Bolu’daki kayak merkezinde bulunan bir otelde meydana gelen yangın faciasından sonra hayatını kaybedenlerin ailelerini arayıp onların acılarıyla dalga geçen gençler toplumdan büyük tepki gördü. Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Özden Polatöz bu davranışı gösteren kişiler hakkında bilgi verdi.
“Uyum Sorunu Yaşayan Kişiler”
Polatöz cukurovametropol.com.tr’ye yaptığı açıklamada bu durumun psikopatolojik bir düşünme ve garip bir davranış bizim olduğunu söyledi. Polatöz, “Yaşa bağlı olarak biz buna davranış bozukluğu diyoruz yaşı 18’den küçükse. Eğer 18 yaşından büyükse çeşitli kişilik bozukluğu tanıları var. Bunu yapabilecek kişilik bozuklukları antisosyal kişilik bozukluğu, borderline kişilik bozukluğu gibi kişilik bozuklukları. Bunlar daha çok psikotik bozukluk spektrumuna yakın bozukluklar. Dengesiz hareketleri çok gördüğümüz, uyum sorunu yaşayan kişiler. Bizim bunları ayırt edici kriterimiz 18 yaş. 18 yaşından küçük olanlar için biz davranış bozukluğu diyoruz. 18 yaş üstündeki kişilerde kişilik bozukluğu olduğu düşünülebilir.” dedi.
Kişilik bozukluğunun çoğunlukla yetişme tarzıyla ilgili olduğunu bildiren Polatöz, “Fakat eğitimin noksan olması kişilik bozukluğunun ortaya çıkmasını kolaylaştırıyor. Keza ekonomik sıkıntı ve tutarsız bir yaşam tarzı bu tip kişilik bozukluklarını açığa çıkarıyor. Bu tip stresör olaylar da muhtemelen kişileri bu tip davranışlara itiyor. Tabi bunlar akıl sağlığı bozuk insanlar değil, tersine bilinçli olarak yapıyorlar. Kişilik bozukluğu olan kişiler bu tip davranışlarla kendilerini tatmin etme ihtiyacı duyan bireyler.” diye konuştu.
Ailelerin bu konuda rollerinden de bahseden Polatöz şunları dile getirdi:
“Tabi ki ailelerin davranış biçimleri çocuklara yetişme çağında yansır. Elbette eğitimsel dönemlerinde, gerek aile gerek okul döneminde aldığı yetersiz eğitim ve kültürel durum bu tip kişilik bozukluklarının açığa çıkmasını kolaylaştırıcı faktörlerdir. Ailelere belki ulaşamayabiliriz ama okullarımızda eğitmenlerimize, onların çok iyi çabaladıklarına eminim, ama yine de devlet okullarında hepimizin tespit ettiği belirli bir sorun var.”
“Konu Halk Sağlığı Sorunu Olarak Ele Alınmalı”
Bu tip davranışların önüne geçmek için yapılması gerekenleri anlatan Polatöz şöyle konuştu:
“Devlet okullarının eğitim açısından desteklenmesi ve bu tür bireylerin küçükken tanınıp rehabilite edilmesi eğitimin öncelikli görevi olmalı. Bunu sağlayacak rehberlik hizmetlerini okullarımızın yapması gerektiğine inanıyorum. İkinci olarak ailelere bilgilendirme yapılması gerekir. Bu halk sağlığı sorunu olarak ele alınıp hekimler tarafından, hemşireler tarafından çeşitli yerlerde yapılacak toplantılarla konu gündeme getirilip, davranış sorunlarını işlemek, kişilik bozukluklarını işlemek ve nelere yol açabileceğini konuşmak belki doğru bir yöntem olacak. Çünkü bu çocuklarımızın aynı zamanda uyuşturucu bağımlısı olma ihtimali fazla. Aynı zamanda suça karışma oranları fazla. Aynı zamanda bu tip davranışları gösterme ihtimalleri çok fazla. En baştan bu işi ele alıp ailelerde sorun varsa hem aileleri eğiterek hem de eğitim sırasında eğitmenlerimizin bu tip sorunları takip edip rehberlik hizmetleri görmesi gerekirse psikolojik görüşme, psikiyatrik tedavi almaları sağlamaları son derece önemli.”
Herkes gibi kendisinin de bu olaya tepkili olduğunu ifade eden Polatöz sözlerine şunları ekledi:
“Ama şu saatten sonra bizim dediğimizi yapmamız gerekir. Bu kişilerin rehabilite edilmesi gerekir. Bu kişilerin mutlaka takip edilmesi gerekir. Topluma zarar verici bireyler olmak yerine topluma katkı veren bireyler olmasını sağlayacak önlemleri bir an önce hep birlikte almamız gerekir.”