İMO Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur; Kahramanmaraş ili, Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen iki büyük depremle ilgili İMO Adana Şube binasında basın toplantısı yaptı. Aksungur sözlerine deprem bölgesindeki tüm yurttaşlarımızın yakınları başta olmak üzere tüm ülkemize başsağlığı, yaralı yurttaşlarımıza acil şifalar dileyerek başladı.
6 Şubat 2023 günü sabaha karşı saat 4.17’de ve gündüz 13.24’de meydana gelen Kahramanmaraş, Pazarcık ve Elbistan- Ekinözü merkezli depremler ve artçılarının; 11 ilimizde, ilçelerinde ve kırsal alanlarda çok büyük yıkımlara, hasarlara yol açtığını söyleyen Aksungur; depremlerin büyük bir yıkım yaratarak 40 binin üzerinde insanımızın ölümüne, binlercesinin yaralanmasına, binlerce insanın evsiz kalmasına neden olduğunu ifade etti.
"DEPREM BİR DOĞA OLAYIDIR"
Depremin; hava, su, yağmur, kar vb. gibi bir doğa olayı olduğunu söyleyen Aksungur; insanlık tarihinin bu doğa olayları ile yaşayagelmiş olduğunu ve bunları önleyemeyeceğini öğrendiğini sözlerine ekledi.
Ülke topraklarımızın %80’den fazlasının ve nüfusun yaklaşık 75 milyonun deprem kuşağında yaşadığını belirten Aksungur, bizlerin de de bu gerçekle yaşamayı sürdürmek zorunda olduğumuzu vurguladı.
"DEPREM DEĞİL, DAYANIKSIZ BİNALAR AFETE NEDEN OLUR"
Depremin afet olmadığını, depremi afete dönüştürenin, depreme dayanıksız yapılar olduğunu söyleyen Aksungur Buradan hareketle vardığımız yerin, ülkemizin ve bölgemizin mevcut yapı stokunun durumu olduğunu kaydetti. Yapı stoku konusunda her depremden sonra kararlar alındığını, kanunlar çıkarıldığını ancak yetersiz kaldığını ve uygulamada sınıfta kalındığını belirten Aksungur şöyle devam etti:
“Sırasıyla bakalım:
1999 Marmara Depremi milat kabul edilip; deprem yönetmeliği, ilgili şartnameler değiştirilmiş, kademeli olarak yapı denetim sistemine geçilmiş, elle beton dökmek yasaklanmış ve nervürlü demir kullanımına geçilmiştir. Ancak yapı denetim sistemi yetersiz kalmıştır.
RAPORLAR HAZIRLANDI AMA KAĞIT ÜZERİNDE KALDI
2001 yılında meclis araştırma komisyonu kurulup, deprem gerçeğini irdeleyen çalışmalar yapılmış, her paydaşı kapsayan öneriler alınarak, 500 sayfayı geçen bir rapor hazırlanmıştır. Ancak rapor kağıt üzerinde kalmıştır.
18.08.2011 tarihinde, Resmi Gazetede yayımlanan Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı (UDSEP) yürürlüğe konulmuştur. Bu eylem planına göre 2017 yılında tamamlanması öngörülen ülke yapı stoku envanterinin çıkarılması çalışmasına, bazı resmi kurumlar hariç başlanmamıştır. Aynı planda 2023 yılında da yapı stokunun fiziki iyileştirmelerinin tamamlanması planlanmaktaydı. Ancak yapı stoku envanterine başlanamadığından bu da havada kalmıştır.
2001 yılından beri TOKİ eliyle yürütülen kentsel dönüşüm çalışmaları yetersiz kaldığından, 2011 Van depreminden sonra, 16.5.2012 tarihinde 6306 sayılı yasa ile Afet Riski altındaki Alanların Dönüştürülmesi kanunu yürürlüğe konulmuştur. Ancak sınırlı sayıda çalışma yapılmıştır.
6 ŞUBAT'TA KENTLER ENKAZ YIĞININA DÖNDÜ
Gelelim on beş gün öncesine: Tarih 6 Şubat 2023, saat 4.17, 7.7 ardından 7.6 büyüklüğünde iki deprem; anılan kentler enkaz yığını, 40 binin üzerinde can kaybı…
Depremin zamanı ve büyüklüğü hariç olacağı öngörülüyordu; bunu devletin yönetim kademelerindeki herkes biliyordu.
Bu süreçte yapılabilecekler yapılmamış; gerek TOKİ eliyle, gerek kamu dışı müteahhitlik uygulamaları ile ranta yönelik yapılar üretilmiştir.
Tüm bu anlattıklarımız, bu sürece gelişin yapı taşlarıdır. Binaların oluşumu planlamadan başlayarak, uygulama ve denetleme aşamalarıyla bir bütündür. Bu aşamalarda zincirin bir halkası gevşer ya da koparsa yıkım kaçınılmaz olur.
İMAR AFFI USULSÜZLÜKLERE, YIKIMA DAVETİYEDİR
Bu yıkımda sorumluluklarını yerine getirmeyenler, kusurları olanlar yargı önünde hesap vereceklerdir. Ancak bu duruma yol açanlar, kendi hazırladıkları eylem planına uymayanlar da sorumludur. Mühendislik hizmeti almamış yapılara imar affı ile yapı kullanım izni vererek, vatandaşlara bu binada oturabilirsin, güvenlidir işareti verenler de sorumludur. İskan almamış bir yapı usulüne uygun yapılmamış yapı demektir. Bu binalara kat eklemesi, genişletme yapılması vb. usulsüzlükler nedeniyle mühendisi ya da ilgili belediyesi tarafından iskan verilmemiştir. Bu binalarda oturulamaz demektir bu. Ama vatandaşın can ve mal güvenliğinden sorumlu olan devlet, bunu dikkate almadan üstelik kanuna ‘Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır’ ibaresini de ekleyerek imar affı çıkarmıştır. Tam tersine devletin görevi ülke yapı stokunu denetleyerek, yıkılması gerenleri, ya da güçlendirilmesi gerenleri tespit ederek, vatandaşın güvenli binalarda oturmasını temin etmektir.
