Ömrü boyunca hiç oy vermemiş, halktan ve halkın değerlerinden uzak siyaset anlayışını bundan sonra sürdürmesi halinde ömür boyunca oy vermeyecek bir insan olsam da hem bir vatandaş olarak hem de bir gazeteci olarak yakın markajımda olan bir partidir Cumhuriyet Halk Partisi.
O yüzden de tabir yerindeyse; 'ciğerini bilirim.' Partiye karşı bugüne kadar hiçbir ön yargım olmadı. Hatta en iyi anlaştığım insanların arasında CHP’liler önemli bir yer tutar. Tabi Türk siyasi tarihi açısından baktığımızda bulunduğu konum itibariyle de göz ardı edilebilecek bir parti değildir. İşte ben de bu nedenle CHP'nin 38. Olağan Kurultayı’nı yakından takip ettim.
Benim açımdan önemli olan kimin kazanıp kimin kaybettiği değildi aslında. Çünkü; "Değişim" diye yola çıkanların da kurultaydan önceki açıklamalarına baktığınızda bir zihniyet değil bir versiyon değişimi olacağını anlayabiliyordunuz. Nitekim Kurultay konuşmaları sırasında teröre ve teröriste maddi manevi destek vermekten yargılanmış ve ceza almış insanlara iki Genel Başkan adayının da selam göndermesi bu düşüncemde ne kadar haklı olduğumu açık bir şekilde gösteriyordu.
Kurultay ile ilgili haberleri zaten okumuşsunuzdur. Birçok şeyden de bilginiz vardır. O nedenle bu yazıda meselenin genelinden ziyade özeline, bizi yani Adana’yı ve Adanalıları ilgilendiren tarafına bakmak istiyorum ama önce şunu söylemeden de geçmeyeyim; Bu kurultay Ekrem İmamoğlu’nun siyasi yükselişinin önlenemez olduğunu da göstermiştir. Ekrem Bey’e "Değişim deyip durdu ama aday olmaktan vazgeçti. Kaybedeceğini anlayınca 'tavşan' aday çıkardı" diyenler ne kadar yanıldıklarını ve İmamoğlu’nun siyasi bilgi ve becerisinin sanılanın tam aksine artık iyice olgunlaşmış olduğunu, kendilerinin bunu göremeyecek derecede siyaset fukarası konumunda bulunduklarını anladılar.
Kurultay’ı yakından takip edenler daha önce Kemal Kılıçdaroğlu’na destek vereceklerini açıklayan Adana ve Mersin teşkilatlarının herkesten önce davranarak salonu belediye işçileri ile doldurduğuna şahitlik etmişlerdir. Bu yüzden de Özgür Özel taraftarlarının büyük bir kısmının salonun dışında kaldığı ifade edildi. Zaten Özel konuşması sırasında kendisini konuşturmayan hatta güvenlik olmasa belki mikrofonu elinden alacak Adana Büyükşehir Belediyesi personeline sözünü dinletemeyince Zeydan Karalar’ı göreve davet etti. "Zeydan abi! Bir talimatına bakar. Hadi! Bravo! Sen söylersen olur be! Beni dinlemiyorlar seni dinlerler" diyerek Adana ve Mersin Büyükşehir Belediyesi işçilerini susturmalarını istedi.
Özgür Özel’in Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’a; "Ne yapmaya çalıştığının farkındayım" ikazıydı sözleri ama Zeydan Başkan Kılıçdaroğlu’nun kaybedeceğini düşünmediği için olacak bu ikazı çok da önemsemedi.
Son tahlilde ömrü seçim kaybetmekle geçmiş ve Türkiye’nin kaybetmek konusundaki en deneyimli siyasetçisi olan Kemal Kılıçdaroğlu geleneği bozmadı ve yine kaybetti.
Sadece Kılıçdaroğlu mu? Ona açık destek veren Zeydan Karalar da kaybetti. En büyük hayali Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı olan Soner Çetin kaybetti. Seyhan Belediye Başkanı Akif Kemal Akay kaybetti. Çiçeği burnunda İl Başkanı Anıl Tanburoğlu kaybetti. Ceyhan Belediye Başkan Vekili Hülya Erdem kaybetti. Bununla birlikte Müzeyyen Şevkin ve Orhan Sümer de kaybetti.
Özgür Özel ile yakın arkadaşlığı bulunan Burhanettin Bulut kazandı. Bir önceki dönem seçimlerde ilk sırada yer alırken Zeydan Karalar’ın siyasi oyunlarıyla son genel seçimde 5. sırada adı yazılan ve milletvekilliği payesini söke söke, emeğinin hakkıyla, alın teriyle hak eden Ayhan Barut da kazandı.
Bu tablo bana şunu gösteriyor; Kemal Kılıçdaroğlu’nu açık açık destekleyen isimlerden belki bir ikisi o da kaybedebilme ihtimalleri olan yerlerden aday gösterilecektir ama kazanma ihtimali olan yerlerde bu isimleri görme ihtimalimiz artık yok!
Yani aylar önce 'Zeydan Başkan'a yol göründü' başlığıyla yazdığım köşe yazısı gerçeğe döndü. Kendisine açıkça destek vermediğini ilan etmesi bir tarafa kurultay sırasında bile konuşmasını sabote ettiren Karalar’a herhalde Özgür Özel; "Başkanımız sensin Zeydan Abi!" demeyecektir. Burada Ayhan Barut etkisini de unutmamak gerekir. Barut nazik bir insandır ama kısa bir süre önce kendisine yapılanları da göz ardı etmeyecektir.
Demem o ki; Zeydan Karalar’ın siyasi hayatı bitmiştir. Bir sonraki yerel seçimlerde Karalar’ın adını adaylar arasında görmezseniz şaşırmayın. Bu, Karalar için bir kayıp olsa da Adana için büyük bir kazançtır. Nihayetinde 5 yıl Seyhan, 5 yıl da Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde; "En büyük eserim" diye bir alt geçidi gösteren Zeydan Başkan’ın yokluğuna Adanalılar çok da üzülmeyecektir.
Olan, Soner Çetin’e oldu. Etrafından parti taassubundan ayrı düşünebilen birileri de yok muydu ki ona "Yanlış yapıyorsun Başkanım" diyemedi? Biraz sakin düşünse şunu bilirdi; Kılıçdaroğlu’nun kazanması demek Karalar’ın yeniden Büyükşehir adayı olması demekti. Dolayısıyla kendisine yine Büyükşehir düşmeyecekti. Eğer derdi Büyükşehir’i isteyip Çukurova’ya razı olmaktıysa bu da artık mümkün değil. Hâlbuki Özel’i desteklese şu an adı Büyükşehir Belediye Başkan adayı diye anılmaya başlanmıştı bile.
Geçti Bor’un pazarı…