'Bir daha enkaz altında kalmamak için ayağa kalkmalıyız'
Kartal Meydanı'nda yapılan açıklamada ilk sözü TKP Kartal Belediye Başkanı adayı Gökmen Dumlu aldı. Yaşanan yıkımda iktidarın ve sermaye sınıfının sorumluluğuna işaret eden Dumlu, "Üzüntülüyüz ama bir o kadar da öfkeliyiz. Binlerce yurttaşımızı göz göre göre kaybettik. Üzerinden bir yıl geçti ama neresinden tutarsanız elinizde kalan bir dönemi yaşadık. Neden bu kadar büyük bir acıyı yaşattılar? Bu sorunun çok yanıtı var ama biri yeter. Sorumlu olan büyük inşaat firmaları için, sermaye için, rant için çalışan bu düşüncedir. Sorumlu bu düzenin ta kendisi" dedi.
Depremin ardından görülen dayanışmanın büyütülmesi gerektiğini kaydeden Dumlu, "Yurttaşlarımızı anarken onlara bir söz vermeliyiz. Bir daha enkaz altında kalmamak için, ayağa kalkmak zorundayız. Ayağa kalkalım ki İstanbul'da da, Kartal'da da benzer acıları yaşamayalım. O gün orada devlet yoktu. Tüm yurttaşlar ve özellikle komünistler oradaydı. Bu dayanışmayı büyütmeliyiz" ifadelerini kullandı.
'Felaket, AKP iktidarı ve piyasacı düzendir'
Gökmen Dumlu'nun ardından söz alan TKP Merkez Komite üyesi Alpaslan Savaş, iktidarın suçunun üzerini örtmek için çabaladığını kaydederek şöyle konuştu:
"20 yıllık AKP iktidarında birçok alanda alınabilecek kamusal önemlere rağmen binlerce yurttaşımızın yaşamını yitirdiği örneklerle karşı karşıya kaldık. Bu 20 yıllık felaket aslında deprem değil, maden ocaklarındaki göçükler değil, nehir yataklarına yapılan evler değil. Bu büyük felaket AKP iktidarı ve piyasacı düzendir. Bunu 'kader planı' olarak açıklıyor Erdoğan. Biz biliyoruz ki Erdoğan, 'kader' planı lafını suçunu örtmek için kullanıyor."
Depremin ilk günlerinde duyulan "devlet nerede" sorusunun aradan geçen bir yıla rağmen güncelliğini koruduğunu belirten Savaş, "Depremzede yurttaşlarımız bugün hâlâ "devlet nerede" diyor. Biz de devleti arıyoruz. Nerede görüyoruz? Hakkını arayan yurttaşın, evine kavuşmak isteyen depremzedenin sesini kesmek üzereyken görüyoruz. Deprem günü de böyle oldu. On binlerce yurttaşımız belki çok basit müdahaleler ve önlemlerle hayatını sürdürecekti. Bu tek başına iktidarın beceriksizliğiyle alakalı değil. Bu kurdukları rant düzeniyle alakalı. Bu bir demir keskisini yüz bin insanın öldüğü alana ulaştıramayacak bir kâr düzeni kurmalarıyla alakalı. Sadece yurttaşlarımızı anmayacağız, bu düzenle mücadele edeceğiz" dedi.
'Murat Kurum'la mı, Lütfü Savaş'la mı bu ülkeyi ayağa kaldıracaksınız?'
AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Hatay'daki "Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez" sözlerini hatırlatan Alpaslan Savaş, diğer illerdeki durumun farklı olmadığını söyledi.
"Suçları büyük olduğu için şimdi de halka şantaj yapmaya başladılar. Biz bunun da takipçisi olacağız. Erdoğan'ın kendisini desteklemeyenlere karşı intikam duygusuyla hareket ettiğini biliyoruz ama mesele sadece bu mu? Hatay'da, Defne'de, Samandağ'da halkı tehdit ettiler ama diğer yerlerde durum çok mu farklı? Deprem bölgesinde hâlâ hemen hemen her yerde insanlar çadırda yaşıyorlar. Sadece intikam almak istedikleri için değil yapamadıkları için böyle."
AKP ve CHP'nin yere seçimlerde deprem suçlularını aday gösterdiğini belirten Savaş, "Müteahhit düzeniniz halka hiçbir gelecek vaat edemez. AKP'nin İstanbul İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı olarak gösterdiği şahıs bunun kanıtı. Deprem döneminde imar ve şehircilikten sorumlu olan suçlu kişi iktidar partisinin adayıdır. Peki, muhalefet... Uyguladığı politikalarla Hatay'ın bütün ilçelerinin depreme zayıf hale gelmesine, imar yolsuzluklarının baş aktörü haline gelmesinin sorumlusu olan şahıs da ana muhalefet partisinin Hatay adayı. Murat Kurum'la mı, Lütfü Savaş'la mı bu ülkeyi ayağa kaldıracaksınız? Hadi oradan! Kimse bunlara rağmen umutsuzluğa kapılmasın. o umut deprem günlerinde birbiriyle gösterdiği dayanışmadır. " dedi.
Konuşmaların ardından eylem "Bu memleket bizim. Rantçıya, faşiste bırakmayız." sloganı ve alkışlarla sona erdi.