Özel Haber

Dedektif Gibi İz Sürdü; Skandalı Ortaya Çıkarttı

Dedektif Gibi İz Sürdü; Skandalı Ortaya Çıkarttı

Soner KAN

ARDI ARDINA HACİZ GELDİ

Her şey, Derya B.’nin (39), ortağı olduğu özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde rehber öğretmen olarak çalışan Nuray F.’nin, kuruma yakışmayan hareketlerinden dolayı 2018 yılında işine son vermesiyle başladı. Bu olay, ikiliyi karşı karşıya getirdi. Bir yıl sonra; 2019 yılında banka hesapları ve otomobiline, Adana 5. İcra Müdürlüğü’nce haciz konulduğunu öğrenen Derya B., avukatı Ömer Uruç’a başvurdu ve olayın araştırılmasını istedi.

‘DEDEKTİF’ GİBİ İZ SÜRDÜ

Avukat Ömer Uruç, bir dedektif gibi iz sürdü. Uruç, önce haciz işlemini mercek altına aldı ve neden müvekkili Derya B.’ye herhangi bir tebligat ulaştırılmadığı sorusuna yanıt aradı. Aldığı yanıtsa; bir skandalı ortaya çıkarttı. Uruç, tebligatın teslimat adresi olarak Derya B.’nin evi yerine onunla hiçbir alakası olmayan bir adrese gönderilmek üzere hazırlandığı, tebligatın da dağıtıma çıkmadan, PTT’nin Seyhan Posta Dağıtım Merkezi’nde elden alındığını öğrendi.

HASMININ YERİNE GEÇTİ

Ömer Uruç, mahkemeden aldığı izinler doğrultusunda araştırmasını derinleştirdi; müvekkili Derya B. hakkında 80 bin lira haciz işlemi başlatan kişinin, aralarında daha önceden husumet bulunan Nuray F. olduğunu tespit etti. Nuray F.’nin de haciz işlemleri için Derya B.’nin adresini kasıtlı olarak yanlış verdiğini, tebligatı elden alan kişi olduğu ortaya çıktı. Asıl dikkat çeken detaysa; Nuray F.’nin kendisini Derya B. gibi tanıtıp, onun imzasını taklit etmesi oldu.

HTS KAYITLARI VE KAMERA

Avukat Uruç’un çabalarıyla dava dosyasına da giren, HTS kayıtları ve güvenlik kamerası görüntülerine göre; Nuray F., dağıtım merkezine gitmeden önce başdağıtıcı Ali A. (59) ile telefonda görüştüğü, bu görüşmeden de yaklaşık bir saat sonra PTT’ye gidip, burada Ali A.’nın odasında tebligatı aldığı ortaya çıktı. Nuray F.’nin de tüm bu işlemler esnasında Derya B. gibi davranıp, onun imzasını taklit ederek, tebligatı aldığı öğrenildi.

3 YIL SONRA DAVA AÇILDI

Uruç, bununla da yetinmeyip, tebligatın teslimatı esnasında hazırlanan belgede yer alan yazı ve imzanın, müvekkiline ait olmadığını, Adana Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı raporları ile de ortaya koydu. 3 yıl süren soruşturma sonrasında da; Nuray F. ve Ali A. hakkında; ‘kamu kurum ve kuruluşları v.b. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılığa teşebbüs, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliğe azmettirme’ suçlamasıyla Adana 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

10 BİN LİRA RÜŞVET İSTEDİ

Derya B., “Nuray, daha önce ortağı olduğum özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde rehber öğretmendi. Kuruma yakışmayan davranışları nedeniyle işine son verdik. Bize karşı sistemli bir şikayet mekanizması çalıştırdı. Milli Eğitim, Vergi Dairesi ve SGK tarafından soruşturma başlatıldı. Bu süreçte bizden 10 bin lira para istedi, vermemiz halinde şikayetini geri çekeceğini söyledi. Biz buna yanaşmadık ve kendisine para vermedik” dedi.

