Türkiye ekonomisinin senelerdir çektiği ve kimsenin elini atmadığı, oralı olmadığı bir mesele var; o da kayıt dışı, gayri resmi ekonomik gelirler. Yaklaşık 1,2 milyon dolarlık ekonomik büyüklüğe sahip olan bir ülkeden bahsediyoruz.14 trilyon değerinde bir 2025 bütçesi…Bu rakamlara bakıldığında insan yavaş yavaş işlerin yakında düzeleceğini umut ediyor.
Umut etmek, hayal kurmak güzel şeyler fakat ülkede gelirini beyan etmeyen , vergi vermeyen, vergi kaçıran sayısı abartılı bir biçimde yüksek iken,kovanın doluyor olmasına sevinmek biraz manasız oluyor çünkü altındaki delik, oluk oluk akıtıyor. Kayıt dışılık artık ülke genelinde ekstra bir geçim kaynağı olmuş.Herkes verginin başkasının cebinden çıkmasını istiyor,kısacası ben ödemeyeyim derdinde.
Olan da bordrolu, maaşlı, sistemde her şeyiyle kayıtlı diğer vatandaşlara oluyor. Hal böyle olunca ciddi bir ahlak ve yolsuzluk sorunu ortaya çıkıyor.Bu ülkede vergisini kuruşu kuruşuna ödeyen de kendisini enayi gibi hissetmeye başlıyor.Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın son denetimlerinde 5.600 firmada 1.7 milyar TL’lik kayıt dışı hasılat tespit edilmiş,öncesini varın siz düşünün.Adamlar yaptıkları 5 milyon ciroyu 500 bin diye gösterip aradaki farktan elde ettiği geliri cukka cebe indiriyor.
Sağdan soldan,sosyal medyadan ya da tek yönlü denetimlerden elde edilen ihbarları bir kenara bırakıp şu ‘’ Nasıl ve nerden bulsun’’ yasasını yürürlüğe koymak lazım.Aylık gelirinin çok üstünde harcama yapanların mal varlıkları ve taşınmazları ciddi bir biçimde incelenmeli.Kontrol altına alamadığımız her gelir,kayıt dışı ekonomiyi canavarlaştırır,ve bu masa altı ekonomi,kısa yoldan köşeyi dönmek isteyenlerin sayısını arttırır.Devlet organlarının denetim eksikliğine istinaden kafada zihniyetlerin de değişmesi şart; bu ahlaki aynı zamanda vicdani bir vazife.