Ülkemizdeki yapı denetim sistemi de sorunludur. Neredeyse her yıl önemli bir değişikliğin yapıldığı, adeta deneme yanılma yöntemiyle yeni mevzuatların hazırlandığı Yapı Denetimi Sisteminde; mesleki yetkinlik ve belgelendirme sisteminin getirilmesi zorunludur. Depremlerin ortaya çıkardığı acı sonuçların bir kez daha yaşanmaması için, yıllardır altını çizdiğimiz "Yetkin İnşaat Mühendislerinin" görev üstlenmesi ertelenmemelidir.
AYNI YANLIŞLARDAN UZAK DURUNUZ
Depremin ikinci günü hükümet yetkilileri tarafından bir yıl içerisinde konut yapılacağı ve bir ay içerisinde inşaatlara başlanacağı açıklandı.
Ancak söylemeliyiz ki aynı yanlışlar tekrar edilmemelidir. Telaşlı davranmak yapılan yanlışları unutturmayacak, tam tersine plansız girişimler ileride doğabilecek yeni felaketlere zemin hazırlayacaktır.
Bütün kurumların, üniversitelerin, bilim insanlarının, sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının da dahil edildiği bir planlama süreci ile yapılacaklar tespit edilmelidir. Yıkım yaşanan illerde her bir bölge ve lokasyon kendi içerisinde değerlendirilerek, sosyolojik, kültürel ve iktisadi parametreler de ele alınarak planlanmalıdır. Zeminin durumu, kaç katlı bina yapılabileceği değerlendirilmelidir. Yapılan plan, kamuoyunda ve muhataplarınca da kabul görmelidir.
BİZ HAZIRIZ, YAPI STOKUNUN TESPİTİ YAPILMALIDIR
Adana özelinde söyleyeceklerimize gelirsek; Adana 1996 yılı öncesi 3. Deprem bölgesi olarak tanımlanmıştı. Bu tarihe kadarki yapılar devletin verdiği 3. deprem bölgesi parametrelerine göre, deprem yüklerine maruz bırakılarak tasarlandı. Bu tarihten sonra ise Adana 2. deprem bölgesi olarak tanımlandı. 2018 yılında ise şehir bazında deprem bölgesi tanımlaması kalktı, fay hatlarına göre deprem tehlikesi haritası oluşturuldu; bina yapımlarında statik hesaba esas alınacak hesap parametreleri arsa bazında hesaplanmaya başlandı. Bina inşasında yıllara göre değişik parametreler esas alındığından, mevcut duruma göre ilimizdeki tüm binaların deprem güvenliğinin taranması açısından yapı stoku tespiti önemlidir. Biz Adana’da bunu defalarca dile getirdik. Adana’daki yapı stokunun elden geçirilmesi gerektiğini ve bu konudaki çalışmalar için Şubemizin hazır olduğunu vurguladık. Yaşanan bu depremlerden sonra bunun öneminin tüm kurumlarca anlaşıldığına inanmak istiyoruz.
Ayrıca yapılardaki inşaat demirinin paslanması olan korozyon sorunu Adana’daki binaların en önemli sorunlarından biridir. Deprem hasarlarını tespit için çalışan ekiplerimiz korozyona çokça rastladıklarını ifade etmişlerdir. Gerek iklim gerekse Seyhan Nehri yatağı, zemin yapısı nedeniyle korozyona açık olan ilimizde belli periyotlarla bina bakımlarının yapılması ve bunun sertifikalanması bina güvenliğini artıracaktır. Arabamızın nasıl belli periyotlarla bakımı yapılıyorsa, can güvenliğimiz için yaşadığımız binalarda neden yapılmasın?
VATANDAŞLARIMIZ YETKİN OLMAYAN KİŞİ ve KURULUŞLARA GÜVENMESİN
Şubemiz ilk günden beri gerek enkaz bölgelerinde sahada gerekse vatandaşa doğru ve açıklayıcı bilgiler sunarak, gerekli duyuruları yaparak çalışmaktadır. Yine TMMOB Adana ve Mersin İl Koordinasyon Kurulu, oluşturdukları komisyonla, gerek teknik gerekse lojistik olarak ve ulaştırılan yardımlarla Osmaniye İskenderun ve Hatay deprem bölgelerine destek vermektedir.
ÖNCELİK ZARAR GÖREN YAPILARIN HASAR TESPİTİNİN TAMAMLANMASIDIR
İlimizdeki binaların Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Büyükşehir Belediyesi, İMO Adana Şubesi üyeleri tarafından yapılan hasarsız, hafif hasarlı, orta hasarlı, ağır hasarlı ibareleriyle tasnifi devam etmektedir. Öncelikle bu tasnifin bitirilmesi gerekmektedir.
Vatandaşlarımızı uyarıyoruz; gerek sosyal medyadaki gönderilerle, gerekse apartmanınıza gelerek farklı yöntemler önererek, para da talep ederek, inceleme yapabileceklerini belirtenlere kesinlikle itibar etmeyeniz.
Şimdiye kadar olduğu gibi İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubemiz teknik konularda halkımızın yanında olmaya devam edecektir. Vatandaşlarımızın, İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubemizin açıklamalarını yakından takip etmelerini istiyoruz.”
Basın toplantısı gazetecilerin sorularının cevaplanmasıyla devam etti.