Her şey, Erdinç Çakar’ın bir arkadaşı vasıtasıyla Ukrayna’nın Myklaiv kentinde yaşayan, 50 yaşındaki ekonomist Liliia Yhimets ile tanışmasıyla başladı. Ancak ne Çakar Rusça biliyor; ne de Liliia tek kelime Türkçe anlıyordu. Çözümü ‘Google Translate’de bulan ikili, çeviri programı aracılığıyla bir ay boyunca sohbet edip, aralarındaki ilişkiyi güçlendirdi. Ve Liliia, 2022 yılı Temmuz ayında aşkı için 2 bin 150 kilometre yol kat edip, Adana’ya geldi.
İLK GÖRÜŞTE AŞIK OLDULAR
İlk buluşma, onlar için büyülü bir andı ve ilk görüşte birbirlerine aşık oldular. Ülkesinde yaşanan savaş nedeniyle yeni bir başlangıç yapmak isteyen Liliia Yhimets ile hayatının ikinci baharını yaşama hayalini kuran Erdinç Çakar, bu birlikteliğini evlilikle süsleme kararı aldı. Çift, 22 Eylül 2022 tarihinde hayatlarını birleştirdi. Ancak Çakar’a evliliğinin ikinci yılında; 2024 yılı Ocak ayında ‘böbrek yetmezliği’ teşhisi konuldu ama tedavi sonuç vermedi.
BİR SAVAŞ HAYATINI DEĞİŞTİRDİ
Doktorlar Çakar için ‘organ nakli’ kararı aldı. Çakar’ın ablası ve kız kardeşinin doku uyumu gerçekleşse de talihsizlikler onun peşini bırakmadı. Önce ablasında yüksek tansiyon, sonra kız kardeşinde kalp ritim bozukluğu çıktı. Umutların tükendiği anda eşi, Çakar’a böbreğini verdi. İkili, aynı hastanede hayata birlikte tutundu. Bir savaş, Erdinç Çakar’ın hayatını değiştirdi. Şu anda üç böbreği olan Çakar, hayata sıkı sıkıya tutunurken, aşkını da AKŞAM’a anlattı.
İLK ANIN BÜYÜSÜ BİZİ ETKİLEDİ
“Hani derler ya; ‘İlk görüşte aşk’ diye. Bizimkisi de öyle oldu. Onu ilk gördüğümde; ‘İşte hayatımın aşkı’ dedim” ifadesini kullanan Erdinç Çakar, “Liliia’nın ana dili Rusça ama ne ben Rusça biliyordum ne de o, tek kelime Türkçe konuşabiliyordu. Çeviri programları aracılığıyla iletişim kurmaya başladık. İlk buluşmamız, tamamen büyülü bir an gibiydi ve bu büyü, bizi nikah masasına götürdü. Şu anda 2.5 yıllık evliyiz” dedi.
HAYAT SÜRPRİZLERLE DOLU
Eşiyle zaman zaman ‘Google Translate’ üzerinden iletişim kurmayı sürdürdüğünü anlatan Çakar, “Liliia, Türkçe’sini çok ilerletti. Ben de Rusça’yı öğrenmeye çalışıyorum. Her ne kadar bizimkisi ‘sınır ötesi bir aşk’ olsa da aşkta sınır yok ve biz bu sınırları yine aşkımızla aştık. Hayat sürprizlerle dolu. O yüzden hayatınızın aşkını nerede ne zaman bulacağını da bilmezsiniz. Ben, aşkımı 2 bin 150 kilometre uzakta buldum” ifadesini kullandı.
EŞİM BANA BÖBREĞİNİ VERDİ
Çakar, “Bana böbrek yetmezliği teşhisi konulup, ablam ve kız kardeşim sağlık sorunları yaşayınca umudumu asla kaybetmedim. Zor günlerdi ama asla umudumu kaybetmedim. En büyük dayanağım eşimdi. Ve Liliia bir gün bana; ‘Hadi hastaneye gidiyoruz. Sana böbreğimi vereceğim’ dedi. Çok şaşırdım. Çünkü ondan böyle bir talebim hiç olmamıştı. Hastanede kan gruplarımızın uyuştuğunu öğrendim. Çünkü iki ülkenin kan grubunu belirleme yöntemi çok farklı. Eşim yabancı olunca bir yıllık bir bekleme süreci sonrası nakil gerçekleşti” dedi.