HAYATIMDA HİÇ BULUNMADIM

Derya B., “Benim oturmadığım ve hayatımda hiç bulunmadığım bir adrese icra takibi başlatılmış, ancak tebligat daha dağıtıma çıkmadan, Başdağıtıcı Ali A. tarafından, Nuray F.’ye teslim edilmiştir. Tebligat teslim edildiği gözüktüğü için de tüm banka hesaplarım ve otomobilime bloke konuldu. Daha önce de Nuray, iki kez icra takibi başlattı, ancak itirazım sonucu iptal edildi. Tüm bu yaşananlar nitelikli bir dolandırıcılıktır” yorumunu yaptı.  

ALACAĞIMIN PEŞİNE DÜŞTÜM

Nuray F. de; “Derya B. ile bir dönem birlikte çalıştım. Kendisinden alacaklıydım. Adresini öğrenip, ilamsız takip yaptım. Alacaklı olduğum için ‘e-devlet’ten sürekli kontrol ediyordum. Ödeme emri tebliğ edilmiyordu. Arkadaşımla PTT’ye gittim. Sistem arızası nedeniyle sonra gelmemizi istediler. Memurun numarasını aldım, bir süre arayıp sistemin açıldığını öğrenince de gidip, dosya hakkında bilgi aldım. Derya B.’nin adını yazıp, imzasını taklit etmedim” dedi.

BENİ KULLANDIĞINI ANLADIM

Ali A. da savunmasında; “Sanığı ve müştekiyi tanımıyorum. Olay günü kendisini Derya olarak tanıtan bir şahıs gelip tebligatını almak istedi. Tebligat numarasını söyledi; gerekli kimlik kontrollerini yaptıktan sonra bu şahsa tebligatı yaptık. Sonrasında şahsın beni kullandığını anladım. Ben Nuray F. ile işbirliği yaparak, müştekiyi dolandırmadım” savunmasını yaptığı öğrenildi.  

BİR SKANDALLA KARŞI KARŞIYAYIZ

AKŞAM’a konuşan Avukat Ömer Uruç, “Müvekkilim hakkında başlatılan icra takibini araştırdığımızda bir skandalla karşı karşıya kaldık. Sanık, hiçbir alacağı yokken, müvekkilim hakkında icra takibi başlatıyor. İşin ilginç yanı, tebligat müvekkilimle alakası olmayan bir adrese teslim edilmek üzere hazırlanıp, henüz dağıtım aşamasındayken, PTT’den ıslak imza karşılığı alınıyor. Nuray F.’nin, sahte kimlik ve imzayla evrakı aldığını belgeledik” dedi.

O MEMUR GÖREVDEN ALINMALI

Uruç, “Teslimatın izini sürdüğümüzde Nuray F. ile başdağıtıcı Ali A.’nın, teslimattan bir saat önce telefonda görüştüklerini HTS kayıtlarıyla ispat edip, Nuray F.’nin bir arkadaşıyla bizzat PTT’ye gidip, evrakı sahte imzayla teslim aldığını da yine güvenlik kamerası görüntüleriyle ortaya koyduk. Bu da ikili arasındaki işbirliğini ispatlar nitelikte. Ali A. hakkında idari soruşturma başlatılıp, görevden alınmasını bekliyoruz” ifadesini kullandı.

BU DAVA DERS NİTELİĞİNDE

Ömer Uruç, “Bu dava, bir ders niteliğinde. Aynı zamanda da emsal olabilecek bir dava. İsteyenin istediği kişiye, ortada haklı bir gerekçe yokken icra takibi başlatıp, sonrasında bu şekilde haksız menfaat temin etmelerinin önüne geçmek; başka insanların yine aynı yöntemle dolandırılmalarının önüne geçmek istiyoruz. Bu konudaki mücadelemizi, yargı nezdinde sonuna kadar sürdüreceğiz” dedi.