MUSTAFA ÖZKE

Diyarbakır Hani’liler Derneği (Hani–Der) Başkanı Ayetullah Kanhan, her başlangıcın görülmeyip, dile gelmeyen uzun bir geçmişi olduğunu belirterek, Hani Der çalışması için de böyle bir sürecin yaşandığını söyledi. Başkan Kanhan, “Uzun istişare ve birbirini daha iyi anlayabilmek adına çalışmalar yaptıktan sonra Medin Ereli, Burhan Özdemir, Çetin Lala, Emrullah Evran, Salih Yıldız, Cumali Kolan, Veysi Evran ve Fahri Özer olmak üzere 9’u kurucu, 75 üye ile derneğimizi kurduk. Adana Dernekler Müdürlüğü de güzel bir anlayış ve çalışma ile kısa sürede resmi işlemlerimizi tamamladı. Kendilerine derneğimiz adına teşekkür ediyoruz.” dedi.

DEĞER KATAN DOSTLARIMIZDIR

Derneğin önemli bir misyon üstlendiğini anlatan Kanhan, “Dünyada her bir karış yer parçasının bir yaşam şekli, havası ve kültürel veya inanç tezleri vardır. Haninin güzellikleri nasıl kaybolmayacaksa bu izdüşümünde çalışacağız. Dernek adının hem önemi büyüktür hem de çok çok önemli değildir. Mekânlar beton, taş, demir ve topraktandır, oralara değer katacak olan kapıdan içeri girenlerin kalitesidir. Hani’nin havası ve suyu serin, anaları edepten hüzünlü, erkekleri cömert ve misafirperver, aklı mazbuttur. Ancak kimsesizlik ve zamanın gelişimine yetişemediği için modern dünya buna ‘geri kalmışlık’ dedi.” şeklinde konuştu.

ADANA UMUTTUR

Dernek yerinin Yüreğir’de Dadaloğlu Bulvarı üzerinde bulunduğunu dile getiren Diyarbakır Hani’liler Derneği (Hani–Der) Başkanı Ayetullah Kanhan, “Adana’mızın sadece hava sıcaklığı değil, sıcak ve yakın bireysel ilişkileri burada yaşayan herkes için bitmez bir umuttur. Çukurova’nın pamuğu gibi alnı ak, narenciye gibi verimi, toprağı gibi şefkat ve bereketli olmak amacımızdır. İnsanlara kibirlenmeden hemhal olmak diye genel amacımızı özetleyebiliriz. Allah bir yardım kuruluşunu yardımlara göz dikecek kadar düşürmesin bizi de. Üyelerimiz kendinden feda etmesi gerektiği kadar olgun kişilerden oluşur.” diye konuştu

NE MUTLU ÖRNEK OLANLARA

Kanhan şöyle devam etti: “Aslında dernek ve benzeri tüm çalışmaların nihai amaçları maddi yardım veya bilgi edinme de değildir. Gerçek İlahi amaç başkalarını kendinde, kendini de başkasında görebilmektir. Gerçek erdem, değer ve dünya var oldukça kaybolmayacak nefsin muhtaç iken başkalarını düşünebilmektir. Gök kubbede ebeden yaşayacak olan insanlık, iyilik ve haysiyet olacaktır. Kötülük, nefret, zulüm ve onursuzluk ise dünya döndükçe lanetlenecektir. Ne mutlu hayatını hayatlara örnek bırakanlara, örnek olanlara, canından canlara can katanlara…”

Editör: Cemre Bayrak