SONER KAN
Aynı zamanda bir heykeltıraş olan Zenger, depremin ruhunda yarattıklarını, heykele dönüştürdü. Zenger’in, ‘Hüzün’ adını verdiği ve depremde yıkılan binalardan arta kalan molozlardan yaptığı heykeliyse; ‘başarı ödülü’ aldı. Dr. Noyan Zenger, “Bu heykel, depremin ruhumda bıraktığı derin izlerin bir yansıması oldu” dedi.
Adana’da ardı ardına yaşanan depremler sonrasında yıkılan binaların enkazındaki arama-kurtarma çalışmalarına katılıp, yaralılara ilk müdahalede bulunan Dr. Noyan Zenger, depremin ruhunda bıraktığı derin izleri, bir sanat eserine dönüştürdü. Zenger’in, molozlardan yaptığı ve ‘Hüzün’ adını verdiği eseri de ‘başarı ödülü’ aldı.
Depremin Derin İzleri
Kentte özel bir hastanede ‘radyoloji uzmanı’ olarak görev yapan Dr. Noyan Zenger, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli ardı ardına yaşanan depremler sonrasında Adana’da yıkılan binaların enkazındaki arama-kurtarma çalışmalarına katılarak, burada yaralılara ilk müdahaleyi yaptı. Deprem ve deprem sonrasında yaşadıkları ve tanık olduğu olaylar, Zenger’in ruhunda derin izler bıraktı.
Molozdan Heykel Yaptı
Aynı zamanda bir heykeltıraş olan ve 5 yıldan bu yana gündüz hastanede; gece de evinde kurduğu atölyede çalışan Noyan Zenger, İzmir’de Turgut Pura Vakfı tarafından bu yıl 40.’sı düzenlenen; ‘Heykel Yarışması’na katılma kararı aldı. Zenger, malzeme olarak depremde yıkılan binaların enkazından aldığı molozlarla betonu; duygu olarak da hüzün ve çaresizliği kullandı. Zenger’in, ‘Hüzün’ adını verdiği eseri de yarışmada ‘başarı ödülü’ aldı.
Heykel Çocukluk Tutkusu
Eseri, Arkas Sanat Müzesi’nin koleksiyonunda sergilenecek olan Dr. Noyan Zenger, duygularını gazetecilerle paylaştı. Heykel tutkusunun çocuktan gelen bir uğraşı olduğunu anlatan Zenger, “Tıp ve doktorluk çok zorlu bir meslek. Başka bir alana vakit ayırmak çok güç. Yıllardır sanata devam edemesem de sanatsever olarak geçirdim günlerimi. 2016 yılında ise seramik ile tanıştım ve kendiliğinden güzel bir sanat yolculuğu başlamış oldu” dedi.
Ruhumdaki Derin İzler
Zenger, “Deprem sonrasında ben de enkazdaki arama-kurtarma çalışmalarına katılıp, o hüznü yaşadım. Eserime de bu nedenle ‘Hüzün’ adını verdim. Malzeme olarak molozu, duygu olarak da hüznü bu eserde birleştirme fikriyle yola çıktım ve deprem nedeniyle yaşadığımız o derin üzüntüyü aktarmayı denedim. Yarışmaya katıldım ve başarı ödülü aldım. Deprem Türkiye’yi, hepimizi çok derinden sarstı. Bu heykel, depremin ruhumda bıraktığı derin izlerin bir yansıması oldu” yorumunu yaptı.