İÇİMDE EŞİMDEN BİR PARÇA VAR
Çakar, “Nakil öncesinde böbreklerim işlevi yüzde 6’ya kadar düşmüştü. Eşim yabancı uyruklu olunca; 2 yıllık evlilik şartı vardı. Bu yüzden bir yıl daha bekledik. Etik kurulu onay verince de 25 Ocak 2025 tarihinde nakil gerçekleşti. İçimde eşimden bir parça var. Onun böbreğiyle yaşamımı sürdürüyorum. Şu anda 3 böbreğim var. Diğer iki böbreği kuruyunca alacaklar. Şu anda çok iyiyim. Umutla yaşıyoruz ve umutla yaşamaya devam edeceğiz. Bir savaş, benim hayatımı değiştirdi” yorumunu yaptı.
KALPLERİMİZ BİRBİRİNE DOKUNDU
“Erdinç’i ilk gördüğümde özgüveni, gözleri, altın kalbi, ne istediğini bilen, nazik olduğu kadar da otoriter olması beni etkiledi” diyen Liliaa Çakar, “Onun söyledikleri ve geleceğe dair planları beni etkiledi ve güven verdi. Ona inandım. Birbirimizi gördüğümüz ilk dakikadan itibaren elimden tuttu ve hiç bırakmadı. Kalpten gelen bir sevgi vardı aramızda. Kalplerimiz birbirine dokundu; ruhlarımız birbirini anladı. Sanki bin yıldır tanışıyor gibiydik” dedi.
AŞKIM İÇİN TÜRKİYE’Yİ SEÇTİM
Liliia Çakar, “Ben de o da kendinden o kadar emindi ki, elimi tuttuğu ilk an, sanki kalbim eridi. Ülkemdeki savaş nedeniyle Almanya, İtalya ya da Polonya’ya gitmek gibi birçok seçeneğimiz vardı ama ben, aşkım için Türkiye’yi seçtim. Bundan hiç pişmanlık duymadım. Burada ülkemde gibiyim. Hiç yabancılık çekmedim. Burası bana evimmiş gibi geldi. Adana, bana Nikolaev’i (Mykolaiv) hatırlatıyor. Orada da hava güneşli, ılık ve sıcaktı” diye konuştu.
ONA BİR NEFES VERMEK İSTEDİM
Çakar, “Erdinç’in hasta olduğunu öğrendiğimde bir an bile düşünmedim. Böbreğimi ona vermem konusunda teklifte dahi bulunmadı. Ben, hayatım boyunca bu insanla yaşamak istiyordum. Ablası ve kız kardeşinin, rahatsızlıkları nedeniyle nakil gerçekleşmedi. Ona tabiri caizse yeni bir nefes vermek istedim. Eş uyumu nedeniyle 2 yıl evli olmamız gerekiyordu. Bir yıllık evli olduğumuz için bir yıl bekledik. Sonra ona böbreğimi verdim” dedi.
KENDİME YENİ BİR HAYAT KURDUM
Annesi Tetyana Yhimets (70) ve kız kardeşi Olesya Yhimets (40) ile birlikte aynı evde yaşadıklarını anlatan Liliia Çakar, Adana’yı ve özellikle de ‘Adana Kebabı’nı çok sevdiğini söyledi. Çakar, “Türkiye’de yaşamak; burada kendime yeni bir hayat kurmak gibi bir düşüncem yoktu, ta ki Erdinç’i tanıyana kadar. Her şey çok güzel gidiyor ve çok mutluyum. Sakin, mutlu ve bolca kahkaha dolu, neşeyle geçen bir evliliğim var” yorumunu yaptı.