Çukurova Kitap Fuarı’nın son gününde Gazeteci ve Yazar Nihat Genç okurlarıyla buluştu. Okurlarının kitaplarını imzalayan ve onlarla anı fotoğrafı çektiren Genç, Çukurova Salonu’nda düzenlenen ‘Türkiye’nin Kurtuluş Yolu’ konulu söyleşi düzenledi.
Toplumların hayatında 3 yıllık, 5 yıllık, 10 yıllık türbülans olabileceğini söyleyen Genç, “Ama Türk milletini esir etmeye, çaresiz bırakmaya hiç kimsenin gücü yetmez. Bundan 10 yıl önce bir başka şizofren, FETÖ haşa kendini Allah bilip orduyu ele geçirdi. CIA adına hareket etti. Ne oldu? Şeytan gibi kovuldu.” diye konuştu.
“Neden Umutsuz Olalım?”
Zamanında FETÖ elebaşı Gülen’e ‘Hocafendi’ demeyenleri hakaretten içeri aldıklarını aktaran Genç şunları söyledi:
“Ama hepsi şimdi dışarıdalar. Mezarlarının yeri yok. Bu ülkeye gelecek yüzleri yok. Gün doğar Türkiye Cumhuriyeti, yeniden silkelenir Türk halkı yine aynı hikayeleri izlersiniz. O yüzden ne kadar karanlık olursa olsun umutsuz değiliz. Neden umutsuz olalım? Hepimizi Allah yarattı. Kim bunlar ki bunlardan korkacağız? Bu bir mevsimdir gelir geçer. Ve hesaplaşırız hepsiyle.”
“Hem Meclis Hem Siyasi Partiler İşgal Edilmiştir”
“Türk milletini soyanlara, Türk milletine karşı bu kadar fütursuzca yolsuzluk yapanlara karşı Türk milleti gün gelecek iradesini ortaya koyacaktır” ifadelerini kullanan Genç şöyle devam etti:
“Türk milletinden bunlar sadece yel alır. Toplumların depresyona girdiği zamanlar olur. Ama gelir ve geçer. Ancak biz bu dünyaya niye geldik? Anne nedir, aile nedir, çocuk nedir, millet nedir, toprak nedir? Değerini bilenler direnmeye mecburdur. Anne nedir unutursan, aile nedir unutursan, ahlak nedir unutursan, din nedir unutursan bunlara köle olursun. Paraya taparsın. Hırsızlığa taparsın. Malikanelerin olur ama insan olamazsın. İnsan içine çıkacak yüzün kalmaz.
Türkiye Cumhuriyeti, finans şirketleri, sıcak para, borsa, vahşi kapitalizm, finans kapitalizmi… Adına ne derseniz deyin, bunlar tarafından işgal edilmiştir. Hem meclisi, hem siyasi partileri, hem ekonomisi, hem borsası hem de halkı pasifiz edilerek Türk milletinin bugünkü bütün hazineleri ve meclisi işgal edilmiştir. Bu hikaye çok uzundur.”
“Petrol Çağı Bitti”
Bir dönem petrolün ve petrol savaşlarının olduğunu belirten Genç şunları dile getirdi:
“Petrole ihtiyacımız bir 30-40 yıl daha var. Ama petrol çağı bitti. Yeni bir dünya kuruldu. Yeni kurulan dünyayı size tanıtayım. Cep telefonları, casus yazılımlar, İHA’lar, SİHA’lar, gözetleme kuleleri, sensörler, radarlar, uzaya giden uydular, balistik füzeler, elektrikli arabalar ve bataryayla çalışan herkes… Bütün bu anlattığım yeni teknoloji petrolün yerine geçti. Peki bu teknolojinin ana maddesi nedir? Bu teknolojinin ana maddesi nadir elementler dediğimiz elementlerdir. Yani sizler altını, demiri, bakırı, çinkoyu tanıyorsunuz. Bunlar nadir element değil. Ama grafiti bir kömür türü nadir element. Ama lityum ya da bir mıknatıs bütün bunlar elektrikli arabaların bataryalarında çalışan. Günümüz dünyasında bir insanın teknolojik ihtiyaçları için her yıl 20 ton kaya kırılmak zorunda. Kırılan bu 20 ton kayadan da çıkan maden 1 gram. Şili, Peru, Endonezya, Malezya bunun savaşlarıyla mağlup olmuş durumda. Ama bir tanesi çok zengin. O da Çin.
Avrupa Birliği, yeşiller bu madenler çok zararlı olduğu için bunu çıkaran büyük şirketleri kovmaya başladılar. Ve tabi kovulunca da başlarına bela aldılar. Çin de Moritanya’dan sonra yoksullukta sondan ikinci ülkeydi. Kalkınmayı arıyordu. ‘Bu madenler bizde çok var ama çıkaramıyoruz. Teknolojisini bilmiyoruz’ dedi. Bu kovulan şirketleri çağırdılar. Ama sonra da teknolojisini öğrendiler. Sonra Avrupalılara, Amerika’ya dediler ki ‘Nasılsa dünya ticaret merkezinin hukuki alışverişi var, ben size bu malları satmak zorundayım. Ne kadar Avrupalı, Amerikalı nadir element isterse ben size bunu verebilirim’ dedi. Ve Çin böyle diye diye, bunun zehrine de katlanarak, kitleler halinde insanların ölmesine de göz yumarak kendi içinde, ama 20 yıl sonra madenlerde birinci oldu. Şu anda nadir elementler yüzde 70 Çin’in elinde.”