Bu kadar kolay ölümlerin, ucuz cezaların  verildiği  bir dönem hatırlamıyorum. Trafikte yol ortasındaki Teksas’ı andıran yol verme cinayetlerine,yan baktın gibi saçma sapan nedenlerle işlenilen  katliamlara sağ olsunlar bünyemizi alıştırdılar.Fakat son dönemdeki kadına şiddet ve sonrasında işlenilen cinayetler artık iyice mide bulandırmaya başladı derken ,yaklaşık 1 ay önce doğunun uzak,ücra  bir kırsalında Narin evladımızın  vahşice hayattan koparılması ,vicdanı olan herkesin sabrını taşırdı.Olayın yetkililer tarafından analiz edildikçe dallanıp budaklanması,belirsizliğin devam etmesi,’narin’ bir bedenin insanlık dışı biçimde katledilmesinin ,iz kaybettirme ve akıl karıştırma metotlarıyla  bilinmezliğe sürüklenmesi sabrımızı zorlayan diğer bir husus.

   Daha 8 yaşında iken aile üyeleri tarafından vahşice katledilen Narin’in yapılmadık otopsisi kalmadı. Adli otopsi, psikolojik otopsi…Neredeyse tüm aile meclisi top yekün içerde. Çapraz sorgular, DNA örnekleri, itirafçı ifadeleri…Fakat elde var sıfır. Ya bizim bile bilmeye vakıf olamadığız çok gizli bilgiler saklanıyor ya da Narin’in sevgili (!) aile üyeleri, ta en başından beri planladığı bu cinayetin izlerini profesyonel suçlular gibi yok ediyor.

   Fakat öldürülen sadece Narin mi idi? İnsanlık, ahlak, aile sevgisi, akraba güveni ve namus gibi kavramlar da anlamından uzaklaştı, uçtu gitti…Toplum olarak utancımızdan kafamızı kumun altına gömdük, çıkacak sonucu bekliyoruz. Tıpkı Narin’in çürümeye yüz tutmuş bedeni gibi daha nice canların kokusu yayılmış Tavşantepe köyünün tepelerine. Tepkisiz kala kala burnu koku almaz olmuş artık insanların.

   Neye şahit oldu, neyi gördü bilmiyoruz fakat şu bir gerçek ki Narin’i susturmaya çalışan kirli ellerin karşısındaki sesler hiçbir zaman susmayacak.

EMRE KIR

EĞİTİMCİ / YAZAR