Her şey hayal etmekle başlar…
Ama bazı hayaller, insanın içinde ukde kalır…
Aradan yıllar geçse de hep o hayalin bir gün gerçekleşmesini umut eder durursunuz…
Benim için de öyle oldu…
Lise yıllarımda hep bir hayalim vardı; köşe yazarı olmak…
Ama gel gör ki, bu hayalim hep içimde kaldı…
Liseden mezun olduktan sonra kendi yuvamı kurup, önümde yepyeni bir yol uzanırken, bu hayalime ulaşamamanın da hüznü vardı içimde…
Ama bazen hayat sürprizlerle doludur…
Karşınızda ne zaman, ne çıkacağını tahmin bile edemezsiniz.
İşte bugün burada; sizin karşınızda olmamın nedeni de hayatın bana sunmuş olduğu bir sürprizin yansıması…
İçimde ukde kalan bir hayal, yıllar sonra burada; Çukurova Metropol ile gerçeğe dönüştü…
Artık burada; bu köşede sizlere dilim döndüğünce bir şeyler anlatmaya çalışacağım…
Her hafta farklı bir konuyla karşınızda olacağım…
İlk köşe yazım ve benim için yepyeni bir başlangıç.
O yüzden çok heyecanlıyım.
Kısa bir girişten sonra bu haftaki konumuzu dile getirmeye ne dersiniz?
O zaman lafı hiç uzatmayalım.
İLETİŞİM…
Bugün teknoloji hızla ilerlerken, ciddi bir sorunla karşı karşıyayız!
İletişim kopukluğu…
Başka bir ifadeyle:
Birbirimizi dinlemiyoruz; dinlediğimiz için anlamıyoruz; anlamadığımız için de iletişim kuramıyoruz!
Hal böyle olunca da çağımızın en ciddi ve can yakan sorunu da ‘iletişim kopukluğu’ olarak öne çıkıyor.
Evde; işyerinde; mahallede; okulda; kısacası gündelik hayattaki ilişkilerinize şöyle bir göz atın:
Hangimiz karşısındakiyle sağlıklı bir iletişim kurabiliyor?
Ya da kaçımız düşündüklerini karşısındaki aktarabiliyor?
Karşı karşıya kaldığımız birçok olayda sık sık kendimizi açıkça ifade edemediğimizi; anlaşılamadığımız ya da yanlış anlaşıldığımızı kaçımız düşünüyor?
Konuştukça; diyalog kurdukça düzeleceğini sandığımız işler, çoğu kez daha karmaşık; içinden çıkılmaz hal almıyor mu?
Peki nerede yanlış yapıyoruz?
İşte asıl can yakıcı nokta da burası.
İlk başta söylediğim gibi; birbirimizi dinlemiyoruz!
Bunun için önce iyi bir dinleyici olmamız lazım. Yani karşımızdakini dinlemeliyiz.
Konuşurken, ses tonumuza dikkat etmeliyiz; kırıcı olmaktan kaçınmalıyız.
Söylediklerimiz; dile getirdiğimiz düşüncelerimiz açık ve net olmalı.
Ama her şeyden de önemlisi, karşımızdakini tanımaya; onu anlamaya çalışmalıyız.
Saygı, sevgi ve empati…
Her şeyden de önemlisi açık ve dürüst olmalıyız.
Karşımızdakini dinlerken, onu anlamaya çalışmalıyız.
Birbirimizi dinler; karşımızdaki anlar ve anladığımızı da idrak edebilirsek; işte o zaman her şey kendiliğinden gelir…
Sağlıklı bir iletişim kurmak; hem kendimize, hem de topluma olan saygınlığımızı arttıracağı gibi uzun ömürlü ilişkilerin kurulabilmesi de imkan sunar.
Bu nedenle sağlıklı iletişim çok önemli.
Etkili iletişim becerilerine sahip olmak, aynı zamanda da insanın hayatını daha kolay hala getireceği gibi ona yeni kapılar açar.
Tıpkı mutluluğun anahtarı gibi…
Birbirimizi dinlersek anlarız; anlarsak diyalog kurarız…
Ne dersiniz; işe ilk olarak birbirimizi dinleyerek başlayalım mı?