Gerçi belediye personeli garibanları ve gazetecileri çıksanız alanda 50 kişi kalmazdı o ayrı ama düne kadar Zeydan Karalar’a diş bileyen CHP’lilerin bile artık ona sahip çıkmaya başladığına şahit oldum.
Biliyorsunuz CHP’de geçtiğimiz hafta bazı Büyükşehir Belediye Başkan adayları açıklanmıştı. Bu hafta da başta Adana olmak üzere bazı iller açıklanacaktı. Tam da böyle bir atmosferde yaşanan bu operasyonun ardından 4 farklı senaryo konuşulmaya başlandı.
1-) Bu işi iktidar kanadından çok çok yukarılardan bir isim organize etti. Her şeyi ayarladı ve tam zamanında düğmeye bastırdı. Öyle ki bu kişinin Zeydan Karalar ile arası zaten her dönem iyiydi. Her geçen gün eli zayıflayan ve belki de ilk kez koltuğunu kaybetme korkusu yaşayan Zeydan Karalar’a böyle bir operasyonla selam çakıldı ve "Sen yoluna devam et" denildi.
2-) Bu operasyon CHP Genel Merkezi’ne; "Zeydan Karalar’ı yeniden aday gösterip göstermeyeceğinizi tartışıyorsunuz ama onun belediyesinde rüşvet ve yolsuzluk çarkları dönüyor sakın yeniden aday göstermeyin" mesajıydı.
3-) Adana adayı üzerinde anlaşamayan ve iki partiye gönül verenlerin de rahatlıkla oy verebileceği ortak bir isim bulmakta zorlanan Cumhur İttifakı’nın zaman kazanmasını sağlamaya dönük bir olaydı. Ortaya çıkacak tabloya göre Cumhur İttifakı adayını belirleyebilecekti.
4-) İktidar Zeydan Karalar’ın aday gösterilmesini özellikle istiyor. Görev süresi boyunca ciddi bir hizmeti olmayan ve şimdi yönettiği belediye rüşvet ve ihaleye fesat karıştırmak ile anılan Karalar’a karşı kazanmak daha da kolaylaştı.
Bütün bu senaryoların ötesinde Zeydan Karalar’ın hakkını vermemiz gerekir. Adana basınında kendisini en çok eleştiren bir köşe yazarı olarak bu hakkı da müsaade edin ben teslim edeyim. 5 yıl Seyhan 5 yıl Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde (yine kızacak ama aynı şeyi yazacağım) tek bir çivi çakmadan gemisini yürüten ve her seferinde limana yanaştıran isme kaptan denir. CHP’nin de Adana’da kaptanı, kurt siyasetçi Zeydan Karalar’dır.
Adının yıpranmış olması hiç önemli değil. CHP’lilerin iktidara kızdıkları 'mağdur edebiyatı' üzerinden Karalar her seferinde tek adam olarak yoluna devam ediyor.
Bakın, CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut ve CHP Adana İl Başkanı Anıl Tanburoğlu Zeydan Karalar’ın yeniden adayları olduğunu açıkladı bile... (Bu acelecilik seçimlerde partiye zarar verecek. İki isim de çok büyük yanlış yaptı ama bu yazının konusu o değil.)
Yazının sonunda bir kez daha soruyorum; Sizce bu olay kime yaradı?